AH MUSTAFA AH!
AH MUSTAFA AH!
Maşallah yapmadığı meslek kalmamıştı.Bari yapmış olduğu mesleklerinde birbirleriyle bir bağlantısı olmuş olsaydı.
Tüpçülük,balcılık,baklavacılık ve künefeci,vs.eni sonu resmi bir kuruma girdi de millet kendisinden kurtulmuş oldu.
Artık şimdi bir meslekte karar kıldı.
Anlatacağım olay,hem hem bir yandan esnaf ahlakını ve hem de bir yandan müşteri psikolojisini yansıtması açısından önem arz etmektedir.
Van-lı bir dostu kendisine bal gönderip satmasını ister.Bu da her işe açık olduğundan,bu teklife de balıklama atlar ve de 40 yıllık balcıymış gibi,balları bal gibi satmaya başlar.İyi de kâr etmektedir.
Aslında kârını da makul koyduğu için müşteri bulur.Allah bereket versin.
Bir gün müşterinin kodamanlarından biri,balın ücretinin düşük olmasından dolayı,şu ata sözünü hatırlar ve hatırlatarak;”Ucuz mal alacak kadar zengin değilim.”
“Ucuz malın vardır bir illeti.”
Müşteri balı illetli bulur ve kendisine illetsiz,pahalı ve iyi bir bal getirmesini bizim Mustafa-ya teklif eder.
Mustafa birkaç gün sonra Van-dan yeni gelmiş gibi,aynı balı götürür ve dört katı bir fiyat ister.
Adam balın bir sağına bir soluna bakar ve memnun olarak balı satın alır.
Birkaç gün sonra balın nasıl olduğunu soran Mustafa-ya Müşteri:”İşte bal dediğin böyle olur.Ne o ucuz bal getiriyorsun?”diye bir yandan da sitemde bulunur.
Bal aynı baldır.Müşteri ve satıcı da aynıdır.
Değişen ne olmuştur?
Psikolojik yapı ve niyet değişmiştir.
Çünkü müşteri o balı yerken,birazda kasılarak ve dört katı fiyatın ağırlığınca yemektedir.
Bir yanlış bir doğruyu götürür.
Bir yanlış bir yanlışı getirir.
Bir yanlış bir yanlışa kapı açar.
MEHMET ÖZÇELİK
17-04-2010