KÖMÜR VE GIDA DAĞITIMI TENKİDİ ÜZERİNE
KÖMÜR VE GIDA DAĞITIMI TENKİDİ ÜZERİNE
Bugünlerde önüne gelen fakir-fukaraya,garib-gurebaya kömür ve gıda dağıtımını ölçüsüzce tenkid etmektedir.
Önce bir propağanda olarak başlayan bu saldırı,daha sonra bir kısım ve bir kesim sağcı geçinenlerce ,mal bulmul mağribi gibi sahiplenilmeye başlanıldı.
Bir kasa meyvenin içinde bulunan birkaç bozuk meyveden dolayı kasanın tümü imha edilmez.Akıl ve matıkta,vicdanda böyle bir şeye müsaade etmez.
Maalesef yanlış birkaç kötü örnek ölçü alınarak,binlerce güzel uygulamanın üstü örtülmeye çalışılmaktadır.
Kötü emsal olmaz.
Bir pire için bir yorgan yakılmaz.
Bunu tamamen,kökten tenkid etmek seviyeli bir davranış olmayıp,taraflı,hissi,ölçüsüz ve dengesizce bir yoldur.
Eğer tenkid edilecek bir şey varsa,oda öncekilerin beceriksizliklerinden kaynaklanan bu yardımı yapmamalarıdır.
Fakirlere verilenler çalışanların maaşlarından,vergi yüklenmesinden veya zamdan da kaynaklanmamaktadır.Zira 8 sene önceki maaşıyla ne aldığına bakan birisi,şimdiki maaşıyla daha fazlasını aldığını görecektir.
8 yıl önce benim arabam yoktu,bugün normalde olsa var.Bunu tenkid edenlere baktığımızda oda evde almış,arabada almış ve alım gücü artmıştır.
Yıllardır sınıflarda Osmanlıdaki vakıf müessesesi ve yardımlaşmadan bahsetmiş,bugünlere hasret kalmıştık.Ancak çok şükür bugün bu durum yoğunlukla devam etmektedir.
Bir tahdisi nimet olarak bahsetmek gerekirse;Ben burada Deniz Fenerinin gönüllü bir temsilcisi olarak müracaat edip tesbit etmek üzere yüzlerce eve gittim.Bu insanların hiçbirisinin durumu da iyi değildi.Ya kötü ya da çok kötü olarak gördüm.Ve bu insanlar kendilerinin bilinmesini istemeyen ve duyurmaya çalışmayan kimselerdi.Dört çocuğunun üçü kör,biriside ameliyatlı idi.Bunlar gibi binlerce aile mevcut.
Bir ara Deniz Fenerine haksız ve hukuksuz saldıranlar,bunun karşı tarafa bir rövanş olduğunu söylediler.
Bunlara köstek olmak değil,destek olmak ve alkışlamak gerektir.
Bugün bu yardımı tenkid edenler,yine sorumsuz ve zihniyeti bozuk bir kesimin yaptığı gibi,kurban kesimini bir vahşet ve enflasyon sebebi olarak göstermektedirler.
Kesmeyelim mi???
Oysa hergün dünyadaki bir yıl boyunca kesilenleri görmeden ve de kendisinin fakirleri düşünmeden zıkkımlanmasını hesaba katmadan…
Bunu iddia edenler olaya siyasi yaklaştıklarından mantıklı ve de insaflı düşünememektedirler.
Hayret!Fakire yardım edilmesinden neden gocunulmaktadır?
Şunu kesin olarak söylüyorum ki;Allah bir kedisine,bir köpeğine bile şefkatle yaklaşıp,bir su vererek şefkatle muamele edeni haddinden fazla dünya ve ahrette ödüllendirmektedir.
Bir kişiye bile engel olup yaygara koparmaya çalışanları da dünya ve ahrette perişan eder,ekmeğini alır,gözünü kör eder,belasını verir…
Haddini bilsin!!!…
Tenkidler insaf çerçevesi içerisinde yapılmalıdır.
