İHLAS

İHLAS
*İslamın esası tevhid,tevhidin esası ve ruhu ise ihlastır.
İhlas ise,yapılan işin sadece ve sadece Alla rızası için yapılmasıdır.
İhlasta kemiyet değil,keyfiyet esastır.
Sahabelerde farklı olan amel değil,ihlastır.
İhlasta Allah-ın rızası ve Allah-ın kabulü esastır.
Tüm iş O’nun rızasını kazanmak ve rızası yolunda hareket etmektir.

Ayetlerde İhlas:
Dolaylı olarak ihlas 32 kere geçmekte,doğrudan ise 9 kere geçmektedir.

“Kitabda Musâyı da an, çünkü o bir muhlis idi ve bir Resul bir Peygamber idi.”
Kur’an-da kıssası en çok zikredilen peygamber Hz.Musadır.Bu da onun Muhlas yani doğrudan doğruya bir ihsanı ilahi tarafından bir nimete ve ihlasa mazhar olmasından kaynaklanmaktadır.
“Şüphesiz biz onları, ahiret yurdunu düşünme özelliği ile (temizleyip) ihlâslı kimseler kıldık.”
“Siz ancak işlediklerinizin karşılığı ile cezalandırılırsınız.
Ancak Allah’ın halis kulları başka.”
“De ki: “Rabbim adaleti emretti. Her secde yerinde yüzlerinizi (O’na) doğrultun. Dini Allah’a has kılarak O’na ibadet edin. Sizi başlangıçta yarattığı gibi (yine O’na) döneceksiniz.”
“Şüphe yok ki, Biz sana kitabı hak olarak indirdik. O halde Allah’a, dini onun için halisane tahsis ederek ibadet eyle.”
“De ki: ben Allaha, dini onun için halîs kılarak, ıbadet edeyim diye emrolundum.”
“De ki: «Ancak Allah’a dinimi onun için halis kılarak ibadet ederim.»
“O hâlde, kâfirlerin hoşuna gitmese de, siz dini Allah’a has kılarak O’na ibadet edin.”
“Hayy ancak o, ondan başka tapılacak yok, onun için dîni halîs kılarak ona, hep ona yalvarın, hamd, Allâhın, o rabbül’âlemînin.”

*-İhlas suresinin özelliği-Taberaniden bir rivayette,her kim günde 50 kere ihlası okursa,kıyamet gününde kabrinden çağrılır.Kalk,ey Allahı öven kişi,cennet gir.

*Hadislerde İhlas:
1. Hz. Ömer (r.a)’dan rivayet edilmiştir: Resulullah (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu işittim:
“Ameller, niyetlere (Bir rivayette: niyete)göre değerlendirilir. Her¬kese ancak niyet ettiği şey vardır. Öyleyse kimin hicreti, Allah’a ve Resulüne ise, onun hicreti Allah ve Resulünedir. Kimin hicreti de elde edeceği bir dünyalığa veya evleneceği bir kadına ise, onun hicreti de o hicret ettiği şeyedir.”
Hadisde:”Ameller ancak niyetlere göredir.”
Bundan kasıt;İmam-ı Azam :”A’malin kemâli niyetledir.”
İmam-ı Şafii:”A’malin sıhhati niyetledir.”

