TARİHTEN KESİTLER
TARİHTEN KESİTLER
*Osmanlıda Türkçe devlet dili olmuş, Arapça enbiya ve Kuran dili olmuş, Farsça ise evliya ve şiir dili olmuştur.
* Bismarck 2. Abdulhamid hakkındaki şöyle der:
–Dünyâda 100 gram akıl varsa, bunun 90 gramı Abdülhamîd Han’da, 5 gramı bende, kalan 5 gramı da diğer dünyâ siyâsîlerindedir.
*Osmanlıda hilafet 484 sene sürmüştür.
*Osmanlıda bir tane recm hadisesi olmuştur. Zina yaptığı tesbit edilen erkek gayrı Müslim, kadın müslümandır. Kadın idam edilmiş, erkeğin kafası kesilmiştir.
Kazasker Beyazi zadenin fetvasıyla…
*Fatih Sultan Mehmed o gün ünlü kanunnamesini tarihe düştü – “Nizam-ı Alem için Kardeş Katli Vaciptir” (”Ve her kimesne evlâdımdan saltanat müyesser ola, karındaşların Nizâm-ı Âlem için katl eylemek münasiptir. Ekser ûlema dahi tecviz etmiştir. Anınla amil olalar.”)
Öldürülen şehzade 50-civarındadır.
*3.Mehmet daha babası 3. Murat’ın defin işinde olunduğunda,19 erkek kardeşini öldürmüş,24-ü kız olduğundan onları sadece hapsetmekle susturmuştur.
*3.Murat’da tahta geçer geçmez 5 küçük kardeşinin idamına karar verdi.
* II. Fatih Mehmet’in tatbike koyduğu kardeş öldürme kanunu giderek, saltanat müessesesini kardeş kavgası haline getirmiştir.
Âzam-ı şer olmamak için, ehven-üş şer ihtiyar olunur.
Genel bir zararı âmmı def için, has ihtiyar olunur.
Bunlar ceza hukuku alanına uygulanmasa da ,bu konuda uygulanmıştır.
Aslında fetva bir suskunluk fetvasıdır.
Bu konuda Şeyhul İslam fetvası yok, kazasker fetvası vardır.
Bana o konuda fetva sorulsa, isterse bütün insanların hayatı da söz konusu olsa, ölümüne fetva verilemez.
Bu fetva siyasi ve idari bir fetva değil, dini ve vicdani bir fetvadır.
Bir ayet Kur’an-ı Kerim-de beş yerde geçer;
“Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez.”[1]
Siyasi ve idari olarak Cem Sultan gibi devleti sarsacak olayların örnekleri olmuştur.
-Padişaha oğlunun öldürülmesinden dolayı teselli eden vezirine padişah; elbette öyle söylersin, zira çocuk senin değildir, der.
Vicdanının sesini dillendirir.
*******************
”Benim altunla doldurduğum hazineyi bundan sonra gelenlerden her kim mangır ile doldurursa hazine anın mührüyle mühürlensin ve illâ benim mührümle mühürlenmekte devam olunsun.” Şeklindeki vasiyeti üzerine Cumhuriyetin ilanına kadar hazine kapıları bu mühürle mühürlenmiştir.(Yavuz Sultan Selim’in mührü.1512-1520)
*” Osmanlı tarihinde bir hadise :
- Selim bir gün iç oğlanlarına fena halde kızmış, kırk kadarının öldürülmesini emretmiş. Erkân telâşa düşmüş, fakat kimse aksini söylemeye cesaret edememiş. Nihayet Zenbilli Ali Efendiye haber vermişler. Müftü gece I. Selim’in yanına gelmiş. Aralarında şöyle bir konuşma geçmiş.
”I. Selim – Hayır ola hoca, bu vakitte ziyaretten maksadın ne ola ki?
Zenbilli Ali Efendi – Öldürülmelerine ferman buyurulan kırk kadar adamımızın affını delâlete geldim.
- Selim – Hoca sen artık dünya işlerine de karışır oldun. İstersen sana bir vezerat vereyim.
Zenbilli Ali Efendi. – Hayır efendimiz. Dünya işlerine karışmaya değil, ahiretinizi kurtarmaya geldim.”
Cevabında bulunmuş. Uzun bir muhavereden sonra Selim emri geri almış ve kırk kişi ölümden kurtulmuş.
