Osmanlıda hayvan hakları beyannamesi.

Osmanlıda hayvan hakları beyannamesi.


## Osmanlı’da Hayvan Hakları Beyannamesi: Bir İlk

Osmanlı İmparatorluğu, 17. yüzyılda hayvan hakları konusunda öncü bir rol oynayarak, **dünyada bilinen ilk hayvan hakları beyannamesini** yayınladı. Bu beyanname, 1600’lü yıllarda III. Murad döneminde hazırlanmış ve yürürlüğe girmiştir.

Beyanname, hayvanlara karşı zulmü ve istismarı yasaklayan ve onların refahını gözetmeyi amaçlayan bir dizi maddeden oluşmaktadır. Bu maddelerden bazıları şunlardır:

* Hayvanlara yiyecek ve su sağlanması
* Hayvanların aşırı yük taşınmasından korunması
* Hayvanların dövüştürülmesinin yasaklanması
* Hasta ve yaralı hayvanların tedavi edilmesi
* Sokak hayvanlarının korunması

Beyannamenin hazırlanmasında önemli rol oynayan kişi, **Şeyhülislam Ebussuud Efendi**’dir. Ebussuud Efendi, İslam hukukuna dayandırarak hayvanların da canlı varlıklar olduğunu ve korunması gerektiğini savunmuştur.

Osmanlı’daki hayvan hakları beyannamesi, sadece yasal bir metin olmanın ötesinde, hayvanlara karşı şefkat ve merhamet duygusunun da bir göstergesidir. Bu beyanname, günümüzde de geçerliliğini korumakta ve hayvan hakları konusundaki tartışmalara ilham vermeye devam etmektedir.

**Beyannamenin Önemi:**

* Dünyada ilk hayvan hakları beyannamesi olmasıyla önemli bir yere sahiptir.
* Hayvanlara karşı merhamet ve şefkat duygusunun gelişmesine katkıda bulunmuştur.
* Günümüzdeki hayvan hakları savunucularına ilham kaynağı olmuştur.

**Beyannamenin Etkileri:**

* Beyannamenin etkisiyle Osmanlı’da hayvanlara karşı yapılan zulüm ve istismar azalmıştır.
* Hayvanların refahı için çeşitli vakıflar kurulmuştur.
* Hayvanlara yönelik yasal düzenlemeler yapılmıştır.

**Sonuç:**

Osmanlı’daki hayvan hakları beyannamesi, hayvan hakları tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu beyanname, hayvanlara karşı saygılı ve merhametli bir bakış açısının gelişmesine katkıda bulunmuştur ve günümüzde de ilham verici bir örnek olmaya devam etmektedir.

@@@@@@@

Kanuni ve topkapı sarayındaki ağaçları saran karıncalar.

Kanuni Sultan Süleyman, devlet işlerinden arta kalan vakitte Topkapı Sarayının bahçesinde ağaç yetiştirmekle meşgul olurdu. Birgün yetiştirdiği meyve ağaçlarını karıncaların sardığını gördü. Ağaçlara zarar veren karıncaların itlaf edilmesini ve karıncaların bürüdüğü ağacın kesilip kesilmemesi hususunu bir tezkîre ile Şeyhülislâm Ebussuud Efendi’ye sordu. Hemde öyle şairâne bir dil ile sordu ki;

Dırahta ger ziyan etse karınca
Günâhı var mıdır ânı kırınca?

(Eğer karınca ağaca zarar veriyor, onu kurutuyorsa, karıncayı yok etmenin bir günahı var mıdır?)

Ebussuud Efendi, zamanın şeyhülislâmıdır. Kanuni’ye hoş görünmek için, karıncanın ölmesinden ne olur padişahım, diyebilirdi, fakat o, ince bir nükteyle bakın ne diyor, bu da sanatkâr bir padişaha sıradan bir cevap değildir:

Yarın Hakk’ın dîvânına varınca
Süleyman’dan hakkın alır karınca.

Loading

No ResponsesHaziran 18th, 2024