HAYAT DERSLERİ

HAYAT DERSLERİ

İnsan fabrikasyon gibi bir varlıktır.Fabrika hatası fabrikaya aittir.Allah yaratılışta fıtrat modeliyle yaratmaktadır.Hristiyanlıktaki gibi günahkar doğmamaktadır.Geçmişlerinin günah yükünü de yüklenmemektedir.Anne-babasının yaptıklarını günah olarak yüklenmez ancak o kendi günah yükünü yüklenmektedir. Sadece seçmede yetkili değildir.Allah soruları farklı seçmekte ve tercih etmektedir.Allah kimseye taşıyamıyacağı yükü yüklememektedir.Bakara suresinin son ayetinde de mealen,Allah kimseye taşıyamıyacağı yükü yüklemez ancak insanların vüs’at ve kapasitesi oranında yükleri yükleyeceği bildirilirken ve yapılan duada da taşıyamıyacağımız yükün yüklenmemesi için de duada bulunulmaktadır.

İnsan bu dünyada imanla terakki eder ve gerçek insan olur.İmanda terakki ettikçe ademden yani yokluktan o nisbette uzaklaşılıyor.Yokluktan uzaklaştığı gibi hem varlığa hem de vacib-ul vücut olan gerçek varlığa yakınlaşmış ve kavuşmuş oluyor.

Küfür ise o bağlılığı ve bağlantıyı kopararak insanı yokluğa atıyor ancak Cenab-ı Hak rahmetiyle onu yokluktan alıp cehennem gibi bir müebbed hapse mahkum ediyor,idam etmiyor.

Tevhid kelimesi ayrı tevhidin kendisi ayrıdır.Bizler onun kendisiyle uğraşmalı yoksa kelimesiyle uğraşmamalıdır.Şöyleki;şimdiye kadar özellikle tekkelerde ehli tarik,tevhid kelimesinin kendisiyle uğraşmış,oysa tevhidin kendisiyle uğraşılmalı.Bu ise,Hakikattır.Evliyanın birisi arkadaşına yazdığı mektubda;ben tevhid denizinden bir fırt aldım doydum derken arkadaşı cevabında;ben denizi içtim doymadım ancak karnımın bir yerinde kaldı deyip karnının büyük olduğunu ifade etmiştir.

Bunun gibi de,tevhid adeta hücrelere sindirilmeli,massedilmeli,nakşedilmelidir.

Hadisde;”Ya rabbi taaccübümü arttır.”denilmesi..Herşeyde O’nu görmek,her şeyden O’na bakmak.Herşey O değil,her şey O’ndandır.

Taaccübün artması ise,eşyanın hakikatına vakıf olmak,Allah’a vasıl olmak iledir.O yolun saliki olmaktır.

Eşyanın hakikatı,her şeyin sırrıdır.Tıpkı kader gibi.Kader de bir sırdır,ilahi sır.Esrar perdesinin açılmasıyla,her şeyde hikmet,fayda ve maslahatlar zuhur eder.Herşey aydınlanır.

Hayatta şahit olduğumuz veya duyduğumuz bir ibret,ders,sırlı bir olay öbür yolu adeta bizi bizden alıp götürmektedir.Birde tüm hayat boyu böyle bir hakikata şahit olan bir insanı düşünün…Böyle bir hayatı yaşayın.

“Ağlarım, ağlatam hissederim söyleyemem
Dili yok kalbimin ondan ne kadar bîzârım”

Peygamberin bakışı,gönderilişi,sözü temyiz ve ayırd edicidir.Herşeyi birbirinden adeta cennet ve cehennem gibi tefrik etmektedir.O zat bir mihenktir.Farklı farklı olan madenleri birbirinden ayırt edici özelliğe sahiptir.Cennetlikler ve cehennemlikler olarak…

Bir bakışıyla veya ona bir bakışla kömür elmas derecesine yükselmektedir.

O zat aynı zamanda kendilerininde ifadesiyle,ateşin etrafında dolanan kelebekleri ateşe düşmekten koruyan bir insan gibi,cehennem ateşinin etrafında dolaşanları ateşe düşmekten korumakta ve kurtarmaktadır.

Cehenneme düşmekten korumak,cennete götürmekten önde gelir.

Beden ruhun mezarı,beden mezarından dünya kabristanına yani özel kabirden umum kabristanına bir geçiştir.

Allah ruhu bu dünyada terbiye etmektedir.Hadisde gelen;”Dünya ahiretin tarlasıdır.”ifadesi,ruhun hem beden tarlasında hem de dünya tarlasında ekimiyle ahiret pazarında oluşumuna ve sergilenmesine zemin oluşturmaktadır.

Dünya zalim,zalim ise edna ve ezlem.Doğum sancısız olmuyor.Dünyaya a’ladan gelen o insan,bu edna ve ezlemler tarafından adeta hamurun fırın ve ateşte pişişi gibi pişiyor,oluyor,hamlıktan kurtuluyor.

