ÖLÜM SANCISI DOĞUM SANCISIDIR
ÖLÜM SANCISI DOĞUM SANCISIDIR
Dünyaya gelen çocuk ve onu dünyaya getiren anne bir müjde ile haberdar edilmektedir.Doğum müjdesi…
Büyük haberlerin ve değerli,kıymetli şeylerin haberi de büyük olur.
Dünyaya kâinatın fevkinde olan bir varlık teşrif etmektedir.Bu küçük bir hadise değildir.İnsan ve insanlık başlı başına bir hadisedir.Allah’ın tüm varlıklar namına alakadar olduğu tek ve mümtaz bir varlık olan insanın haberi;bir deprem,savaş,güneş tutulması,meteor taşlarının düşmesi,bir yıldızın dünyamıza çarpması olayı,en büyük bir buluştan daha büyük bir olay ve hadisedir.
Her ölüm de bir doğumdur.
Her ölümde meydana gelen sancı,bir doğum sancısıdır.
Ölüm ile yeni bir hayatta doğan bir insanın hadisesi de küçük bir hadise,önemsiz bir olay değildir.
Zira ölüm ile girilen kabir,âhiret menzil,durak ve istasyonlarının ilkidir.
Doğum ile tanımadığı bir dünyaya gelen insan ağlar.Ölüm ile yeni doğduğu,durumuna göre haberdar olduğu nisbette bir aleme geçen insanın hırıltısı da,çocuğun ağlamaları misalidir.Bu aynı zamanda bir temizlenme ve gusüldür.
Berzahlar hep hırıltılıdır.
Dünyada aynı âkibete düçâr olacaktır.Onu hırıltısı ise daha dehşetle vuku bulacaktır.
“o dünya olan büyük insan sekerata başlayıp acib bir hırıltı ile ve müdhiş bir savt ile fezayı çınlatıp dolduracak, bağırıp ölecek; sonra emr-i İlahî ile dirilecektir.”[1]
Bu hırıltı ölüm ânında meydana geldiği gibi kabirde de devam edecektir.Öyleki duruma göre bu hırıltı daha dehşetli olarak devam edecektir.
Kırşehir’in velilerinden olan Mahzenli Ali efendi-ye,babasını öldükten sonra kabrinde kötü bir durumda birkaç kere gören birisi,bu zatın yanına gelerek,babasının bu durumdan kurtulması için tavsiye istemesi üzerine şöyle der;
Babanın kabrine git,ayak ucundan başlamak üzere yedi kere Âyet-el Kürsi-yi oku der.O kişi de bunu yapar ve babasını kabirde o azab ve sıkıntıdan kurtulmuş olarak görür.
Bunu anlatan kişi bir hocaya vasiyet ederek kendisine de yapılmasını ister.Aynı durum onda da görülür.
Doğum gibi ölümün de sancısı,sancılı ve acıdır.
Kişinin ölüm ânındaki istekleri,doğum ânındaki istekleriyle benzerlik arz etmektedir.Zamanı olmamasına rağmen ölüm ânındaki yaşlı bir akrabamızın gönlü nar istemişti.Kurutmak için kışlık saklamış olan bir öğrencimizden bulmuş ve yetiştirmiştik.Kısa bir süre sonra da vefat etti.
Dünyaya gelen çocuk da annesinin memesini aramaya başlar.Bir şeyler yemek arzu eder.
Ölüm ile yeni bir hayata geçiş ânındaki istekler,doğum ile yeni bir dünyaya gelen insanın istekleri,doğuşun,farklı bir hayata geçişin istekleridir.
Anne karnındaki bir çocuğun dünyaya gelişindeki isteklerinin farklılığı gibi,anne karnı misali olan dünyadan daha geniş bir aleme geçen insanın istekleri de o nisbette arzu edilir.
Toprak altında çürüyen bir tohum,çürüp ölmekle yeni bir hayata gözünü açar,hem de daha verimli ve gür olarak…
Ölmeden doğulmaz.Doğmak için ölmek gerek.Nitekim tohumun daha verimli doğmasını sağlamak amacıyla toprağın altına gömer,kışın yağmur,dolu ve karı altında çürütür,yakıcı olan gübre ile yakar,parçalarız.Bütün bu ameliyeler daha bereketli doğmasını sağlamak içindir.
İnsan da tıpkı tohum misali.Vücutta ölen hücreler,sperm olarak bir yarışa tabi tutulup milyarlarca sperm içinden başarısı neticesinde seçilir ve anne karnında defnedilir.Defin süresinde üç karanlık devre geçirir.Bunlar;ilk kırk günde sulu bir ortam ve aşama,ikinci kırkta sık ağaçlarla çevrili bir ormanlık arazi,üçüncü kırkta da zifiri karanlık bir tünelden geçirilerek hayata kavuşturulur.Yüz yirmi günden sonra ruh üflenerek ayrı bir doğuşa tabi tutulur.
“Meryem ona (İsa’ya) hamile kaldı.Bunun üzerine onunla uzak bir yere çekildi.
Doğum sancısı onu bir hurma ağacına (dayanmaya) sevketti.-Keşke,dedi,bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim!-
Altından (İsa yahut Melek) ona şöyle seslendi:-Tasalanma!Rabbin senin alt yanında bir su arkı vücuda getirmiştir.-
-Hurma ağacını kendine doğru sikele di,üzerine olgun taze hurma dökülsün.
Ye,iç.Gözün aydın olsun!Eğer insanlardan birini görürsen de ki:Ben,çok merhametli olan Allah’a oruç adadım;artık bugün hiçbir insanla konuşmayacağım.”[2]
Hz.Meryem gibi,Kur’an,iman ve amel bu sancıyı azaltmaktadır.Az sancılı bir doğum ile geçiş sağlanmaktadır.
Doğum sancısız olmaz…
“Dünyaya geldiğin zaman, sen ağlarken çevrendekiler gülüyorlardı.
Öyle bir hayat sür ki, öldüğünde çevrendekiler ağlarken, sen
gülümseyerek ahirete gidesin”.N. Kubra (Rahmetullahi Aleyh)
21-04-2003
Mehmet ÖZÇELİK
[1] Sözler.Bediüzzaman Said Nursi.530.
[2] Meryem.22-26.