YA VAR OLMASAYDIK-YA BİLİNMESEYDİ
YA VAR OLMASAYDIK-YA BİLİNMESEYDİ
Biz var olmadan önce ne biz ne anne babamız ne melekler benden ve bizlerden haberdar değildi.
Bizi bir bilen Sendin.
Yaratmakla hem bizi bizden, yarattıklarından ve de en önemlisi bizleri Kendinden haberdar ettin.
Sadece kendimizi, anne ve babamızı, evlatlarımızı, dost ve akrabalarımızı kısaca bütün varlıkları bilmekle kalmadık, en büyük hakikat olan Senin hakikatinden haberdar olup, Ebediyyen bilmeye vesile olmuş olduk.
Bunu bilmek büyük hakikat olmakla beraber, bilmemenin ne büyük kayıp olacağı, o da ezeli ve ebedi bir kayıp olacağı zahirdir.
Bundan dolayı ne kadar hamd etsek o kadar az kalır.
– Olaylara bir de tersinden bakalım;
Mefhumu muhalif yani tersten okuma, tersinden okuma.
Sırf hakikati anlamak için fikir eksersizi yapmak için.
Ya olmasaydı Allah, ateistlerin iddia ettiği gibi,
Oysa kainatta imkansızın üzerinde bir imkansızı kabul etmek olur.
Küfürde gitmek, buzlar üzerinde yürümek gibidir.
Tıpkı ya olmasaydı Peygamberlerimiz, kaybedeceklerimizin haddi hesabı olmazdı.
Ve ya bizler olmasaydık?
Neler bilinmez ve anlaşılmazdı, işte bunu anlamaya çalışacağız.
-Herkes bu dünyada fiiliyle ve fiiliyatıyla kendi kitabını yazıyor ve oluşturuyor.
Ahirette okuyacak ve kendisine okunacak.
Ve,
Utıye kitabehu Bi Şimalihi.[1]
Ve,
‘‘Utıye kitabehu Bi yeminihi’Hamukreu kitabiyeh’[2]
Diyerek başkalarına da okutturacak
Tıpkı dünyada kitap yazanın kendi iç dünyasını ve kabiliyetini kalem vasıtasıyla deftere döktüğü gibi, yazılı olarak, birde fiilî yazdıklarını, niyet ve kalbinden, aklından dökülenler okuyacak ve de okunacaktır.
Bir yanda o onun karnesidir.
Başarılarla dolu olanın her önüne gelene okuturken, başarısızın mahcubiyet yaşayıp kaçınması gibi.
Ve de Müddessir suresindeki, ‘Ma selekeküm fi sakar’ da olduğu gibi.
-Her insan yaptıklarından sorumlu tutulur.
Rehin alınır. Ödül ve ceza için.
Bağlanır, tutuklanır.
Saadet veya felaketi kazancına bağlıdır. Zira her gün sermaye olarak 24 altın verilmiştir.
-İnsanoğlu bir şeyler arıyor.
O bir şeyler içerisinde aslında kendisini kendisinde olanı arıyor.
Kendisindeki derinlik derinleştikçe, kendisini çözdükçe kendisine ait olan şeylerle iletişimini sağladıkça aslında bu durum kendisinin Rabbi’sini bilmeye, Rabbi’sini anlamaya, Rabbi’sini tanımaya kadar gider ve de tanıdıkça da sevmeye kadar götürür.
-Fatiha Kur’an’a, insan kâinata fihristedir; namaz da hasenata fihristedir.
-Ahir zamanda her şey ilme dökülecektir. İlmi olanlar kazanacaktır. Her şey ilim zinciri içerisinde hakikate varacak, insanı hakikate ulaştıran en kısa yol olacaktır.
Marifet ilimden geçer.
Münafık ise yanlış yerde arıyor, araması gerekeni.
-İnsan sistemi sistematik bir şekilde hareket etmekte ve onda birileri hatta çokları faaliyet göstermektedir.
Bende belki de benim haberim olmadan bir şeyler dönmekte ve de döndürülmektedir.
MEHMET ÖZÇELİK
22-11-2023
[1] Hakka.25.
[2] Hâkka suresi 19.
Hâkka suresi 19.
Hakka.19,İnşikak.7,10.