PUTLAŞAN HAYATLAR
PUTLAŞAN HAYATLAR: Kalpte Başlayan Tapınma, Maddede Büyüyen Esaret
- GİRİŞ: Kalbin Kırıldığı Yerde Putlar Büyür
İnsan, yaratılışı gereği bir şeye bağlanma, yönelme, sevme ve sığınma ihtiyacı duyar. Kalbi sahici bir mabede ulaşamazsa, bu boşluğu dolduracak sahte tanrılar, ilahlar üretir. İşte bu yüzden putperestlik, sadece taştan, ağaçtan veya tunçtan yapılmış heykellere tapınmak değil; hakikatin yerine ikame edilen her tür sahte kutsalın adıdır. Bu tapınma bazen servete, bazen güce, bazen şöhrete, bazen de ideolojiye dönüşür. Putlaşan hayat, Allah’tan uzaklaşmanın, tevhid aklının parçalanmasının ve kalbin istikametten sapmasının dramatik bir sonucudur.
- TARİHÎ ARKA PLAN: Yahudilikten Cahiliyeye, Oradan Modern Zihne
- Yahudilikte ve Samirî Hadisesi
Hz. Musa’nın Tur dağında Rabbinden vahiy aldığı sırada, Samirî adlı biri halkı kandırarak altından bir buzağı yaptı ve “İşte sizin ilahınız budur” dedi. (Bkz. Tâhâ, 20/88). Üstelik bu halk, mucizelerle denizi yarıp geçmiş, Firavun’un zulmünden kurtulmuştu. Ama kalpleri hâlâ köleydi. Çünkü fiziksel esaretten kurtulmak, ruhun özgürleşmesini garanti etmez. Samirî, halkın içindeki eski putperest eğilimi yeniden canlandırmıştı. Bu, aynı zamanda putların toplumsal bir ihtiyaç değil, ruhi bir boşluğun dışa vurumu olduğunu da gösterir.
- Cahiliye Dönemi: Mekke’nin Put Pazarına Dönüşmesi
Mekke’de Kâbe, Hz. İbrahim’in inşa ettiği tevhid mabediyken, zamanla 360 putun barındığı bir şirk merkezine dönüşmüştü. Çünkü tevhid inancı unutulmuş, yerine kabilecilik, menfaat ve mitolojik anlatımlar ikame edilmişti. Her kabilenin bir putu vardı ve her put, bir rant ve otorite aracına dönüşmüştü. Putlar sadece tapılmak için değil, insanların akıllarını rehin almak ve zihinleri teslim almak için de kullanılıyordu. Put-perestlik böylece sadece inanç yönüyle değil, aynı zamanda siyasi ve ekonomik bir istismar sistemine dönüşmüştü.
III. KUR’AN’DA PUTÇULUK: Tevhid’in Zıttı Olarak
Kur’an’da putperestlik, tevhidin tam karşıtı bir bilinç hali olarak tanımlanır. “Sana ne oldu da Lât ve Uzzâ’ya tapıyorsun?” (Necm, 19-23) gibi ayetlerde, putların hiçbir kudreti olmadığı, sadece birer isim ve kurgu olduğu anlatılır.
Kur’an putları sadece heykeller olarak değil, insanın zihninde kutsallaştırdığı, mutlaklaştırdığı ve kendini ona adadığı her şey olarak görür:
“Gördün mü hevasını ilah edinen kimseyi?” (Furkan, 43)
“Allah’tan başka dostlar edindiler. Onlar tıpkı örümcek ağı gibi zayıf yapılardır.” (Ankebut, 41)
Bu ayetler, modern insanın nefsini, ideolojisini, çıkarını, egosunu, teknolojiyi, hatta bilimi putlaştırabileceğine işaret eder.
- PUTLAŞMANIN AŞAMALARI: Kalpte Başlar, Toplumda Büyür
- Deruni boşluk → Allah’a yönelişin zayıflaması
- Kutsalın yerini dünyevî şeylerin alması
- İtaatin yön değiştirmesi → Allah yerine egoya, lidere, servete teslimiyet
- Toplumsal kabul ve yaygınlık → Artık bir “inanç” değil, bir “kültür” halini alır
- Eleştirilemezlik → Putlar dokunulmaz, tartışılamaz, sorgulanamaz olur
- PEYGAMBERİMİZİN PUTPERESTLİĞİ ORTADAN KALDIRMASI
Peygamber Efendimiz (s.a.v), Mekke’ye girdiğinde ilk işi Kâbe’deki putları kırmak oldu. Ama onun asıl mücadelesi, kalplerdeki putları kırmaktı. O:
Sözle: “Lâ ilâhe illallah” diyerek tevhidi tebliğ etti.
Eylemle: Adalet, ahlak, sabır ve merhametle şirk düzenini sarstı.
Toplumla: Eğitimle, sosyal dönüşümle yeni bir toplum inşa etti.
