RACUL-Ü FACİR

RACUL-Ü FACİR

Facir ve Fasık..Günahkâr kimsedir.

Fasık-ı mütecahir ise;bunu çekinmeden,sıkılmadan,aleni,pervasız olarak işleyen kimse.

Cumhuriyetle birlikte kavgacı,fasık insanlar çok rahat bir şekilde türemeye başladı.

Ölmüş cesed üzerinde türeyen ve üreyen bakteriler gibi.

Bu durum öyle bir hale geldi ki,günah işlemeyenler adeta imalat hatası durumuna geldiler.

Bu durum hayatın tüm kademelerine yansıdı;

Medya,radyo,tv,gazete,eğitim,yönetim ve hakeza…

Sinema dünyası adeta fuhuş üreten malzeme haline geldi.

Ellerinde içki kadehleriyle ve uygunsuz görüntü sergilendi.

Dini Dindar olmayanlar temsil etti.

******************  

Bir asırdır bu milleti inanmamaya zorlayan inancı olmayan kimseler,şimdilerde o perdenin ve de zincirin yırtılıp kopmasıyla birlikte,aksi yönde atağa geçerek,oyuncağı alınmış çocuk gibi,inançlı insanların kendilerini zorlama durumu söz konusu değilken,mahalle baskısından,inançsızlığını inançlıya saldırmakla göstermektedir.

Aslında bu saldırı tamamen inanca karşı yapılan bir saldırıdır.

Kendisinde bulunan ene ve benlik duygusuyla,o eneyi veren enenin sahibine karşı bir rakib olmak,Allaha savaş açmaktır.

Ben-de varım,demektir.

Bir üfürüklük canı olmasına rağmen…

***********************  

Devletin en üstündeki temsilcisi tarafından,kendilerine otuz yıl verilmesi halinde bu milletin inancının yıkılacağı söylendi ve hep o yolda taşlar döşendi.

Bu milletin inançsız olması değil,inançlı kalması şaşırttı.

Dine aid hiçbir şeye tahammül edilmedi.Bin yıllık birikim bitirilmeye çalışıldı.

Kısaca günahkâr,fasık ve facir bir toplum oluşturulmaya çalışıldı.

************************    

27 Mayıs İhtilâli’nin hemen akabinde İmam Hatip Okullarının kapatılması da gündemdeki yerini almıştı.

“Millî Birlik Komitesi başkanı Cemal Gürsel’i tam sayfa ağırlayan Sebilürreşad

mecmuasının bu kapağı ihtilâllerle mütedeyyin çevreler arasındaki

çok taraflı ve istisnai olmayan problemli ilişkiyi göstermek bakımından

anlamlı bir tercihe yahut bir baskıya işaret ediyor.

Başka şaşırtıcı şeyler de var: 27 Mayıs Derbesi’nden sonra Diyanet İşleri Başkan yardımcılığı görevine getirilen emekli general ve tarikat mensubu Sadettin Evrin, Kur’an-ı Kerim’de Hz. Peygamber için geçen “vemâ erselnâke illâ rahmeten li’l-âlemîn” (“Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik”, Enbiya, 21/107) âyet-i kerimesinin ebced hesabıyla 27 Mayıs’a da işaret ettiğini, yani ihtilâlin de bir rahmet olduğunu yazmıştır.

Kitabındaki ifade aynen şöyle: “Hazreti Muhammed için Kur’an-ı Kerim’de söylenen ‘Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik’âyetinin 27 Mayıs 1960 inkılâbından bir ay sonra giren 1380 hicrî yılına tarih düşmesi, içinde bulunduğumuz zamana ait bir işaret ve yukarıda belirtilen mânevî rahmete bir beşaret [müjde] addedilebilir”[1]

Unutmayın, her askerî müdahaleden sonra Diyanet’e işleri tedvirle görevli önemli bir subay tayin edilir.”

Bir yandan din devre dışı bırakılırken,diğer yandan keyfi olarak kullanıldı.

-Bütün yapılan darbeler,dinin toplumda gelişmesini engellemeye yönelik darbelerdi.

*…..Necip Fazıl’ın çıkardığı Büyük Doğu dergisi, dinî ve siyasî yazılar nedeniyle defalarca kapatılır, kendisi de birçok kez tutuklanıp mahkûm edilir.”

Toplumda bu amaçla konuşmalar ve yazmalar bir cürm-ü meşhud olarak kabul edilmekteydi.

*******************    

İslamın önünde iki büyük engel vardı;Biri Ömer bin Hattab,diğeri ise Ömer bin Hişam.

Ömer bin Hattab Efendimizin duasıyla islama girdi.

İslamın önündeki birinci engel bu dua ile kalktı.

Diğeri ise büyük bir engel oluşturdu.

O da ilk savaş olan Bedir-de ve meleklerin yardımıyla ortadan kaldırıldı.

Ondan sonra yükseliş baş gösterdi.

Bundan dolayıdır ki;Manilerin def’i,hayırların celbinden önce gelir.

Türkiye-de bir asırdır,hayırların yapılmasıyla değil,şerlerin def’iyle uğraşıldı.

Bir yandan manilerin def’i ve bunu temsil edenlerin dünyadan teker teker gitmeleri, diğer yandan müsbet insanların oluşumu, rayından çıkmış toplumun rayına girmesi ortamını hazırladı.

Artık dönem hayırların yapılmasıyla açılan yeni bir dönemdir.

Haydi Hayırlar ola…

MEHMET ÖZÇELİK

07-11-2015

 

[1] Sadettin Evrin, Allah Bizimle, Ankara, Diyanet İşleri Başkanlığı Yay., 1961, Önsöz.

Loading

No ResponsesKasım 7th, 2015