Hamdım-Piştim-Yandım…

Hayat yaşanmak içindir,harcanmak için değildir.Allah insan ve dünya hayatını,bu hayatı korumak ve hayatın sahibine layık hale getirmek amacıyla var etmiştir.

”Maksadımız bir nakış yazmaktır ki,bizden ebedi kalsın.Çünki şu varlığımızda beka yoktur.”(Münazarat)

İnsanın bu dünya hayatından sonra,kışırı gider,yaptığı ve bıraktığı nakşı kalır.Bu yönüyle o insan bir antika sanat hükmündedir.

Allah “Elestü bi rabbiküm” yani –Ben senin rabbin değilmiyim?-dedi.Sen de “Belâ” –Evet,Rabbimsin,dedin.Bu Belâ sözüne şükür nerede?Evet demenin şükrü nedir bilirmisin?Bela çekmektir.Belânın sırrını bilirmisin?O Allah yolunda Fakr ve Fenâ kapısından girmektir.Fakru fena dergahında halkaya katılmaktır.”

Verilen söze sadık olmak ve sadık kalmak.Hz.Ali ve onun gibi bir kısım zatlar ruhlar alemindeki sözleşmeyi çevresinde bulunan kimseleri hatırlamakla kalmayıp,sağlarında sollarında,önlerinde arkalarında bulunan kimseleri tanıyıp bildiklerini ifade etmişlerdir.

Duygularımız bu söze ve sözleşmeye şahittir.

Buda O’nda yok olmaktır.O’nda kendini bulmaktır.Kibirden uzaklaşmaktır.

”Bir gün Süleyman aleyhisselam yüz binlerce insan,cin ve hayvanatın huzurunda öyle yükseldi ki,meleklerin göklerdeki tesbih seslerini duydu.Sonra öyle alçaldı ki,ayakları deniz sularına deymeye başladı.Bu sırada bir ses duydu:

-“Eğer süleymanın kalbinde zerre kadar kibir olsaydı,onu yükselttiğim nisbetten daha çok aşağı düşürürdüm”dedi.”(İhya)

Hadisde;“Cenab-ı Hak Süleyman Aleyhisselamı mal ve mülk ve ilim arasında muhayyer bıraktı.O ilmi seçti ve seçtiğinden dolayı ona mülk ve mal da verildi.”

İnsan hayata 1 olarak gelir.Kazandıkları ise sağındaki sıfırlar,bir gidince geriye sıfırlar kalır ve kaybettikleri,değersizlikler ise,1-in solundaki sıfırlardır.Sıfırlar arttıkça,1-in değeride düşer.

“Kendisini bilen Rabbisini de bilir.”Vahid-i Kıyasi nevinden,insan Allahın sonsuz sıfat ve özelliklerini kıyas yoluyla bir nebze akla yaklaştırabilir.Benim kendime ve vüs’atime göre nasıl bir sehabetim varsa,ezeli ve ebedi olan Allah’da ezeli ve ebedi bir sahibliği vardır.

Kişi kendi hakikatını anlıyamazken,Cebbar olan Allahı nasıl idrak edebilir?O ki eşyayı yoktan yaratmış,şekillendirmiş.Sonradan olan insan O’nu nasıl anlayabilir.”(Asar-ı Bediiye)

Ali Ulvi Kurucu,Tarihçe-i Hayat’ın Önsözünde:”Büyük ve eski bir Arap şairinin, bir beytiyle çok derin bir hakikatı ifade ettiğini öğrendim: “Bütün âlemi bir şahsiyette toplamak Cenab-ı Hakka zor gelmez.”

Bütün büyük zatlar bunun bir göstergesidir.

Allah,bir çok insanı olduğu gibi,bütün alemleri tek bir şahsiyette dercedip toplamaya kadirdir.Zira:”Alimin ölmesi,alemin ölmesi”sözü bu hakikatı göstermektedir.

Nitekim tüm alemlerin tüm özelliklerini bir insanda toplayan Allah,aynı şekilde bütün insanları da bir insanda toplamaya kadirdir.

Hayatın kılçıklarını ayırın.Dünya hayatı kılçıkları ayırmak için var edilmiştir.

Hayatta ve hayattan alınan,atılan ve yenilenenler…

Hayattan aldığımız çok şeyler olduğu gibi,bıraktığımız kazuratlarda çoktur.Hayat fabrikası tıpkı şeker fabrikası gibi;şekerleri bir tarafa ayrıştırırken,pancarın posalarını da diğer tarafa boşaltmaktadır.

Hayat pancarından amaç,şükür şekeridir.Tevhid üsaresi ve özüdür.

Mehmet ÖZÇELİK

23-04-2005

Loading

No ResponsesOcak 2nd, 2015