O’nun mücadele yöntemi, sadece fizikî putları değil, insanın benliğinde, hırsında, makam sevgisinde ve ırkçılığında gizli olan putları da yıktı. Çünkü asıl putlar, insanın içinde yaşar ve görünmeden hükmeder.
- MODERN PUTLAR: Heykel Değil, Sistem
Bugün artık taş ve tahtadan yapılmış putlara kimse secde etmiyor. Ama para, şöhret, ideoloji, milliyet, parti, lider, hatta bazen akıl ve bilim putlaştırılıyor. Modern çağda putlar artık mabetlerde değil, ekranlarda, sosyal medyada, bankalarda ve zihinlerde duruyor.
İnsanlar artık altın buzağılara değil, altın kartlara secde ediyor. Mallarını Allah yolunda harcamıyor, ama lüks için, gösteriş için, tüketim için her şeyini verebiliyor. Bu da gösteriyor ki, putçuluk hâlâ yaşıyor, sadece kıyafet değiştirdi.
VII. İLK PUTÇULUK: TARİHTE BAŞLANGIÇ VE GELİŞİM
İlk putçuluk Hz. Nuh döneminde başladı. Vedd, Suvâ, Yeğûs, Yeûk ve Nesr adlı salih insanların heykelleri yapıldı. Amaç onları hatırlamaktı. Zamanla bu hatırlama yerini tapınmaya bıraktı. (Bkz. Nuh, 71/23). Bu da gösteriyor ki putlar, önce mazideki iyilikleri yüceltmek, sonra da o iyilikleri mutlaklaştırmakla doğar.
VIII. PUTLAŞAN HAYATLAR: Bizim İçimizdeki Putlar
Modern çağda putlar artık gözle değil, gönülle görülüyor. Bazen bir makam, bazen bir lider, bazen bir başarı ideali… İnsan bu dünyada tutkularını, korkularını, hayranlıklarını, ideallerini ilahlaştırdıkça, Allah’a olan kulluğu zayıflıyor. Kimi paraya kul, kimi nüfuza kul, kimi de nefsine kul oluyor.
Bugün kalplerimizi, değer yargılarımızı, gündemimizi kontrol eden her şey bir tür put olabilir. Gerçek özgürlük, bu görünmeyen zincirleri kırmakla mümkündür.
SONUÇ ve ÖZET
Putçuluk sadece geçmişe ait değil, bugünün içimize sinmiş hastalığıdır.
Kalpte başlayan putçuluk, topluma, sisteme ve kültüre yansır.
Kur’an, putları sadece fizikî değil; zihinsel, psikolojik ve sosyal yapılar olarak tanımlar.
Peygamberimiz, hem görünür putları yıktı hem görünmeyen hevaları.
Modern çağın putları ekranlarda, paranın cazibesinde, ideolojilerde ve benliklerde gizlidir.
Gerçek tevhid, bu putları kırmakla mümkündür.
🔍 Kısa Özet (Madde Madde)
Putçuluk sadece heykellere tapma değil, kalpte Allah’tan gayrisine yönelme halidir.
Yahudilikte Samirî hadisesi, kalbi temizlenmemiş toplumlarda putların nasıl hızla ortaya çıktığını gösterir.
Cahiliye Arapları, putları menfaat ve otorite için kutsallaştırmıştır.
Kur’an, putları ideolojik ve psikolojik bir sapma olarak değerlendirir.
Peygamberimiz tevhid mücadelesiyle hem zahiri hem batıni putları ortadan kaldırmıştır.
Modern çağda putlar şekil değiştirmiştir: Para, ideoloji, şöhret, nefis…
Tevhid, kalpteki ve toplumdaki putları kırmakla mümkündür.
**********
🕌 Kıssa: Putları Kıran Tevhid Kahramanı
Kur’an’da özellikle Enbiya Suresi 51–70 arasında Hz. İbrahim’in putlarla olan mücadelesi detaylıca anlatılır.
🔹 Ayet Özeti:
> “Andolsun ki, İbrahim’e daha önce doğruyu ve yanlışı ayırt etme yeteneği verdik. Biz onu iyi tanırız.”
(Enbiya, 21/51)
İbrahim (a.s), kavminin taptığı putların konuşamadığını, fayda ya da zarar veremediğini, akılsız ve güçsüz olduğunu fark eder. Kavmine şöyle seslenir:
> “Siz, kendinize ne bir fayda ne de zarar veremeyen şeylere mi tapıyorsunuz?”
(Enbiya, 21/66)
🔨 Putları Kırma Olayı:
İbrahim, bir bayram günü halkın şehir dışına çıktığı vakitte, mabede girer ve putları balta ile kırar, yalnızca en büyük putu sağlam bırakır. Baltayı da onun boynuna asar.
> “Belki de bunu şu büyükleri yapmıştır. Ona sorun, eğer konuşuyorlarsa!”
(Enbiya, 21/63)
Kavmi, putların konuşamayacağını kabul eder ama buna rağmen inatla onu yakmak ister:
> “Eğer bir şey yapacaksanız, onu yakın ve ilahlarınıza yardım edin!”
