UHUVVET RİSALESİ: İSLAM BİRLİĞİNİN HARCI VE KARDEŞLİK HUKUKU
UHUVVET RİSALESİ: İSLAM BİRLİĞİNİN HARCI VE KARDEŞLİK HUKUKU
Cenab-ı Hak, müminleri birbirine “Kardeş” (Hucurat, 49/10) olarak ilan etmiştir. Ancak nefis ve şeytan; kıskançlık, tarafgirlik ve menfi milliyetçilik (ırkçılık) damarlarını tahrik ederek bu kardeşliği bozmak ister. Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Uhuvvet Risalesinde bu manevi hastalığı üç ana başlık altında tedavi eder.
1. Birlik Bağları: Işık Zincirlerine Karşı Örümcek Ağları
İki Müslüman arasında ufak bir meseleden dolayı düşmanlık girmesi, akıl ve vicdan nazarında büyük bir zulümdür. Üstad Hazretleri, müminleri birbirine bağlayan manevi bağları sayarak, ayrılık sebeplerinin ne kadar çürük olduğunu şöyle isbat eder:
Müminler arasında;
* Hâlık’ları (Yaratıcıları) bir,
* Rezzak’ları bir,
* Peygamberleri bir,
* Dinleri bir,
* Kıbleleri bir,
* Vatanları bir…
Bir, bir, bir… bine kadar “bir”ler vardır. Bu kadar kuvvetli ve nurani birlik bağları, müminler arasında muhabbeti ve kardeşliği gerektirirken; incir çekirdeğini doldurmayan basit sebeplerle düşmanlık etmek, “dağlar kadar sağlam zincirleri görmezden gelip, örümcek ağı kadar zayıf sebeplere takılmak” demektir.
Risale-i Nur’da bu çelişki, zıt ve aykırı durum şöyle tasvir edilir:
> “Hâlık’ınız bir, Mâlik’iniz bir, Mâbud’unuz bir, Râzık’ınız bir… bir, bir, bir… bine kadar bir, bir. Bu kadar bir birler; vahdeti ve tevhidi, vifakı ve ittifakı, muhabbet ve uhuvveti iktiza ettikleri (gerektirdikleri) halde; … manasız, ehemmiyetsiz, hamiyet (cahilce taassup) namına sönük, geçici, günahlı sebeplere binaen mümin kardeşine adavet etmek; … ne derece bir divanelik olduğunu, zerre kadar şuurun varsa anlarsın.” (Mektubat, Yirmi İkinci Mektup,s. 264).
>
2. Gemi Temsili ve Hakiki Adalet
Bir insanın bir tek hatası yüzünden onun bütün iyiliklerini silmek ve ona düşman olmak, “Zulüm”dür. İnsanın mahiyeti, içi dolu bir gemi gibidir. O gemide masum insanlar (güzel sıfatlar, iman, namaz, güzel ahlak) ve belki bir tane de cani (hata, günah) bulunabilir.
Bir tek cani yüzünden o gemiyi batırmak, içindeki yüzlerce masumu boğmak nasıl büyük bir zulüm ise; bir mümin kardeşinin tek bir kötü sıfatı yüzünden, onun iman ve İslamiyet gibi Kâbe ve Uhud Dağı büyüklüğündeki masum sıfatlarını görmezden gelip ona düşmanlık etmek de öyle büyük bir zulümdür.
Üstad Bediüzzaman, bu konudaki adalet ölçüsünü şöyle koyar:
> “Eğer hasmını mağlub etmek istersen, fenalığına karşı iyilikle mukabele et. Çünki eğer fenalıkla mukabele edersen, husumet tezayüd eder. Zahiren mağlub bile olsa, kalben kin bağlar, adaveti idame eder. Eğer iyilikle mukabele etsen, nedamet eder; sana dost olur..” (Mektubat, s. 266).
>
3. Menfi Milliyet: İslam Birliğinin Zehri
Risale-i Nur, bilhassa Türk ve Kürt gibi asırlardır İslam bayrağı altında birleşmiş unsurların arasına sokulmak istenen “Irkçılık” (Menfi Milliyet) fitnesine karşı şiddetle uyarır.
Üstad’a göre milliyetçilik iki kısımdır:
* Menfi (Olumsuz) Milliyet: Başkasını yutmakla beslenen, ırkçılığa dayalı, bölücü ve düşmanlık üretici fikir. Bu, İslam kardeşliğini parça parça eder.
* Müsbet (Olumlu) Milliyet: İslamiyet’e hizmet eden, kendi milletini seven ama başkasına düşmanlık etmeyen, İslam kardeşliğini esas alan fikir.
Türklerin ve Kürtlerin tarihteki şerefi, İslamiyet’e hizmet etmelerinden gelir. Eğer bu unsurlar İslamiyet’ten koparılıp sadece ırk temelli bir yapıya sürüklenirse, hem tarihlerine ihanet etmiş olurlar hem de güçlerini kaybederler.
Metinde geçen şu ifadeler, bu tehlikeye parmak basar:
> “eski zamandan beri menfi milliyet ve unsuriyetperverliğe, Avrupa’nın bir nevi frenk illeti olduğundan, bir zehr-i katil nazarıyla bakmışım. Ve Avrupa, o frenk illetini İslâm içine atmış, tâ tefrika versin, parçalasın, yutmasına hazır olsun diye düşünür..” (Mektubat.)
>
Netice: İhtilaf, Düşmanın İşine Yarar
Kur’an-ı Kerim, Enfal Suresi’nde müminlerin birbirine düşmesinin, kuvvetlerini yok edeceğini şöyle ihtar eder:
> “Allah’a ve Resûlüne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfâl Suresi, 8/46 – TDV Meali).
>
Netice itibarıyla; Uhuvvet Risalesi bize ders verir ki: En büyük düşmanımız dışarıdaki kâfirler değil, içimizdeki cehalet, ihtilaf ve ırkçılıktır. Kurtuluş, “İnnemel mü’minune ihvetün” (Müminler ancak kardeştir) ayetine sarılmaktadır.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik www.tesbitler.com
14/11/2025
![]()