Maalesef siyaset insanları bu derece kör etmiş,zaten alınan ve çalınan ekmeğine bir el daha katılmış olmaktadır.
Allah yardım amacıyla –kim tarafından olursa olsun- uzanan elleri korusun..engelleyen elleri kırsın!!!
Yıllardır devletin sosyal devlet olmasından dem vuruldu.baba denildi ancak gerçekleşmedi.Bugün neden tenkid edilmektedir?
Kör olası tenkid gözü kocaman olumluluklar içerisinde,küçük bir olumsuzluğu görür ve onu büyütür.
Bugün dünyada olduğu gibi memleketimizde de;% 80-i % 20 yemekte,% 20-yi de % 80 yemektedir.
Milleti sömüren yüzsüzler teker teker su yüzüne çıkmakta,yeterli olmasa da yolsuzluklar azaltılmaya çalışılmaktadır.
Yani % 20-nin yediği % 80-den % 10 alınmaya çalışılırken,işin garib ve hazin tarafı,sadece yiyenlerden değil,içinde bir kısım elinden alınmış olanlarda onlara katılarak destek olmaktadırlar.
Belki bir komplo teorisi gibi de görünebilir;
1970-lerdeki zihniyet birden bire bıçakla kesilmiş gibi bitti veya öyle göründü.yer altına inen bu zihniyet ki onlarda genel şemsiye Ergenekon ve de mafya teşkilatları,faaliyetlerini sinsice sürdürmektedirler.Bu tenkidlerde onlara uzanmaktadır.
Allah küfrün devamına müsaade eder fakat zulmün devamına asla müsaade etmez.
Şimdiye kadar fakir edebiyatı yapanlar da dahil,fakirin sobasına atılan kömüre,sofrasına konulan zeytine,ocağında kaynayan makarnaya göz dikilmektedir.
Bu durum gadab-ı ilahiye çok ağır dokunur.Geçmiş ümmetlerde olsaydı helaki gerektirirdi.
Bana bu ağır ifadeleri söylettiren;Çok azın azı bir kesimin,çoğunluğun ağzıyla bunu değerlendirmeye çalışmalarıdır.
Bu kişiler etraflarına bir baksınlar;Kimleri ve kaç kişiyi memnun etmekte ve kimleri kimleri üzüp kendilerinden nefret ettirmektedirler?
Gelin şu olaydan ders çıkaralım;
Çölde atıyla giden adamın birisi yerde yatmakta olan birisini görünce hemen atından iner ve yatmakta olan adamı kurtarmaya çalışır.
Adamın boşluğundan istifade eden yatan kişi,yerinden fırlamasıyla birlikte ata bindiği gibi kaçmaya başlar.
Atı alınan şahıs hayret ve üzüntüyle çalan adamın arkasından yalvarırcasına seslenir;
-Ne olur bu yaptığını kimselere söyleme.Olur ki ileride gerçek bir muhtaç sahibi birisi olurda,bu sefer kimse atından inip de ona yardım etmez.
Onun için gelin üç kişiyede yardım ulaşıyorsa,onunda elinden ekmeğini almayalım.
Ola ki yardım etmek isteyen kişiler olurda,sizde o yardıma engel olmayın.
Daha doğrusu atı çalıp kaçan hırsız olmayın..olmayalım…
Hayrımız olmasa bile bari şerrimiz olmasın…
Arife işaret yeter..tarife gerek yok…
Aslında varsa bize ait bir maharet,gelin pireleri ayıklayalım..yorganları yakmayalım…
Bunlara iş bulunsun deniliyor.Yerinde ve güzel bir teklif.Herkes hem-fikir.Zaten işsizlik genel bir sorun.İşsizliğin giderilmemesi,yardımında yapılmamasını gerektirir mi?
Şahıslar ve partiler geçicidir.İnsanlar ve insanlık ise kalıcıdır.Bizde gideceğiz.Varsın iyilikler kalıcı olsun.
Mehmet ÖZÇELİK