GEÇMİŞİ UNUTMA
GEÇMİŞİ UNUTMA
Ünlü iş adamı Durmuş Döven, Ben eski Solcuydum, komünist olacağım diye uğraştım, parayı kazanınca kapitalist oldum, her şeyden evvel şimdi muhafazakar oldum. Her dönem bir şey oluyorum. Zaten vardır ya; Parayı bulana kadar komünist, parayı bulunca kapitalist, kadın koca bulana kadar feminist diye. Bu dünya düzeni bizim elimizde değil.[1]
*1920-de tek adam dönemi başladı. 1930-da tek şef dönemine girildi. 1950-de nefes alma dönemine geçildi. 1960 darbeler dönemi açıldı. 1970 kominizm ve İran tehlikesi Türkiye-yi sarstı. 1980 sefahetin kapısı açıldı. 1990 faili meçhuller başladı. 2000 yılından itibaren dibe vuruşla yukarıya çıkış dönemi başladı. 2010 derin devletin koruyucusu olan hukuk yırtıldı. 2020 mi, -inşaallah- İttihadı İslam devri devreye girecektir.
-1950 de Menderes, 1982 de Özal ve 2002 de Erdoğan devri, bu kirli dönemde aradan çıkan fabrika hatası mamullerdir.
-100 yıl içerisinde her on yılda bir bu milletin ayağa kalkması engellendi.
Bitirilmeye çalışılırken, o münbit zeminlerde bitti, yeşerdi.
*********************
”Baba İshak’ın Güney Anadolu’da yaydığı Hıristiyanlık-Müslümanlık-Mazdekizm karışımı doktrin dikkate alındığında, her iki olayın ideolojisi de, dinler arası senkretik bir nitelik gösterir.
Şeyh Bedreddin İsyanında da özellik de halifeleri Torlak Kemal ve Börklüce
Mustafa’nın, Müslümanlık-Hıristiyanlık-Yahudilik karışımı bir inancı, başka
bir deyişle heterodoks bir İslam anlayışını propaganda ettiklerini biliyoruz.”
….isyanın amacı da, söylendiğine göre, özlenen “adaletin hakim olduğu bir toplumsal düzen” yaratmaktır. Ancak bu amaç sadece bir tek yolla, siyasal iktidarı ele geçirerek gerçekleşebileceğinden her iki isyan da bir açıdan siyasal hareketlerdir.
Nasıl Babai İsyanın aslında siyasi-sosyal bir hareket olmasına rağmen, kendinden sonra Babai Hareketi denilen büyük bir dini-mistik hareket doğurmuşsa, Şeyh Bedreddin İsyanı da aynı nitelikte bir ayaklanma olmuş ve kendinden sonra Bedreddinilik yahut Simavenilik denilen dini hareketi doğurmuş ve bu yolla Balkan Aleviliği’ni yaratmıştır.
….Osmanlı kuvvetleriyle yapılan son muharebede, Şeyh Bedreddin’in yanındaki sipahiler ve feodaller, toprak vaat edilir edilmez, Osmanlı kuvvetlerinden yana geçmişler, Şeyh’in yanında kalanlar ise kendi müridleri olmuştur. Oysa Babai İsyanı’nın başarısızlığının sebebi ihanet değil, Türkmenler’in zırhlara bürünmüş paralı Frenk
askerleri ve ağır silahları karşısında çok amatör ve zayıf kalışlarıdır.
….Araştırmacıların bugüne kadar onun hakkında yaptıkları değerlendirmeler Şeyh Bedreddin’i bütün türevleri hesaba katılmak kaydıyla iki zıt çizgiye indirger:
- a) Her ne kadar büyük bir alim olsa da Şeyh Bedreddin sonuçta devlete karşı ayaklanmış bir isyancıdır.
- b) Mazlum halkların ezilmesine karşı çıkarak onları paylaşımcı, eşitlikçi bir düzen içinde yaşatmayı amaçlayan büyük bir devrimcidir.
