EN BÜYÜK HESAP ALLAH’IN HESABIDIR

EN BÜYÜK HESAP ALLAH’IN HESABIDIR

 

İnsanlar günlük, gündelik, bilemedin yıllık ve ömürlük hesaplar yaparlar.
Allah’ın hesabı ise ezelden başlayıp ebede uzanır.
Allah bunu kitabında asırlık veya berat gecelerinde yıllık olarak devreye koyar.
Zira bir yaprak bile bir kaderle düşer.
Allah’ın hesabı ebedi boyutludur.

Allah’ın hesabı gibi projesi de ebedi boyutludur.
Kullarını yaratan hiç onların hal ve ahvalini ve de geleceklerini bilmez mi?
Zaten her bir mahlukun ana rahmine düştüğü andan itibaren her şeyi yazılıdır.
Levh-i mahfuzda genel yazıldığı gibi, her bir spermde de mukadderat kayıtlıdır.
Tıpkı fiziki özellikleri gibi.
Allah zalimi de bilir, mazlumu da.
Allah imhal eder ancak ihmal eder.
İçindeki gerçek niyet ve yapının ortaya çıkması için müsaade edip süre verir ancak göz ardı etmez.
Hesabını toplu ve topluca görür.
Musa’yı Nil Nehri’nden çıkarıp firavunun sarayında büyüttüğü gibi, firavunu da kızıl denizde ordusuyla toptan boğar.
Ne garip değil mi?
“İnsan kendisini bir nutfeden yarattığımızı görmez mi ki hemen apaçık bir hasım kesilir ve kendi yaratılışını unutur da; “Çürümüş kemikleri kim yaratacak” diyerek, Bize misal vermeye kalkar?”[1]
Oysa o;
” O, (döl yatağına) akıtılan meninin içinden bir nutfe (sperm) değil miydi?”[2]
İnsan bir baksın neden yaratıldığına;
” Dökülen bir sıvıdan yaratıldı;”[3] 

****************

 

Kumanda zahiri, cisim ve madde olarak kanalları kontrol ediyor.

Yani sadece bir araçtır.
Bedende ruh için bir kumanda mesabesindedir.
Alemlerde gezinti yapan ruhtur. Beden ise onun kumandasında bir araçtır.

-Zalimler kahramanları çıkarır.

Firavun varsa, Musa olacak ve çıkacaktır.

-Gerçekten de salahat ayrı maharet ayrıdır.

Her alanda.
Nitekim siyasette de.
Adam Salih gibi görünüyor ancak sadece maharetli değil, basiret de kaybetmiş.
Hırs ve hayal, alkış ve şişirmeler gözünü kör etmiş.
Hayalle hakikati birbirine karıştırıyor
Hayal dünyasında geziyor.
Hezimeti hizmet sanıyor.
Yanındaki dolmuşçuların dolduruşuna geliyor.
Bir hayal uğruna memleketi tehlikeye atıyor.
Ne diyelim, Allah akıl şuur versin.
Kaybetmesine daha ziyade, kaybettirmesiyle bir ömür hatırlanılacaktır.

Sayın Erdoğan konuşmasında;

“Bize kaybettirmek için çalışıp, bizim gölgemizde yürümeye kalkanlara müsaade etmeyiz. Bunun adı siyasi şantajcılıktır.
MİLLETİMİZ ZÜBÜK SİYASETÇİLERE İTİBAR ETMEZ: Sadece öteki ne veriyorsa 5 fazlası benden diyerek ülkede güven ve istikrarı bozmaktan başka işi olmayanlara acıyarak bakıyoruz. Son dönemde bu habis siyaset tarzının yeniden hortlamaya başladığını görüyoruz. Milletimizin şantajcılara ve zübük siyasetçilere itibar etmeyeceğine inanıyorum.” dedi.

-Dün Saadet Partili Hasan Damar partililere yaptığı konuşmada ‘AK Parti’ye İstanbul’u kaybettiren biziz ve kaybettireceğiz hiç başka şansları yok’ dedi.[4]

Maalesef bugün de aynı hata tekrar edilmektedir.

İnsanlar unutsa da tarih unutmayacaktır.

 

***************

 

DAĞDAN İNMİŞ ŞEHİRE

 

– Benim için önemli olan kime oy verdiğin değil, Kime kazandırdığındır.

Sen kime kazandırdığın-sın, kazancında odur.
Günahına da sevabına da…

-Önceleri Kahramanmaraş, Çorum, Sivas ve Adıyaman gibi yerlerde oynanan oyun, bugün PKK tarafından Hatay ve Mersin’de zemini oluşturulmaya, küçük bir Suriye ortamının hazırlanmasına ve kaosun merkezi kılınmaya çalışılıyor.

-Kirli bir siyaset ortaklığı sürmekte ve basiretsiz yaklaşımlar sergilenmektedir.

-Başarımızın sırrı, beyin göçünün geriye dönüşü olmuştur.

İşte buna hazmedilmemektedir.

Adeta tahsile gidenler geri dönmüşlerdir.
Ancak onları buradan çeşitli sebeplerle gönderip başarımızı engelleyenler bu dönüşten hoşnut olmamış, huysuzlukları depreşmiştir.

İnşallah bu İslam dünyası çapında da gerçekleşecektir. [5]

-Firavun ve firavunlar Gazze’de Musaların peşinde.

Musaları öldürmek ve durdurmak için her ismi ve cismi ortadan kaldırıyorlar.

-Şehirlerde uyuşturucu tacirleri neden arttı?

Çünkü dağdaki eşkıya şehre indi ve de şehirden ortaklar buldu.

-Ya Rabbi! O nasıl bir maya ki, tüm sütleri dönüştürüp mayasıyla mayalamış, tüm yabanileri aşısıyla ehil ve ehlileştirmiştir?

Südü bozuklar hariç.

Kendi olmayan ve aşı tutmayan yabanilerin dışında.

-Rahmetli dedem 1980 yıllarında şöyle demişti;

Evlat, evvelden eşkıya dağ da idi, şimdi şehre indi.

Şimdi ise mecliste.

O da avukat gibi savunarak, arabasına alıp serbestçe istenilen yere götürerek.
Ya onları savunanlar?
Ya onlara meşruluk kazandıranlar?
Ya onları meclise, belediyelere ve devlet kurumlarına taşıyanlar?
En önemlisi de kör olup bunları görmeyenler…

İşimi ve buna onay verenleri Allah’a havale ediyorum.

 

MEHMET ÖZÇELİK

16-03-2024

[1] Yasin. 77-78.

[2] Kıyame. 37.

[3] Tarık Suresi.6.

[4] https://tesbitler.com/2024/02/21/kim-kimi-temsil-ediyor/

[5] https://tesbitler.com/2024/02/13/bitlis-tiflis/

 

Loading

No ResponsesMart 16th, 2024