Şu konuşma Osmanlı saltanatında dünya ile din işlerinin hem de birinci halife olduğu söylenen Selim zamanında bile ayrı ayrı şeyler telâkki edildiğini göstermez mi? [2]
*******************
” Ali Seydi rahmetli merak etmiş, Devleti Osmaniye tarihinde, bir istatistik çıkarmış, buna göre 200 kadar sadrazamdan yüzde 10’u Türk olup, üst tarafı yabancı milletlerdendir.”[3]
*Ömer bin Abdulaziz Emevi halifelerindendir. Emevilerin seyyiatının hasenatındandır.
*24 milyon m2 osmanlının alanı; 5,5 avrupa,36 türkiye demektir.
*Osmanlı nerede ne kadar kaldı:
Türkiye
Bulgaristan (545 yıl)
Yunanistan (363 yıl)
Sırbistan (539 yıl)
Karadağ (539 yıl)
Bosna-Hersek (539 yıl)
Hırvatistan (539 yıl)
Makedonya (539 yıl)
Slovenya (250 yıl)
Romanya (490 yıl)
Slovakya (20 yıl) Osmanlı adı: Uyvar
Macaristan (160 yıl)
Moldova (490 yıl)
Ukrayna (308 yıl)
Azerbaycan (25 yıl)
Gürcistan (400 yıl)
Ermenistan (20 yıl)
Güney Kıbrıs (293 yıl)
Kuzey Kıbrıs (293 yıl)
Rusya’nın güney toprakları (291 yıl)
Polonya (25 yıl) – himaye – Osmanlı adı: Lehistan
İtalya’nın güneydoğu kıyıları Otranto ve çevresi (20 yıl)
Arnavutluk (435 yıl)
Belarus (25 yıl) – himaye
Litvanya (25 yıl) – himaye
Letonya (25 yıl) – himaye
Kosova (539 yıl)
Voyvodina (166 yıl) Osmanlı adı: Banat
Irak (402 yıl)
Suriye (402 yıl)
İsrail (402 yıl)
Filistin (402 yıl)
Ürdün (402 yıl)
Suudi Arabistan (399 yıl)
Yemen (401 yıl)
Umman (400 yıl)
Birleşik Arap Emirlikleri (400 yıl)
Katar (400 yıl)
Bahreyn (400 yıl)
Kuveyt (381 yıl)
İran’ın batı toprakları (30 yıl)
Lübnan (402 yıl)
Mısır (459 yıl)
Libya (394 yıl) Osmanlı adı: Trablusgarp
Tunus (308 yıl)
Cezayir (313 yıl)
Sudan (397 yıl) Osmanlı adı: Nübye
Eritre (350 yıl) Osmanlı adı: Habeş
Cibuti (350 yıl)
Somali (350 yıl) Osmanlı adı: Zeyla
Kenya sahilleri (350 yıl)
Tanzanya sahilleri (250 yıl)
Çad’ın kuzey bölgeleri (313 yıl) Osmanlı adı: Reşade
Nijer’in bir kısmı (300 yıl) Osmanlı adı: Kavar
Mozambik’in kuzey toprakları (150 yıl)
Fas (250 yıl) – himaye
Batı Sahra (250 yıl) – himaye –
Moritanya (250 yıl) – himaye –
Mali (300 yıl) Osmanlı adı: Gat kazası
Senegal (300 yıl)
Gambiya (300 yıl)
Gine (300 yıl)
Etiyopya’nın bir kısmı (350 yıl)
*Fatihin oğlu Beyazıdı veli. İstanbulun 2.mimarı.Yangından sonra İstanbul-u yeniden imar etmiştir.
Alim,şair ve hattattır.
Kendisi üç cami yaptırdım, Üçü de elimden gitti.
Laleli babayı ziyaretinde dua istiyor, oda çıkışın kolay olsun sözünü hafife alıyor ve gerçekten de sabahı zor ediyor.
Tekrar gidip özür diliyor ve bu durum karşısında saltanatı bile vereceğini söylüyor.
Laleli baba da;bir tuvalete deymeyen saltanatı ben ne yapayım diyerek, adına bir cami yaptırmasını söylüyor. Laleli camii.
-Fatih camiini yeniden yaptırıyor.
-3.cüsü, validesi Mihrişah Valide Sultan adına.