(Enbiya, 21/68)
Fakat Allah onu korur:
> “Ey ateş! İbrahim için serin ve esenlik ol!”
(Enbiya, 21/69)
🧠 Verdiği Derin Mesajlar
- 🕊️ Tevhidin Cesur Savunusu
İbrahim, Allah’tan başkasına kulluğu reddederken bunu sadece sözle değil, fiille de gösterir. Putları kırmak, sistemli bir karşı duruşun sembolüdür. Olay, tevhid inancının sahada hayata müdahil oluşunun açık bir göstergesidir.
- 🧭 Zihinsel ve Mantıksal Uyanış
Putları kırmak, bir “vandallık” değil; mantıksal bir çökertme operasyonudur. Kavmine büyük putun yaptığını söyleyerek onları düşünmeye zorluyor:
> “Konuşamıyorlar ki! O halde neden tapıyorsunuz?”
Bu, aklı ve vicdanı uyandıran bir sorgulama tarzıdır.
- 🔥 Tevhid Yolunun Bedeli ve İlahi Yardım
Putları kırmanın cezası olarak ateşe atılması, hak yolunda bedel ödemeyi göze almanın sembolüdür. Ancak Allah’ın “Ey ateş! Serin ve esenlik ol” emriyle ilahî yardımın nasıl devreye girdiği gösterilir. Yani:
Tevhid uğruna atılan bir adım, Allah’ın yardımıyla devleşir.
- 🗿 Putlar Sadece Taş Değildir
Kur’an bu olayla bize şunu da anlatır:
Put, sadece taştan ibaret değildir. Akletmeden, sorgulamadan inanılan her düşünce, her ideoloji, her liderlik figürü bir zihinsel put olabilir. Hz. İbrahim’in kıssası bu tür modern putlara karşı da akli uyanışı temsil eder.
- 🧱 Sadece Yıkmak Değil, İnşa Etmek
Hz. İbrahim sadece yıkmamış, aynı zamanda inşa da etmiştir. Kâbe’yi tevhid mabedi olarak inşa etmiş, Allah’a yönelişin sembolü haline getirmiştir. Bu da gösterir ki:
Putları kırmak tek başına yeterli değildir; yerine hakikati koymak gerekir.
📚 İlmi, Hikmetli ve İbretli Yorumlar
İlmî bakışla: İnsanlık tarihindeki tüm batıl sistemlerin temelinde aklın devre dışı bırakılması vardır. Hz. İbrahim’in tavrı, akılcı tebliğin temel taşıdır.
Hikmet yönüyle: Kalpte yer bulan putlar, zamanla eylemlere, sonra topluma ve kültüre sirayet eder. Tevhid ise önce kalpte doğar, sonra toplumu şekillendirir.
İbretle: Bugün insanlar görünür taş putlara değil, görünmeyen nefis putlarına secde ediyor. Bu kıssa, çağlara meydan okuyan bir uyarıdır.
🔍 Özet (Madde Madde)
- Hz. İbrahim Kur’an’da tevhid mücadelesinin sembolüdür.
- Putları kırma olayı, aklî ve cesur bir tebliğ yöntemidir.
- Kavmini sorgulatmak için sembolik bir plan kurmuştur.
- Tevhid inancı, sorgulama, cesaret ve teslimiyet ister.
- İlahi yardım, tevhid yolunda fedakârlıkla gelir.
- Modern çağda putlar değişmiştir: Şöhret, ideoloji, servet, lider tapınmaları…
- Bu kıssa, her asra mesaj veren tefekkür çağrısıdır.
**********
“Binaenaleyh, mümessel-i leh ne kadar hakir olursa, temsili de o kadar hakir olur; ve ne kadar büyük olursa, temsili de o kadar büyük olur.
Evet, sanemler pek adi, hakir olduklarından Cenab-ı Hak, sineği onlara musallat kılmıştır. Ve ibadetleri de o kadar çirkindir ki, ile, yani örümceğin ağıyla tabir edilmiştir.
Bir Arabinin taptığı bir sanemi varmış. Bir gün ibadete gitmiş. Bakmış ki, bir tilki sanemin başına bevletmiş. Bu hali görünce,
( Başına tilkilerin bevl ettiği bir şey nasıl rab olur? ) demekle, sanemi kırmış, atmış. Demek sanemlerin hakaretinden, yalnız sinekler değil, tilkiler de başlarına çıkar, telvis eder.”
İşârâtü’l-İ’câz.210.
“Allah’tan başka varlıkların korumasına sığınanların durumu, örümceğin durumuna benzer: Örümcek, (ağını) kendine bir yuva edinir, ama yuvaların en çürüğü de örümceğin yuvasıdır. Keşke bilselerdi!” Ankebût Suresi
Ankebût Suresi – 41 .
“Şüphesizki Allah sivrisinekle veya ondan daha küçüğüyle misal vermekten çekinmez.” Bakara. 26.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com