…..Bize göre ise o, Osmanlı merkeziyetçi yönetimine karşı olan bir İslam alimi ve mutasavvıf kimliğiyle, yaşanan toplumsal kargaşaya son verip toplumu ve mensup olduğu kesimi selamete eriştirme konusunda kendini yetkili görerek bir “mehdi” ruhuyla düzene karşı çıkan bir aksiyon adamıdır.[2]
-Bu gün doğuda yapılan ve de paralel yapının mehdiyeti de aynı noktaya oturmakta, cahil bir halk ile, ermeni gücü başta olmak üzere farklı hesapları tek hesapta birleştirme faaliyetidir.
-Dünkü baş kaldırı “zındık ve mülhid” hareketi olarak değerlendirilirken, bu günkü hareket ise “ Mehdiyet ve Ateistlik” gibi iki zıt kavramın devlete karşı baş kaldırışıdır.
Bu isyan hareketleri en az yüz yılda bir depreşiyor ve depreştiriliyor.
*****************
Hiç bunların içinde insaflı, vicdanlı, düşünceli, insanlığını kaybetmemiş kimseler yok mu?
Yeter diyecek, isyan edip, dur diyecek?
Seviyeli, vicdanlı, anlayışlı, dindar, ahiretini düşünen, şefkat ve merhamet sahibi insanlardan hiç mi nasibi yoktur…
Suriye-de zulme ortak olanlar insan ismine layık kimseler değildirler.
***********************
Yıllar öncesi büyük elçilerimizi öldüren direk ermeniler, bu gün içteki ortaklarıyla beraber polis ve askerimizi ve bu arada vatandaşlarımızı da öldürmektedir.
*Bu günlerde askerin darbe yapacağı söylentilerine, askeriye acil cevap verip, reddetti.
Ancak darbe yapılacağı kesin. Ancak bu darbe ordu eliyle değil, hukuk eli ve uygulaması ile yapılacaktır.
*Güzel bir başarı.
Artık Türkiye-ye vurmak isteyenler en yakın yerden , cumhurbaşkanlığı, başbakanlık gibi bir mahalden değil de, Can Dündar seviyesinde! Bir saldırı seviyesizliğine kadar düşmüşler.
Eskiden arkadan, dost gözükerek vururlardı, şimdi ise bir gazetecinin arkasına sığınarak vurmaya çalışmaktadırlar.
En üst seviyeden darbe yer ve kurtulamazdık.
Tuzluyayım da kokmayasınız, emi…
*17-25 aralık 2013 darbesi sağdan gelirken, 28 şubat 1997 darbesi ise soldan gelmiştir. Ancak 17-25 Aralık 28 şubattan daha tehlikelidir.
28 şubatta direk halka darbe yapılırken, 17-25 aralıkta ise, halkın seçtiği hükümete yapılmıştır.
İkisi de masonik bir darbedir.
*****************
ÇİN EN ÇOK ATEİST NÜFUSA SAHİP ÜLKE
Araştırmalarda %49 çıkan Çin Ateist Nüfusu, bu alanda Dünyanın zirvesinde.1.3 Milyar İnsanın yaşadığı Çin Halk Cumhuriyetinde ateist sayısı 600 Milyondan fazla!
Bunun en büyük sebebi ise Komünizm ile yönetilen Çin’in dini inançlara karşı baskı oluşturması.
Ayrıca Konfüçyanizm dininin bölgede hakim olması bunun ikincil sebebi çünkü Konfüçyanizm tek bir yaratıcının olduğu dini inanca karşı.
TÜRKİYE’DEKİ ATEİST – İNANÇSIZLIK ORANI
Aynı araştırmaya göre, Türkiye’deki inançsızlık oranı yüzde 4’ün altında.
EN ÇOK ATEİSTİN YAŞADIĞI ÜLKELER
1- Çin
2- Japonya
3- Çek Cumhuriyeti
4- Fransa
5- Avustralya
6- İzlanda[3]
********************
*Türkiye tarihi yalanlar üzerine kurulu bir tarihtir.
Aslında tarih bile değildir.
Kuşa benzetilmiş nutkun yani atatürkün hatıra defterinin yamalanmış halidir.
Diyarbakır vekili Hacı Şükrü, İstanbul hükümetinin ve ve Vahdettinin besmele ile taşlanmasını öneriyor.
