KOCAMAN ÖMRÜ HEBA ETTİK

KOCAMAN ÖMRÜ HEBA ETTİK

60 küsur sene ömrü boşu boşuna geçirmişti.Geriye baktığında kendisini memnun edip yüzünü güldürecek bir şeyi yoktu.
Gelmesiyle gitmesi arasında pek bir fark olmadığı gibi,doğuştan getirdiği güzellikleri de kaybetmiş,sermayeyi tüketmişti.
Şimdi ise yaşı hayli ilerlemiş belki de ölüm meleğinin etrafında gezdiğini hissediyordu.
Dünyada kimseyi pek memnun etmediği gibi,ahrette de memnun olacağı ve memnun edeceği bir şeyi de yoktu.
Bu düşüncelerle yatağından doğruldu.Elbisesini ve çorabını giydi.
Gitmekle gitmemek arasında bir anlık bir düşünceden sonra yılların yorgunluğunu ve kaybedilen yılların yükünü hafifletmek amacıyla sırt üstü bir uzandı.
Uzanış bu uzanıştı.Bir daha da kalkamadı,belki de onca yükün altında kalmış kalkamamıştı.
Kolay mıydı boşa geçen yılların yükünün altında ezilmemek!
Ancak kulaklarda son sırtı yatmadan önce söylediği son söz kalmıştı,oysa bu söz ilk söz olarak kulaklarda küpe olmalı,hafızadan çıkmamalıydı;
“Kocaman ömrü heba ettik!”
Kardeşi kendisine çok takılırdı;-Senin sonun hiç iyi olmayacak,sen kötü bir şekilde öleceksin!-diye.
Kendisi ise,-Ben koyun gibi,kuzu kuzu öleceğim.-diyordu.
Aslında zahiren kuzu kuzu öldü ancak vicdani bir esef ve üzüntüden sonra.
Bazen kardeşinin evine ihtiyacı var diye at arabasına sebze ve yiyecekler doldurur,gönderirdi.
Belki de bu güzel hali ölümünü zahiren kolaylaştırmıştı,dünyaya bakan yönünü…
Hovardalıklı geçen bir hayatın son acı ifadesi hiç unutulmuyor,geride kalanlara dersler veriyordu.
“Bir günah işleyen,bin gün âh çeker.”

İnsanın dünyaya gelişi ile gidişi arasında bir fark olmalıdır.Hayvan da bile o fark gözetilirken,kendisine insan diyen bir insanın o farkı elde dememesi elbette hayvandan daha büyük bir kayıptır.
Dünyaya gelmemizle gitmemiz arasındaki fark ne olmakta ve bize olan katkısı yüzdelik itibarıyla ne kadardır?

Allahı sevmenin ve Allah tarafından sevilmenin yolu,günahtan uzak durmaktır.
Hadisde:” Allahın sevdiği kula günah zarar vermez yani Allah onları günah işlemekten muhafaza eder.”

*Bakmamıştır, dönüp hayatıma
Ağlayanlar, bugün, vefatıma (A.Nihat Asya)

*Kendi kendine ettiğin âdem
Bir yere gelse idemez âlem.(Adlî)

*Şimdi bu durumda her insan büyük ahret mahkemesinde,Allahın hakimliğinde,melek ve organlarımızın ve tüm canlı cansız eşyanın şahitliğinde bir insan kendisini nasıl savunmaya geçebilir?
Biz kendimizi nasıl savunacağız?Kime karşı savunacağız?Savunulacak neyimiz var?
Öyle ya!Mahşerde sorguya çekileceğim zaman Allah’a karşı kendimi nasıl savunabilirim ki?
Çünkü her şey fâş olmuş,ifşa olup gün yüzü gibi açık ve net…
İçler dışlar gibi ortada görünmekte,Anya ile Konya belli olmuş…
O halde:
” Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde,Fani dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme.”

BURAYI DA BATIRDINIZ!

Cennette başlayan günah,oranın kirlenmemesi için dışarıya taşınca,ihraç uygulandı.Dışarıda devam eden kirlenme ve günah,dünyanın her karışını da kan ve fesad ile kirletti.Maddi-manevi yangınlarla dünya kirletildi,batırıldı.
Bu da göstermektedir ki;kendisi için geçici olarak cennetin kapanmasına,oradan ihracına sebeb olan müdahalesi,dünya imtihanını kendisi için açtırdı.
Durum şu gerçeği de göstermektedir ki;yine günahı ve müdahalesiyle buranın da batmasına ve kapanmasına insanın kendisi sebeb olacaktır.
Dünyanın her karışı kirlendi…temizliği vacib kılacak bir kirlilik…
Dünyadaki bozulma ve kirlilik,dünya ile sınırlı kalmadı.Tüm kâinatı etkiledi,bütün varlıkları varlıkları kendisiyle irtibatlandırdı.
Dünyanın bozulan ayarı,evrenin de ayarını bozdu.
Kâinat mukadder ömrünü tamamlamadan,erken ölümle karşı karşıya kalmaktadır.

*Kötülüklerin yayılması;kötü havanın ve karbondioksidin yayılması gibidir.İyi hava ise;rayiha ve oksijen gibidir.
Karanlık gidince yerine aydınlık gelir.Zulüm ve zalim gidince yerine hak ve adalet gelir.

Mehmet ÖZÇELİK
03-09-2008

Loading

No ResponsesOcak 2nd, 2015