Zulümle Âbâd Olanın Sonu: Gazze, İnsanlık ve İlahi Adalet

Zulümle Âbâd Olanın Sonu: Gazze, İnsanlık ve İlahi Adalet

✍️ Mehmet Özçelik | www.tesbitler.com

> “Âlem zulüm ile değil, adaletle kaimdir.” – Hz. Ali (r.a)

  1. Tarih Tekerrür mü Ediyor, Yoksa Tekrar mı Eden Biz miyiz?

Tarih boyunca nice kavimler, zulmü bir sistem haline getirerek iktidarlarını sürdürebileceklerini zannettiler. Firavun’un Nil kıyılarında çocuk boğduğu çağdan, Moğolların sarı nehirleri kana buladığı devirlere kadar değişmeyen bir kaide vardır:
Zulümle abat olunmaz.

Bugün Gazze’de yaşananlar, geçmişte Nemrut’un ateşinde yakılmak istenen İbrahim’in davasının modern bir yankısıdır. İsrail, sadece toprak değil; insanlık, vicdan ve masumiyet işgalindedir. Öyle bir işgal ki, bu çağın gözü önünde çocuklar parçalanmakta, bebekler doğar doğmaz toprağa verilmektedir.

  1. Maskeler Düşüyor, Hakikat Ortaya Çıkıyor

Uzun yıllar boyunca kuklaları, piyonları, vekalet savaşçıları ve medya manipülasyonlarıyla kendini perde arkasında saklayan İsrail, artık bizzat sahaya inmiştir. Çünkü artık kuklaları tükenmiştir. Amerika’yı siyasi, askeri ve ekonomik olarak içten kemiren İsrail zihniyeti, şimdi kendi yıkım senaryosunu devreye sokmaktadır.

Bu, bir akıl tutulması değil; Siyonist bir intihar politikasıdır. Amaç, bölgeyi tamamen kaosa sürüklemek, halkları birbirine kırdırmak ve son kart olan “kontrollü yıkım” üzerinden yeniden inşa oyunudur.

III. Her Gün Bir Sınıf Dolusu Çocuk Ölüyor

Gazze’de her gün ortalama 28 çocuk hayatını kaybediyor. BM kaynakları, 10 çocuğun da uzvunu kaybettiğini bildiriyor. Bunlar kuru rakamlar değil. Birer masum beden, birer cennetlik ruh, birer dua…
İsrail, yardım kuyruğundaki aç insanların üstüne gaz bombaları atarken 21. yüzyılın ne kadar ilkel, ne kadar vahşi ve ne kadar kör olduğunu da gözler önüne seriyor.

Bu ölümler sadece bedenleri değil; vicdanları da öldürüyor. İnsanlık, canlı yayında katlediliyor; ekranlarda bir haber geçerken, ekranın ardında bir çocuğun son nefesi yankılanıyor.

  1. Dürzi Çeteleri ve Yeni Fitneler

Suriye’de Dürzi gruplar kullanılarak yeni bir mezhep savaşı körüklenmek isteniyor. Bu, klasik “böl ve yönet”in yeni versiyonudur. Amaç net: Müslümanları kendi içinde parçalayıp İsrail’in çevresini tampon bir kaosa dönüştürmek.
İsrail’in aklı, fitneden beslenir. Ama fitneyle büyüyen her yapı, sonunda o fitnede boğulur.

  1. Bilim, Mantık ve Aklın Susturulduğu Yer: Çocuk Katliamları

Bilim, evrende düzen, denge ve yaşama saygı üzerine inşa edilmiştir. Modern tıbbın, genetiğin, psikolojinin bize söylediği şey şudur: Bir çocuk, sevgi ile büyürse insan olur.
Peki, Gazze’de öldürülen 18 bin çocuk, sadece fiziken mi yok ediliyor?
Hayır, aynı zamanda insanlığın geleceği, vicdanın potansiyeli, umut ve merhamet DNA’sı da bombalanıyor.

İsrail’in bu barbarlığı, akıl ve mantığın da altını oymaktadır. Hiçbir stratejik hedef, hiçbir “güvenlik endişesi” bu ölçekte bir katliamı haklı gösteremez.

  1. Allah’ın Adaleti Vaktini Bekler

Kur’an’da Firavun’un, Haman’ın, Karun’un akıbeti bildirilmiştir. Zulmün sistemi geçici, adaletin hükmü ise ebedîdir. Bugün mazlumlar yerin altındaysa da, onların duası arşın üstündedir.

> “Zalim bir millet ebedî olmaz.”

VII. Son Söz Yerine:

İsrail’in elinde atom bombası olabilir, Amerika’nın medya gücü sınırsız olabilir, kuklalar hâlâ dans ediyor olabilir.
Ama Allah vardır. Ve Allah’ın adaleti, bir annenin gözyaşıyla çalışır, bir yetimin ahıyla harekete geçer.

Bu zulmün içinde susmak, tarafsız kalmak değil; zalimden yana saf tutmaktır. Artık herkes bir saf belirlemeli:
Ya hakikatin tarafı, ya da soykırımın ortağı…

🔻 ÖZET:

İsrail, tarih boyunca zulümle anılan kavimlerin son temsilcisi gibi davranmakta, bebekleri öldürerek “güvenlik” bahanesiyle bir soykırım yürütmektedir.

Her gün ortalama 28 çocuk Gazze’de öldürülmekte, on binlerce masum hedef alınmaktadır.

İsrail artık kuklaları değil, kendisini sahaya sürmektedir; bu da sistemin çöküşe geçtiğini göstermektedir.

Suriye’de Dürzi gruplarla yeni mezhebi çatışmalar körüklenmekte, bölgede yeni bir fitne senaryosu uygulanmaktadır.

Zulümle kurulmuş hiçbir düzen ebedî değildir; Allah’ın adaleti, mazlumun duasıyla harekete geçer.

> Zulmün hükmü varsa, mazlumun da Allah’ı vardır.

 

Loading

No ResponsesTemmuz 18th, 2025