*Bir hadisi kutside “İhlas benim sırlarımdan bir sırdır” buyrulmaktadır.Hak Teala onu dilediğine verir.
*- İbnu Abbâs radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resülullah Aleyhissalâtu Vesselâm buyurdular ki:
“Kim kırk sabah Allah’a ihlâslı olursa, kalbinden lisanına hikmet çeşmeleri akmaya başlar.”
*İhlas ve riya mukayesesi:
-İHLAS:” Velayet yollarının ve tarîkat şubelerinin en mühim esası, ihlastır. Çünki ihlas ile hafî şirklerden halas olur. İhlası kazanmayan, o yollarda gezemez.”
“Medar-ı necat ve halas, yalnız ihlastır. İhlası kazanmak çok mühimdir. Bir zerre ihlaslı amel, batmanlarla hâlis olmayana müreccahtır. İhlası kazandıran harekâtındaki sebebi, sırf bir emr-i İlahî ve neticesi rıza-yı İlahî olduğunu düşünmeli ve vazife-i İlahiyeye karışmamalı. Herşeyde bir ihlas var. Hattâ muhabbetin de ihlas ile bir zerresi, batmanlarla resmî ve ücretli muhabbete tereccuh eder.”
“Evet ihlas ile kim ne isterse Allah verir.”
“Hizmet-i diniyenin mukabilinde dünyada bir şey istenilmemeli ki, ihlas kaçmasın.”
“Cenab-ı Hakk’ın rızası ihlas ile kazanılır.”
“Eğer ihlas ile, niyet-i sadıka ile o havadaki kelimeler hayatlansalar, lezzetli birer meyve gibi ruhanîlerin kulaklarına girer. Eğer rıza-yı İlahî ve ihlas o havadaki kelimelere hayat vermezse, dinlenilmez; sevab da yalnız ağızdaki kelimeye münhasır kalır. Seslerinin ziyade güzel olmadığından, dinleyenlerin azlığından sıkılan hâfızların kulakları çınlasın!..”
“İhlas ve rıza-yı İlahî yolunda zerre, yıldız gibi olur.”
“Bu dünyada, hususan uhrevî hizmetlerde en mühim bir esas, en büyük bir kuvvet, en makbul bir şefaatçı, en metin bir nokta-i istinad, en kısa bir tarîk-ı hakikat, en makbul bir dua-yı manevî, en kerametli bir vesile-i makasıd, en yüksek bir haslet, en safi bir ubudiyet: İhlastır.”
“Mühim ve büyük bir umûr-u hayriyenin çok muzır manileri olur. Şeytanlar o hizmetin hâdimleriyle çok uğraşır. Bu manilere ve bu şeytanlara karşı, ihlas kuvvetine dayanmak gerektir. İhlası kıracak esbabdan; yılandan, akrepten çekindiğiniz gibi çekininiz.”
“Bütün kuvvetinizi ihlasta ve hakta bilmelisiniz. Evet kuvvet haktadır ve ihlastadır. Haksızlar dahi, haksızlıkları içinde gösterdikleri ihlas ve samimiyet yüzünden kuvvet kazanıyorlar.”
“İhlası kazanmanın ve muhafaza etmenin en müessir bir sebebi, rabıta-i mevttir. Evet ihlası zedeleyen ve riyaya ve dünyaya sevkeden, tul-i emel olduğu gibi; riyadan nefret veren ve ihlası kazandıran, rabıta-i mevttir.”
“Menfaat-ı maddiye cihetinden gelen rekabet, yavaş yavaş ihlası kırar. Hem netice-i hizmeti de zedeler. Hem o maddî menfaati de kaçırır.”
“Şimdi terbiye-i İslâmiyeden ve a’mal-i uhreviyeden en kıymetli ve en lüzumlu esas, ihlastır.”
“Her amelde bir ihlas ciheti olduğundan, insan hareketinde rıza-yı İlahîyi düşünüp, vazife-i İlahiyeye karışmamasıyla a’lâ-yı illiyyîne çıkacağını yol gösteren mühim bir mes’eledir.”
“İnsanlar helak oldu alimler müstesna(İnsanlar helak olsa da alimler helak olmazlar),alimlerde helak oldu ilmi ile amel edenler müstesna,onlarda helak olsa ihlaslı olanlar müstesna,onlar ise helak olmayıp azim bir tehlike ile karşı karşıyadırlar.”hadîs-i şerifi mucibince, İslâmiyette ihlas en mühim bir esas olduğu…”
*Muhlis ve Muhlas farkına gelince;
İhlas zaten en üstün mertebedir.Yani kişinin kendi gayret,irade ve isteğiyle Allah-ın rızasını kazanmak amacıyla gösterdiği gayret ve istektir.
Muhlas ise;direkmen Allah-ın bir ihsanı ve lutfu olarak,doğrudan doğruya O’nun tarafından,her hangi bir çaba göstermeden,kabiliyetinde mevcud olan bir sırdan dolayı kazanılmış daha doğrusu kazandırılmış bir vasıftır.
Kendilerinin Allah-dan razı olanlardan değil de,Allah-ın kendilerinden razı olduğu kimselerdir bu kişiler.

“Demek şimdi bir ihtiyaç var ki, kader-i İlahî onları bize musallat ediyor. Onlar mevhum bir cem’iyet isnadıyla zulmederler. Kader ise, “neden tam ihlasla, tam bir tesanüdle, tam bir hizbullah olmadınız?” diye bizi onların elleriyle tokatladı, adalet etti.”
“İbadetin ruhu, ihlastır. İhlas ise, yapılan ibadetin yalnız emredildiği için yapılmasıdır.”
“Necat, halas ancak ihlas iledir.”
“En az onbeş günde bir defa okunması emir buyurulan Yirmibirinci Lem’a, evrad edinilecek kadar ehemmiyetlidir. Malûmdur ki, kale içinden feth olunur. Bugünkü muvaffakıyete sebeb olan ihlas kalkarsa, maazallah o zaman çok vahim neticeler tevellüd eder.”
“Madem mesleğimiz a’zamî ihlastır; değil benlik, enaniyet, dünya saltanatı da verilse, bâki bir mes’ele-i imaniyeyi o saltanata tercih etmek a’zamî ihlasın iktizasıdır.”
Bediüzzaman gözümde ne cennet sevdası ne de cehennem korkusu-derken,tıpkı Hz.Ebubekir gibi;-Ya Rabbi,vücudumu cennette öyle büyüt ki,ehli imana yer kalmasın.-
Birisinin imanının kurtulması için rıza-i ilahi yolunda cehenneme bile girse gam yemeyeceğini ifade etmektedir.
Yani taabbudi denilen sırf Allah emrettiği için bir şeyi yapmanın esas olması demektir.Cenneti kazanmanın veya cehennemden kurtulmanın da ötesinde bir samimiyet ve ihlas sırrı.
-Din ihlası emrederken,ona mani olan faktörleri de yasaklar.Şirk, riya, nifak,hıyanet,yalan gibi.
Öyle ki;bir karıncaya ağzına almış olduğu su damlası ile nereye gittiğini soranlara karınca;Hz.İbrahimin ateşini söndürmeye,der.
Bu bir damla su ile mi?dediklerinde,
-En azından ona taraf olduğumu,o yolda olduğumu gösteririm ya!
Ahmak dost ise;o karınca gibi görünürken Nemrudun ateşine odun taşıdığının farkında değildir.
İhlasta samimiyet,saflık,Bir-e yöneliş,Bir ile olma,Bir-e varma,sadece Bir-i düşünme duygusudur.

MEHMET ÖZÇELİK
25-04-2010

Loading

No ResponsesOcak 3rd, 2015