TÜRKİYE KABUĞUNU KIRIYOR
TÜRKİYE KABUĞUNU KIRIYOR
Türkiye bir asırdır hapsolduğu kabuğunu içten kırmaya çalışıyor.Darbelerin kapattığı kapılar,korkuların uzaklaştırdığı insanlar,içi doldurulmayan ucube rejim senaryoları,ne idüğü belirsiz lastik gibi her tarafa çekilse de özellikle din dışı alana çekilen laiklik tartışmaları,uygun ortamda düşünmeyi engelleyen kaoslar,dar kalıplar ve kısır zihniyet düşünceleri yerini;konuşmaya,anlaşmaya,dinlemeye,proje üretmeye,fikir egzersizine,müsamahaya,diyaloğa,başkasını tanımaya,hakkını gözetmeye bırakmaktadır.
Hazımsız,kısır,seviyeden uzak kimseler istemese de…
Türkiye’de ortamın sükuneti istenilmemekte,sürekli karıştırılmaya çalışılmaktadır.
Adeta nasıl kaos oluşturulur,düşüncesi canlı tutulmaya çalışılmaktadır.
Suyun akışını tersine çevirerek,çelme takarak,takos koyarak ,korkutarak, suçlayarak,bağırarak,seviyesizleştirerek,üst perdeden emrederek,bilinir görünerek bu kaos devam ettirilmeye çalışılmaktadır.
Dillerin kırıcı olmadan,haksızlık etmeden konuşulmadığı yerde,kaba kuvvet ve şiddet konuşacaktır.
Bugünlerde konuşulan Türkiye’nin özerkliği konusu;fiili durumun sözlü halidir.
Bundan kasıt yerinde yönetim ise tercih edilen bir durumdur.
Aslında sağlıklı zeminde ve sağlıklı olmayan kimseler tarafından yapılmayan konuşmalar sağlıklı sonuçları da aldırmamaktadır.
Doğru hedefe yanlış araçla gitmeye çalışma amacını göstermektedir.
Zira ortada sıkan bir kalıp var.Bundan kurtulma çabaları yanlış araçların devreye konulmasıyla gidişi engelleyen tercihler bulunmaktadır.
Atatürk rejiminden Marksist bir rejime,Türk milliyetçilik ve ırkçılığından kürt milliyet ve ırkçılığına,manevi baskılı bir idareden maneviyatsız bir yönetime,tek şef yönetiminden,tek apo ahtapotuna geçme çabaları görülmektedir.
Değişimin oluşumu,kirli ve kirlenmiş insanlarla doğru neticeler elde edilemez.
Doğunun probleminin çözümü,doğunun insanıyla olur.Yoksa pkk terörizmine dayalı kimselerle olamaz ve sağlıklı bir sonuç alınamaz.
Şimdiye kadarki problem konuşmamaktan ve konuşamamaktan kaynaklanmıştı, şimdi ise kasıtlı olarak çözümsüzlüğü netice veren konuşmalar problem yapılmaktadır.
İnsanlar kendilerini ifade etmelidirler.İfade edecek ortam sağlanmalıdır.
Yüz yıllık yanlışları düzeltelim derken,yeni bir yüz yıllık yanlışların temeli pkk ve onun uzantıları tarafından atılması ile olmamalıdır.
*Büyük düşünmeli büyük hedefler kurularak konulmalıdır.Şöyle ki;
Osmanlı 624 senelik idaresinde gayrı müslim her milletin içerisinde memnuniyetle yaşayacağı ortamı hazırlamış,hatta gayr-ı Müslimlerin mahkemelerini kurmasına bile müsaade etmiştir. Mesela;
Farzı muhal olarak,İngiltere sular altında kalma durumu içerisinde olacağından yüz binlerce kişi bize katılmayı istese,arap ülkelerinden yüz binlerce insan burada yaşamayı hatta Suriye Türkiye’ye katılmayı düşünse,Türk cumhuriyetleri Türkiye’nin çatısı altında yaşamaya karar verse,kısaca bir çok devlet ve millet bizim büyük gelişmemizden dolayı bize bağlanma teklifinde bulunsa,nasıl bir idare yöntemi uygulanacaktır?
Bir asırdır kısır döngü ve kavganın sebebi olacak olan ilk tepkileri duyar gibiyim;aman,batıdan gelsin ama arap ülkelerinden gelmesin!
İşte Türkiye’nin kısır,seviyeden uzak,çağın gerisinde olup kaosu oluşturan insanlar! bunlardır.
Aynı zamanda buradaki kısır ve bir asırdır tartışılan kısır bir rejimi aynen oralara da uygulamaya çalıştığımızda,bu kavgaları onlara da taşımış oluruz.
Az olsun benim olsun,kısır düşüncesi,kendisini bile aşamamış insanların işidir.
Gerçek yönetim bütün insanları kendi yaşayışları ve inanışları içerisinde, başkalarına zarar vermeden haklarının gözetilerek yönetildiği bir idaredir.
*Türkiye’nin kozmik odası aralandı,kara kutusunun yeri bilindi,açma teşebbüsünde bulunulmaktadır.Ancak açılan kapıdan küflü,sert ve yakıcı kokular gelmektedir.
Görülmektedir ki,uzun bir sürede bu kokuşmuşluklar konuşulacaktır.
MEHMET ÖZÇELİK
21-12-2010