MİMSİZ MEDENİYET

MİMSİZ MEDENİYET

Bediüzzaman Said Nursi Mimsiz medeniyet tabiriyle ne ve neyi kasdetmektedir?


Bediüzzaman Said Nursi, Mimsiz medeniyet tabiriyle insanın ruhani, manevi ve ahlaki değerlerinden yoksun, sadece maddi ve teknolojik gelişmeye odaklanan, insana yüksek idealler veremeyen, tüketim ve egemenlik arayışıyla örülü modern batı medeniyetini kasdetmektedir. Ona göre bu medeniyet insana saadet ve selamet değil, endişe ve sıkıntı getirir ve insanın manevi açıdan yetersiz bırakır. Bediüzzaman’a göre gerçek medeniyet, insanın manevi ve ahlaki değerlerini güçlendiren, toplumların barış ve huzur içinde yaşamasına olanak tanıyan, insanları Allah’ın rızasına uygun bir hayat sürmeye teşvik eden, yüksek idealler ve hedefler sunan bir medeniyettir.

@@@@@@

Bediüzzaman Said Nursi, “Mimsiz medeniyet” tabiriyle modern dünyanın dini, ahlaki ve manevi değerlerden yoksun olan, sadece maddi kalkınmaya odaklanan bir medeniyeti kastetmektedir. Nursi’ye göre, bu tür bir medeniyet insanın ruhani ihtiyaçlarını göz ardı eder ve maddi refahın öncelikli olduğu bir anlayışı benimser. Oysa Nursi’ye göre, bir medeniyet insanın maddi, ahlaki ve manevi ihtiyaçlarını tam anlamıyla karşılamalı ve onun bütünlüğünü desteklemelidir.

@@@@@@@

Bediüzzaman Said Nursi, mimsiz medeniyet tabiriyle, Avrupa’nın sömürgeci, gaddar, dinsiz ve ahlaksız bir medeniyet kurduğunu ve bunun İslam dünyasına zarar verdiğini kastetmektedir. Bediüzzaman, medeniyet kelimesinin Osmanlıcada ilk harfi olan Mim’i kaldırınca geriye Deniyet (alçaklık) kaldığını söyler. O, Avrupa’nın medeniyetinin şeriatın reddettiği, kötülükleri iyiliklerinden fazla olan, insanlığın uyanmasıyla çökmeye mahkûm olan, dışı süs içi pis bir medeniyet olduğunu ifade eder. Bediüzzaman, bu mimsiz medeniyetin İslam ülkelerine, özellikle Haremeyn-i Şerifeyn gibi kutsal yerlere, Anadolu’da uygulanan rejim gibi zorla yayılmak istendiğini de belirtir. Bediüzzaman, İslam’ın kadınlara hürmet ve rahmetle davet ettiği yuvalarını, mimsiz medeniyetin bozduğunu ve kadınları uçurduğunu da söyler. Bediüzzaman, mimsiz medeniyetin yerine, fazilet ve hüda üstüne tesis edilmiş, iyilikleri kötülüklerine baskın gelen, şeriatın kabul ettiği, insanlığın selameti için çalışan bir medeniyet tasavvuru ortaya koyar.

@@@@@@@

Neden Bediüzzaman Said Nursi Mimsiz medeniyeti eleştiriyor?

Bediüzzaman Said Nursi, Mimsiz medeniyeti eleştiriyor çünkü ona göre bu medeniyet, İslam’ın değerlerine, insanlığın haysiyetine ve adaletin gerçekleşmesine aykırıdır. Bediüzzaman, Mimsiz medeniyetin, insanları dünyevi zevklerin peşinde koşan, ahlaki ve manevi değerlerden uzaklaşan, birbirlerine düşman olan, zalim ve zayıf arasında fark gözetmeyen, Allah’ın emirlerini unutan bir toplum haline getirdiğini söyler. Bediüzzaman, Mimsiz medeniyetin, İslam ülkelerini sömürmek, onların kaynaklarını çalmak, onların kültürlerini yok etmek, onları birbirine düşürmek ve onları kendi ideolojilerine boyun eğdirmek için kullandığını da iddia eder . Bediüzzaman, mimsiz medeniyetin, insanlığın felaketine sebep olacağını ve yıkılacağını da haber verir.

@@@@@@@@@

Mimsiz medeniyet kavramını kimler kullanmıştır?

Mimsiz medeniyet kavramını, en çok Bediüzzaman Said Nursi kullanmıştır. Bediüzzaman, bu kavramla, Avrupa’nın sömürgeci, gaddar, dinsiz ve ahlaksız bir medeniyet kurduğunu ve bunun İslam dünyasına zarar verdiğini ifade etmiştir. Bediüzzaman, medeniyet kelimesinin Osmanlıcada ilk harfi olan mim’i kaldırınca geriye deniyet (alçaklık) kaldığını söylemiştir. Bediüzzaman, mimsiz medeniyetin yerine, fazilet ve hüda üstüne tesis edilmiş, iyilikleri kötülüklerine baskın gelen, şeriatın kabul ettiği, insanlığın selameti için çalışan bir medeniyet tasavvuru ortaya koymuştur.