-“İstanbul’da 3 cami ve 3. Mustafa
1757 yılında başlayan ve toplam 16 yıl süren bir padişahlık macerası vardır 3. Mustafa’nın. Padişahlığı döneminde de üç büyük cami yaptırır. Ama İstanbul’da onun adıyla anılan bir cami yoktur. Anlatılanlara bakılırsa bu durum 3. Mustafa’nın canını çok sıkmış.
Yıl 1766.
İstanbul?da büyük bir deprem olur. Fatih Camii neredeyse tamamen yıkılır. 3. Mustafa?da yıkılan Fatih Camii?yi komple yeniden yaptırır. Ama camiye adını veremez, çünkü camiyi ecdadı Fatih Sultan Mehmet yaptırmıştır. Haliyle cami, ecdadın adıyla Fatih adıyla kalır.
Yıl 1761.
3. Mustafa Üsküdar?ın Kız Kulesi?ne bakan yamacına, boğazdan bakınca görülebilen heybetli bir camii yaptırır. Ama camiye adını veremez. Çünkü camiyi, validesi Mihrişah Valide Sultan?ın ruhunu şad etmek için yaptırmıştır.
Ve yıl 1764.
3. Mustafa bugün Laleli diye bilinen bölgeye, iki minareli zarif bir cami yaptırır. Esas adını vermek istediği camide bu camidir zaten. Çünkü bu cami türbesi, medresesi, hanı ve çeşmesiyle büyük bir komplekstir. Ama halk buna rağmen camiye yine 3. Mustafa Camii demez.
Çünkü, caminin tam karşısında, konuyla tamamıyle ilgisiz bir adam yaşamaktadır.
Bu adam ayakkabı tamirciliği yapar.
Bu adam yakasında her zaman bir lale taşır.
Bu adam günün her vakti lale desenli bir cübbeyle dolaşır.
Bu adam bir deli derviş bir meczuptur.
Bu adam tam karşısındaki camiye, bir kere bile girmeyen, bu yüzden ?dinsiz? damgası bile yiyen, ama ne hikmetse halkın bir keramet bulduğu, Laleli Baba’dan başkası değildir.
İşte 3. Mustafa bu seferde, yaptırdığı camiye bir kere bile girmeyen bir meczuba kaptırmıştır camisinin adını.
Haliyle bu duruma veryansın etmiş 3. Mustafa, demiş ki:
-Camilerden birini ecdada, birini valideye birini de bir meczuba kaptırdım?.”
*******************
Tanzimat devrine gelinceye kadar Osmanlı Devleti’ndeki Mahkemeler:
1.Seriat Mahkemeleri:
Bu mahkemeler, müslüman tebaa arasındaki medenî anlaşmazlıklardan başka
müslüman tebaa ile hristiyan tebaa arasındaki anlaşmazlıklar çözmek ve din farkı
gözetmeksizin cinayet davalarını görmekle ödevli idi.
- Cemaat Mahkemeleri: Hristiyan tebaanın bağlı bulunduğu cemaatin
mahkemesidir. Aynı cemaate bağlı kişilerin medenî davaları, patrikleri veya
hahamları önünde görülürdü. Ayrı cemaate bağlı kişiler arasında çıkan davalar ise,
ilgili başkanları tarafından hâkimlik yolu ile çözülmediği takdirde, Şeriat
mahkemeleri önünde görülürdü.
- Kapitülasyonlardan Faydalanan Devletlerin Mahkemeleri.
Osmanlı Devleti’nde ticaret maksadiyle veyahut siyasi vazifeler görmek için
gelmiş olan yabancıların aralarındaki anlaşmazlıklar, kapitülasyonların tanımış olduğu imtiyazlara göre elçiliklerde görülürdü. [4]
Tanzimattan sonraki Mahkemeler:
a-Nizamiye-Sivil Mahkemeler
b-Ticaret Mahkemeleri
c-Ser`iyye Mahkemeleri
d-Kilise Mahkemeleri
e-Kançılar Mahkemeleri
*Osmanlı Ölçüleri
Merhale…………………………..= 45480 m
1 Fersah ……………………………= 5685 m
1 Eski Mil …………………………..= 1895 m
1 Berid ………………………………= 227 m
1 Kulaç ………………………………= 1,89 m
1 Zirai Mimari (24 parmak)…= 75,35 cm
1 Arşın ……………………………….= 8 Urup 68 cm
1 Endaze …………………………….= 65 cm
1 Urup ………………………………..= 8,5 cm
1 Hat…………………………………..= 0,268 cm
*******************
1533 yılında Rusya’da hakimiyete gelmiş IV. İvan kendi yerinde gözü olduğu gerekçesiyle kendi öz oğlunu öldürmüştür.
