ADIYAMANA MI ?
ADIYAMANA MI ?
Düşünmüyorum reis olmayı! Çünki,bana da sorarlar; hâla sende mi oydasın,oyundasın?
Adıyamanı kurtarma yolundasın? Aldın mı bari bir karış yol?
İstersen her kese sor? Bu sorumluluk isteyen bir yol.
Başı-ortası,sonu da zor. Adaylıkda adaylar bol.
Beşi sağ,üçü sol…
Adeta olmuş atlama taşı.
Kiminin göz yaşı,kiminin aşı.
Her kesin değil,ehlinin savaşı.
Dursun Çavuş-da adaydı,emekli PTT memuru. Belki hataydı,ancak o harcadı,harcandı. Başkaları gibi harcatıp,harcattırmadı!
Yüzlerde bir tebessüm bıraktı.O tebessüm bile bir başarıydı.
Düşündüm de;hadi oldum! Devrem doldu..geride ne bıraktım..bir ilerleme var mı? Önceki Adıyaman ile,şimdiki arasında ne kadar ve ne derece bir fark var?
Beni korkutan yapmayacağım veya yapamıyacağım değil,yapılmayan ve yaptırılmayanlardır!
Az gitti,uz gitti,dere tepe düz gitti,bir de baktı ki;bir arpa boyu yol gitti.
Hey gidi günler! Efendim! Israrla okuyucularımın tekliflerimi sorması üzerine bazı tavsiyelerde bulunmayı,bir vatandaş görevi addetmekteyim kendime;
Evvela,çeşitli zamanlarda kısa aralıklarla,Adıyaman milletvekillerini toplar,ortak noktalarda birleşerek hizmetlerini hızlandırmalarını söyleyerek,tekliflerinizi teklif ederdim. Bunun içinde Adıyaman-ın değişik yerlerine –teklif kutuları- koydururdum. teklifleri değerlendirir,işleri hızlandırırdım.
Yazın tozuna,kışın çamuruna bir an önce son vermeye çalışır,adeta seferber olurdum. Muhtelif yerlere yeşillikler ve parklarla vitrini güzelleştirirdim.
İş adamlarıyla toplantı yapar,iş sahalarının ve fabrikaların kurulması için her türlü kolaylaştırıcı yolları açar,onları buraya celbe çalışırdım. Bunlardan;Kombassan,Yimpaş,vs. dev şirketlere cazibeli davetiyeler ile cezbini sağlar,iç bünyede de şirketleşmeyi sağlayıcı faaliyetleri teşvik ederdim.
Okullarla diyalog kurar,özel sektörde kreş,ilköğretim kurumların kurumuna destek olurdum. Eğitimi arttırıcı mahiyette kütüphane,çayhane,Osmanlı dönemindeki –Çınar altı-sohbetlerini revizyondan geçirip,daha kapsamlı hale getirerek kitap,dergi,gazete,video,konferans,açık oturum gibi fikir ve eğitim alanında yeni kapıların açılmasına sebeb olurdum.
Her yıl birinci-ikinci ve üçüncü olan öğrencileri bedava üniversite de okutarak başarının artmasına katkıda bulunurdum.
Hele dur! Yaparım,yaparım,diyorsun,ancak demekle olmuyor,dersen,ben de derim;Madem yapmıyacaktım,niçin söz verdim!Vermekteyim!Bu koltukta oturmaktayım!
30-08-1998
MEHMET ÖZÇELİK