DEĞİŞMEYEN BEN, DEĞİŞEN BİZ!
DEĞİŞMEYEN BEN, DEĞİŞEN BİZ!
Bir sergi açılsa ve bir fuarda –Ben- ler satışa sunulsa herkes kendi –Ben-ini alır. Satın alıp beğendiğimiz –ben-imizi kendi benliği içerisinde koruduğumuz sürece –ben-varlığı içerisinde olur,varlığı devam ettirilmiş olur.
-Ben-deki ben,kaybolsa herkesinkiyle beraber,hiç kimse başkasına itibar etmeyip kendini beğenecek,kendini ve kendi –Ben-ini alacaktır.
Ben-liğini kaybedenin,benliğini bulamayıp,başkası da olamadığından benliksiz ve kimliksiz bir kimse olarak kalacaktır. Yani –bensiz,benliksiz,onsuz,kimsesiz bir kim-siz ve kimliksiz olacaktır.
Kimliğiniz Lütfen!!!
Elbet,elbet.. buyurun…
Şeyy.. benim mi? Ben mi? Yok. Kaybetmişim de.. Bulamadım! Nerede kaybettiğimi de bilmiyorum ya!
Zamanın değişmesiyle değerler değişmez. 1400 sene önceki değer,bu günde değerdir ve değerlidir. Zamanın geçmesi onun kıymetini düşürmez. Yıllar eskir,o eskimez. Antika gibi kıymetlidir.
İslâmiyetin getirdiği değerler de,değer itibariyle değerli olup,değişmez hakikatlerdir. İlel-ebed kıyamete kadar yeni,taze ve değişmez değerlerdir.
Asrı saadette ne kadar geçerli ve taze ise,bugünde aynı değerde ve geçerliliktedir. Kusur,değişmeyen değerlerde değil,değişen değişen değersizliklerde,bozulan ben ve kaybedilen kimliksizlerdedir.
Rabbımın anlattığı,anladığı ile orantılıdır.
Bizim anladığımız ise ne kadar ve nereye kadardır?
Bizlere anlayan Rabbımız,bizlere anlayacağımız ve anladığımız ölçüde konuşuyor.
Bizler ne ölçüde anlıyor ve anlamaya çalışıyoruz?
Yapılması gereken;bizi anlayan ve anlatan Rabbimizi anlamak ve anlamaya çalışarak bir bütünlük arz etmektir.
31-07-1998
MEHMET ÖZÇELİK