Zulmün Akıbeti: Cezasız Kalmayan Adaletsizlikler

Zulmün Akıbeti: Cezasız Kalmayan Adaletsizlikler

“Zulüm ile abad olanın akıbeti berbat olur” der eskiler. Bu söz, yalnızca bir atasözü değil, aynı zamanda tarihin ve ilahi adaletin değişmez yasalarından biridir. İnsanlık tarihi boyunca zulmeden nice zorba, sonunda kendi kurduğu düzenin altında kalmış; mazlumun ahı, zalimin sarayını sarsmıştır.

🔥 Zulüm Cezasız Kalmaz: İlahi Adaletin Gerçekliği

Kur’an’da zulüm kavramı çok net tanımlanır. Zulüm; haddi aşmak, başkasının hakkına girmek, Allah’ın koyduğu sınırları çiğnemektir. Rabbimiz şöyle buyurur:

> “Zalimler nasıl bir inkılaba uğrayacaklarını yakında bilecekler.”
(Şuara Suresi, 227)

> “Allah, zalimleri asla hidayete erdirmez.”
(Bakara, 258)

> “Biz onlara zulmetmedik. Lâkin onlar, kendilerine zulmettiler.”
(Hud Suresi, 101)

Bu ayetler, zulmün yalnızca bir günah değil, aynı zamanda kendi cezasını içinde taşıyan bir ilahi lanet olduğunu bildirir. Zalim, sadece başkasına değil; kendi vicdanına, ruhuna, geleceğine de zulmeder.

🧠 Çevik Bir Örneği: Darbeci Zihniyetin Çöküşü

28 Şubat postmodern darbesinin baş aktörlerinden Çevik Bir, bir zamanlar devletin en tepe kademelerinde idi. Yetkisini, milletin inancına ve iradesine karşı kullanmış; başörtülülere, dindarlara, irtica gerekçesiyle memleketin evlatlarına zulmetmişti.

Yıllar sonra bugün, mahkeme kararıyla akli melekelerini kaybettiği tesbit edilerek oğlu tarafından vasi tayin edildi. Fiziki ve zihinsel çöküş, sadece tıbbî bir sonuç değil, aynı zamanda manevî bir çöküşün ve adaletin tecellisinin bir sembolüdür.

Tarih boyunca birçok zalim, iktidar sarhoşluğuyla kendini ilâhlaştırmış, ama sonunda bir hastalık, bir düşüş veya bir zillet haliyle tarihin çöp sepetine atılmıştır.

🏛 Tarihten İbretler: Firavunlar Hep Aynı Sonla Biter

Nemrut, kendini ilah ilan etti. Sonunda bir sineğin burnundan girmesiyle can verdi.

Firavun, “Ben sizin en büyük rabbinizim” dedi. Denizde boğuldu ve cesedi ibret için korundu.

Ebu Cehil, iman nuruna karşı savaş açtı. Bedir’de bir genç sahabenin kılıcıyla yere serildi.

Zalimlerin sonu, sadece ölüm değildir; zillet içinde bir çöküştür.

🌍 Günümüzden Örnekler:

Kenan Evren: Darbenin mimarıydı. Yaşlılık günlerini yalnızlık ve mahkeme kararlarıyla geçirdi.

Esed, zulmüyle dünyayı titretti ama hem halkını hem kendini perişan etti.

Hitler, milyonları katletti ama sonunda kendi canına kıydı.

Zalim İsrail yöneticileri, Gazze’de mazlumlara kan kusturuyor; fakat dünya kamuoyu önünde birer vicdan suçlusu olarak tarih sahnesine yazılıyorlar.

Tüm bu örnekler, zulmün asla kazandırmadığını, yalnızca geçici bir güç hissi verdiğini ama sonunda mutlak bir çöküşle sonlandığını gösterir.

💔 Zulüm ve Akılsızlık: Manevî Körlük

Zulüm, sadece kalbi değil, aklı da köreltir. Çünkü kalpteki merhameti yok eden kişi, aklın denge terazisini de kırar. Allah, bazı zalimlere dünya hayatında da akli denge, sağlık, itibar gibi nimetlerini geri alarak adeta onların gözlerinin önünde birer ibret levhasına çevirir:

> “Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir.”
(Nahl Suresi, 93)

🧭 İbret Alanlara Mesaj:

Zulümle yükselen her yapı yıkılmaya mahkûmdur. Bugün güçlü görünen zalimler, aslında yarının mahkûmlarıdır. Mazlumun duası ise sessiz ama yüce bir ordudur. Rabbimiz buyurur:

> “Zulmedenlere meyletmeyin, yoksa ateş size de dokunur.”
(Hud Suresi, 113)

🔍 Özet: Zulümle Yükselenler, Zilletle Yıkılır

Çevik Bir’in sağlık gerekçesiyle vasi altına alınması, sadece tıbbî değil ilahi adaletin bir yansımasıdır.

Kur’an, zulmün cezasız kalmayacağını ve Allah’ın zalimleri er ya da geç adaletle yakalayacağını bildirir.

Tarih boyunca Nemrut’tan Firavun’a, Hitler’den darbecilere kadar her zalim ya hastalıkla ya yalnızlıkla ya da toplumun lanetiyle sarsılmıştır.

Zulüm, sadece başkasına değil, kişinin kendi geleceğine ve akıbetine yapılan en büyük ihanettir.

 

Loading

No ResponsesTemmuz 10th, 2025