SİYASETİN OYUNUNA DiKKAT

SİYASETİN OYUNUNA DiKKAT

Siyasetin caf caflandığı şu sıralar da , ortada oynanan oyunlara gayet dikkat edilmelidir.

Özellikle seksen öncesi oyunlara gelinmemeli, alet olunmamalıdır.

Geçen on beş yıl havaların ve havalıların ısınmasına, eski soğuklukların yerini sıcaklıkların alması sağ kesimde maddi ve manevi yönden büyük bir gelişmeye ve genişlemeye zemin hazırladı.

Aynı havuza boşalan,aynı havuzda hizmet edenlerin yerini buzların erimesi,”Tefâni” sırrıyla birbirinde fani olması,hepsinin aynı havuzda su özelliğini taşımasıyla bir kaynama ve kaynaşma sağlanmış olmaktadır.

Buzlaşma havuzun ve havuz suyunun kaybıdır. Münferid bu hareketin kaybı ise,külli ve umumi olur.

Tarih boyunca –ufak tefek farkların dışında- oyunlar pek değişmemiştir. Her ne kadar oyuncular değişse,farklılaşsa da…

Nitekim Sultan Abdulhamid’in varlığına tahammül edemeyenler,hal’inden bir gün sonra Ahmed Rasim’in şu sözünü madden ve manen söylemek mecburiyetinde kalmışlardır:

“Sen değil naşın hükümdar olsa elyâktır bize.”

Bu durumda onun naşına bile liyâkatını elde edemeyen bu millet,layık olduğuyla idare edilmektedir.. O halde liyakat esastır. Birinci derecede esas olan,liyâkattır.

“Kendinizi kendi elinizle tehlikeye atmayınız.”hakikatınca fitneye,oyuna gelmemek,geleceği sağlam ve emin ellere teslim etmek İslâmi,insani ve vicdani bir vecibedir.

“Mü’min bir delikten iki kere ısırılmaz.” Aynı hatayı tekrarlamak ve yanlış da ısrar etmek elbette hatadan daha büyük bir hatadır.

Siyasetin yerini;”Siyah-set”almış ve siyaset yalandan ibaret olmuş.

Yıl 1996. Ruh 1946… Değişen ise yıllardır veya yılların kaybıdır. Oy çekenlerdir…

SİYASET Mİ ? SİYAH – SET Mİ ?

Milletin önünde siyah bir set teşkil etmekte siyaset.

B. Ecevit;”Demokrasi ülkelerde en uygun yönetimin tüm partilerin birden,bir araya gelerek olmasıyla,daha iyi idarenin olacağını söylerken,acaba böyle bir teklifi,takdiri,sol bir daha değil tek başına gelmek,barajı aşamayıp,zorlanacağını bildiğinden midir ki,dışarıda kalmamak için söylemektedir?

Türkiye’de siyasetin yerine oturtulması gerektir. Siyaset millete göre uygulanmalıdır.

Yoksa millet siyasete göre şekillendirilmeye çalışılırsa ortaya bukelemun bir şekil çıkacaktır. Şu andaki siyasetin sureti “Bukelemun Siyaset” olmaktan öteye gidememektedir. Siyaset kimliğini bilmeli ve de bulmalıdır. Bu da milletin ve milleti idare edenlerin kimliklerini bulmaktan geçer.

10-3-1996

MEHMET ÖZÇELİK

Loading

No ResponsesOcak 1st, 2015