*:: Fransa Kralı XIV. Ludvig zamanında yapılan Versay sarayında tuvalet yoktu.
:: Dünyada 5000 dil var, 854 Hindistan’da.
:: Günde 40.000 kişi açlıktan ölüyor.
:: Gelişmiş ülkelerdeki çöplerdeki yiyecekler bütün açlıktan ölenlerin 15 katını besleyebilir.
*”Tarihten Türk çıkarılırsa ortada tarih kalmaz.” Prof. Fritz Neumark |
Bir kısım öğrencisiyle Boğaziçi’nde geziye çıkan İstanbul Üniversitesi profesörlerinden Alman asıllı Prof. Fritz Neumark öğrencilerinden birinin “ Avrupalılar bizi neden sevmez, Hocam?” Sualine şu cevabı verir;
– Çok samimi olarak itiraf edeyim ki, Avrupalı, Türkleri sevmez ve sevmesi de mümkün değildir. Asırlardır kilisenin Türk ve İslam düşmanlığı Hristiyanlar’ın hücrelerine sinmiştir. Sebeplerine gelince;
1- Müslüman olduğunuz için sevmez. Ama, ola ki laik olmak şöyle dursun, Hristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya devam eder.
2- Sizler farkında değilsiniz ama, onlar şu gerçeğin farkındadırlar; Tarihten Türk çıkarılırsa ortada tarih kalmaz. Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa, bugünkü tarihlerin yeniden yazılması gerekir.
3- Avrupa’nın pazarı idiniz. Şimdi Avrupa’yı Pazar yapmaya başladınız.
4- En az 400 yıl Avrupa’da sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz.
5- Selçuklular Anadolu’yu, Osmanlılar ise Orta Avrupa ve Balkanları Haçlı Ordularına mezar ettiler.
6- Sizi silah ile yenemeyenler, sizleri kendilerine benzeterek hakimiyet sağladılar. Önce giyiminizden hayat tarzınıza kadar; ahlaki değerlerinizi yıpratmaya başladılar, sonra da kendi içinizde sizi bölmeye başladılar.
7- Selçuklu ve bilhassa Osmanlı, İslamiyet uğruna her şeyini feda etmeseydi, İslamiyet bu gün belki sadece Hicaz’da varlığını devam ettirebilirdi. Kaldı ki Vehhabiliği kuranlar da İngiliz Dominyon Bakanlığının adamlarıdır. Batı, her yerde İslamiyet’i sapık inançlara kanalize etti. Ama Osmanlı, Asr-ı Saadet’i devam ettirdi.
8- İfade ettiğim sebeplerden kilise size kin kusmaktadır.
9- Ben Türkiye’ye geldiğimde iki üniversiteniz vardı. Şimdi (o zaman) 19 üniversite var. Osmanlı zamanında ise her yerde bir medrese vardı. Tarihinize bakın! Her medresede ilim tedrisatı vardı. İlk denizaltıyı Osmanlı’nın yaptığını çoğunuz bilmiyorsunuz belki de ama Avrupa bunu biliyor.
10- Sizler, gerçek hüviyetinize, kimliğinize döndüğünüz zaman Avrupa’nın refahı ve medeniyeti yıkılır. Ama bu şartlar da çok zor… ( Türklere Karşı Haçlı Seferleri)
[Ord. Prof. Fritz Neumark (1900-1991), Hitler’den kaçarak 1933’te Türkiye’ye gelir. İstanbul Üniversitesi İktisat ve Hukuk fakültelerinde dersler vermiştir.
20 Temmuz 1936’da kurulan ve 1937 yılı yaz sömestresinde faaliyete geçen İktisat Fakültesi’nde (Umumi İktisat ve Maliye Teorisi Kürsüsü) başkanlığı da yapmıştır. 1952’de döndükten sonra Frankfurt Üniversitesi’nde rektörlük yapmıştır.]
MEHMET ÖZÇELİK
[1] En’âm, 6/164, İsra.15, Fâtır Suresi, 35/18, Zümer.7, Necm.38.
[2] Atatürk ihtilali-3-M.Reşat Bozkurt.
[3] Atatürk ihtilali-3-M.Reşat Bozkurt-53.
[4] Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, V, s.174.