Mimsiz medeniyet kavramını, Bediüzzaman dışında, bazı yazarlar, akademisyenler ve siyasetçiler de kullanmıştır. Örneğin, Aydın Çavak, mimsiz medeniyetin, Avrupa’nın pragmatist, bencil ve faydacı bir kültür olduğunu ve İslam’ın barış, huzur ve emniyet getiren bir medeniyet olduğunu yazmıştır. Ayrıca, İsmail Kara, mimsiz medeniyetin, Kur’an medeniyetinin karşıtı olduğunu ve Kur’an medeniyetinin evrensel değerlere sahip olduğunu savunmuştur. Bu gibi yazarlar, Bediüzzaman’ın mimsiz medeniyet eleştirisini geliştirmiş ve güncellemişlerdir.

@@@@@@@@@

Mimsiz medeniyet kavramının günümüzdeki kullanımı nedir?

Mimsiz medeniyet kavramının günümüzdeki kullanımı, genellikle Bediüzzaman Said Nursi’nin eleştirdiği Avrupa medeniyetini ifade etmek için kullanılır. Bu kavram, Avrupa’nın pragmatist, bencil, faydacı, sömürgeci, gaddar, dinsiz ve ahlaksız bir kültür olduğunu ve İslam’ın barış, huzur, emniyet, fazilet, hüda, şeriat ve insanlık değerlerine sahip bir medeniyet olduğunu vurgulamak için kullanılır. Mimsiz medeniyet kavramı, aynı zamanda İslam medeniyetinin bir sembolü olan camilerin günümüzdeki tasarımı, işlevi ve anlamı üzerine de dini, siyasi ve estetik tartışmalara yol açmaktadır. Bu tartışmalar, camilerin mimari, kültürel, toplumsal ve siyasal bağlamlarını, İslam medeniyetinin değişim ve dönüşüm sürecini ve küreselleşen dünyada İslam’ın konumunu yansıtmaktadır.

 

@@@@@@@@@

 

Biliniz ki: Bizim muradımız, medeniyetin mehasini ve beşere menfaati bulunan iyilikleridir. Yoksa medeniyetin günahları, seyyiatları değil ki, ahmaklar o seyyiatları, o sefahetleri mehasin zannedip, taklit edip malımızı harap ettiler.

Ve dini rüşvet verip dünyayı da kazanamadılar. Medeniyetin günahları iyiliklerine galebe edip seyyiatı hasenatına racih gelmekle, beşer iki harb-i umumî ile iki dehşetli tokat yiyip o günahkâr medeniyeti zîr ü zeber edip öyle bir kustu ki, yeryüzünü kanla bulaştırdı. İnşaallah, istikbaldeki İslâmiyetin kuvvetiyle medeniyetin mehasini galebe edecek, zemin yüzünü pisliklerden temizleyecek, sulh-u umumîyi de temin edecek.
Evet, Avrupa’nın medeniyeti fazilet ve hüda üstüne tesis edilmediğinden, belki heves ve hevâ, rekabet ve tahakküm üzerine bina edildiğinden, şimdiye kadar medeniyetin seyyiatı hasenatına galebe edip ihtilâlci komitelerle kurtlaşmış bir ağaç hükmüne girdiği cihetle, Asya medeniyetinin galebesine kuvvetli bir medar, bir delil hükmündedir. Ve az vakitte galebe edecektir.”Hutbe-i Şamiye. 42-43.

” Elbette ve elbette ve hayat-ı bakiyede cennet ve cehennemi, bilbedahe, beşerdeki şimdiye kadar zâlimane vaziyetler cehennemin vücudunu; ve fıtratındaki küllî istidâdat-ı kemaliyesi ve kâinatı alâkadar eden hakaik-i imaniyesi, cenneti bedahetle istilzam ettiği gibi, her halde iki harb-i umumî ile ettiği ve kâinatı ağlattıran cinayetleri ve yuttuğu zakkum şerleri hazmetmediği için kustuğu ve zeminin bütün yüzünü pislendirdiği vaziyetiyle, beşeriyeti en berbat bir dereceye düşürüp bin senelik terakkiyatını zir ü zeber etmek cinayetini beşer hazmetmeyecek. Her halde çabuk başında bir kıyamet kopmazsa, hakaik-i İslâmiye beşeri esfel-i safilîn derece-i sukutundan kurtarmaya ve rû-yi zemini temizlemeye ve sulh-u umumiyi temin etmeye vesile olmasını Rahman-ı Rahîm’in rahmetinden niyaz ediyoruz ve ümit ediyoruz ve bekliyoruz.”Hutbe-i Şamiye. 48-49.

 

Loading

No ResponsesKasım 14th, 2023