Bir asırdır dünyanın en tartışılan kişisi olan Atatürk yani kendi ifadesiyle Kamal, öyle görülüyor ki, en az bir asır daha tartışılacaktır.
***************
*Tarih boyunca garib gurebaya, fakir fukaraya, üç milyon Suriyeliye, milyonlarca afrikalı ve ve ihtiyaç sahiplerine el atıp yardımda bulunan, asker ve eğitim gibi bir çok yatırımlara imza atan bir şahsa yapılan haksız ithamlara bakın!
Dinime dahleden bari müsülman olsa…
*”Orhan Kemal, 3,5 yılını hapiste Nazım Hikmet’le birlikte geçirir. Çıktıktan sonra yazdığı Çöpçü, Arka Sokak ve Grev adlı öyküleri yüzünden yeniden başı belaya girer. “İtalya, Almanya bizden daha ileridir” dediği için yabancı rejimler ve komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle 5 yıl ağır hapis cezasına mahkûm edilir (1939).
Sait Faik Abasıyanık da Şahmerdan (1940) adlı kitabındaki “Çelme” başlıklı öyküsünde yöneticiye hakaret suçuyla sıkıyönetim mahkemesinde yargılanır. Yetmezmiş gibi Medar-ı Maişet Motoru adlı romanı 1944’te sıkıyönetimce toplatılır.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu yaşlılık demlerinde yeğeni Murat Belge’ye ilginç bir itirafta bulunur:
“Hayatımda ne yapmak istedimse hep tersini yapmak zorunda kaldım. Proust gibi bir yazar olmak isterdim ama Balzac gibi olmam gerekti.”
Bu itiraftan sonra Yakup Kadri’nin kitaplarını yeniden gözden geçiriyor Belge: “Nur Baba’yı düşündüm. İlk romanı. Aslında tekke havasını,Bektaşiliği çok sever. Buna rağmen o romanda tekke şeyhinin nasıl bir dolandırıcı olduğunu anlatmak zorunda kalmış. Dediğinde bir doğruluk payı olduğuna o zaman kanaat getirdim.
******************
Japonlar Türklerin neden geri kaldığını araştırmak üzere Türkiye-ye gelirler. Uçaktan inince ilk kişiye Türkiye hakkında soru sorarlar. O kişi de; eğer ben başbakan olsaydım şöyle yapardım, böyle yapardım, diye başlar konuşmaya.
Daha fazla araştırmaya gerek görmeyen bu araştırmacılar, mesele anlaşılmıştır, der. Çünkü kendi işini yapmayıp başkasının işine burun sokan bu insanlar bir toplumda bulundukça, geri kalmaları kaçınılmazdır.
Türkiye-de bunlardan sürüyle…..
*”30 yıl öncesinin Milli Piyango talihlisi Mehmet Sarıoğlu, köylülerin aralarında para toplayarak yaptığı bir barakada soğuktan donarak hayata gözlerini yumdu.”(Yeni Şafak-20 Ocak 2008 Pazar
*RAUF DENKTAŞ KIBRISTA BULUNAN 10 TANE KUMARHANEDEN HER BİRİNDEN GECEDE 2 BİN DOLAR TOPLAM 20 BİN DOLAR PARA ALIYORDU.HER GECE KENDİSİNE KUMARHANENİN ÜSTÜNDE BULUNAN LİONS DERNEĞİNE GETİRİLİYORDU.
YAPILAN YORUMLARDA;
KIBRIS’I YILBAŞI GECELERİNDE KUMARHANELERLE,MEYHANELERLE,PAVYONLARLA,UYUŞTURUCUYLA ANILAN BİR YER YAPTIĞI İÇİN…
…KIBRIS’I DARBECİLERİN MEKANI YAPTIĞI İÇİN…
…KIBRISTAKİ BÜTÜN KURAN KURSLARINI KAPATIP,DİN EĞİTİMİNİ YASAKLADIĞI İÇİN…
…KIBRISTA KURAN ÖĞRENEN İLKOKUL TALEBELERİNİN ELLERİNE KELEPÇE VURUP KARAKOLLARA ÇEKTİĞİ İÇİN…
…ERGENEKON DAVASINI GÖZDEN DÜŞÜRMEK İÇİN KATİLLERİN AVUKATLIĞINI YAPTIĞI İÇİN…
…AK PARTİYİ DEVİRMEK İÇİN KARANLIK ODAKLARLA EL ELE VERDİĞİ İÇİN…
…KIBRISI ERGENEKONCULARA PEŞKEŞ ÇEKTİĞİ İÇİN…
…KIBRISTA YILLARCA ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN BAŞ MİMARLIĞINI YAPTIĞI İÇİN…
…HAYATI BOYUNCA DARBECİ İSLAM DÜŞMANI GENERALLERİ FİNANSE ETTİĞİ İÇİN…
…BAŞBAKAN ERDOĞANA “KIBRISI RUMLARA SATIYOR DİYE İFTİRA ATTIĞI VE DARBECİLERİN SÖZCÜLÜĞÜNE SOYUNDUĞU İÇİN…”
…HAYATI BOYUNCA İSLAMA SAVAŞİ AÇTIĞI İÇİN HAKKIMIZI HELAL ETMİYORUZ…
…ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM…
*Bizim ULUSALCI RAUF DENKTAŞ,PKK YÖNETİCİSİ DOĞU PERİNÇEKLE ,BİR YANLARINDA MÜSLÜMAN KIZLARIN BAŞINI ZORLA AÇMAK İÇİN İKNA ODALARINI KURAN NUR SERTER,BİR YANINDA MÜSLÜMANLARA HABİS UR DİYE HAKARET EDEN VURAL SAVAŞ…(ve arka planda pusulasını şaşırmış ülkücü Mehmet Gül)
…KIBRIS’IN SAHTE KAHRAMANI RAUF DENKTAŞ, ÖMRÜNÜN SON GÜNÜNE KADAR AK PARTİYİ DEVİRMEK İÇİN DARBECİLERLE EL ELE VERMEKTEN VAZGEÇMEYEN İNANÇ VE DEMOKRASİ DÜŞMANI ZAVALLI…
…HAYATIN BOYUNCA DİNİMİZE VE MÜSLÜMANLARA DÜŞMANLIK ETTİĞİN İÇİN HAKKIMIZI HELAL ETMİYORUZ..
*****************
26 Ağustos 2014’te yapılan görüşmede Önder, raporu okuduktan sonra Öcalan ‘’Siyaseti doğru, dikkatli ve ciddi yapmalısınız. Emeğinize saygı duymalısınız, yoksa kasıp kavrulursunuz. Buna dikkat etmelisiniz. Sırrı, sen yedi yıl cezaevinde kaldın, kendi emeğine sahip çıkmalısın. Kaldı ki sen bir yetimsin’’ diyor.
Öcalan’ın sözleri üzerine Sırrı Süreyya Önder söz alarak, ‘’Olur mu Başkanım? Siz söylediniz ya, benim babam sizsiniz, ben kendimi yetim saymıyorum’’ ifadelerini kullanıyor.
Kitapta Öcalan’ın bu sözlere çok güldüğü belirtilerek, şu ifadeleri kullandığı aktarılıyor:
‘’Ben senin siyaseten babanım, sen bana siyaseten Adıyaman’daki o değerli emekçi İl Başkanı’nın emanetisin. Bizim de bir sol geleneğimiz var, emek geleneğimiz var, buna sahip çıkıyoruz. Ekonomik güçlüklerin var, biliyorum, onu çözebilirsiniz.’’
”Ekonomik sorunum yok”
Sırrı Süreyya Önder, Öcalan’ın ardından tekrar söz alarak şu yanıtı veriyor:
‘’Hiçbir ekonomik sorunum yoktur Başkanım, çözdüm ben.’’[4]
MEHMET ÖZÇELİK
16-04-2016
[1] http://ekonomi.haber7.com/is-dunyasi/haber/1693736-doven-kapitalisttim-simdi-muhafazakar
[2] OSMANLI TOPLUMUNDA ZINDIKLAR VE MÜLHİDLER – AHMET YAŞAR OCAK.SH. 208.209.
[3] http://www.risalehaber.com/en-cok-ateist-orada-yasiyor-264898h.htm
[4] http://www.habervaktim.com/haber/459546/teroristbasinin-oglu-sirri-sureyya-onder.html