Hazırlıklı Bir Gidiş: El Sallamak da Bir Nimet”

Hazırlıklı Bir Gidiş: El Sallamak da Bir Nimet”

Hayatın Gerçeği: Her Yolun Bir Sonu Var
İnsan, fani olan bu dünyaya ebedî kalmak üzere gelmemiştir. Her sabah yeni bir güne başlamak, aslında bir gün daha eksilmiş olmak demektir. Ölüm, insanın en kesin ve kaçınılmaz hakikatidir. Bu hakikat, sadece yaşlıların, hastaların değil; gençlerin ve sağlıklıların da yakasından tutar. Bu yüzden ölüme hazırlanmak, yaşlılıkta değil; hayatın her anında gündemde olmalıdır.

Peki neden insanlar ölümden korkar? Çünkü çoğu insan, dünyaya fazla bağlanmış, ölümden sonraki hayatı düşünmemiş, bir hazırlık yapmamıştır. Tıpkı çalışmamış öğrencinin sınav korkusu gibi… Oysa hayatın asıl sınavı, ölümle yüzleştiğimizde başlar. Hazırlıklı olan, hem sınavdan korkmaz hem de huzurla “elveda” diyebilir.

Rahmetlik babamdan Bir Ders: Elveda Demek Bir Lütuf
Rahmetli babam vefat edeceği sırada el sallayarak veda edişi, sıradan bir hadise değildir. Çünkü birçok insan hayata veda ederken ya şuursuzdur ya da acılarla boğuşmaktadır.
Hatta pek çok kişi ölüm anında en çok sevdiği kişileri bile tanıyamaz hale gelir. Ama onun gibi bir kulun, son nefeste Allah’a yönelip veda edebilmesi, imanın bir meyvesi ve Allah’ın büyük bir lütfudur.

El sallamak, sadece fiziksel bir hareket değildir. O bir teslimiyetin, bir rızanın, bir gönül huzurunun nişanesidir. Korkuyla değil, memnuniyetle yapılan bir vedadır. Bu ise imanın ve hazırlıklı bir kalbin göstergesidir. El sallamak demek: “Ben gidiyorum ama arkamda dünya yükü bırakmadım, pişmanlık değil, teslimiyet taşıyorum” demektir.

Asıl Korku Neden Gelir?
Ölümden korkan insan aslında yok oluşun değil, hazırlıksızlığın korkusunu yaşar. İnsan, bilmediği ve hazır olmadığı şeylerden korkar. Ahirete iman etmeyen, ölümü yok oluş zanneden ya da dünyaya aşırı bağlanan biri için ölüm; tam anlamıyla bir yıkımdır. Ama ölümün perde arkasında Rahmet-i İlahiye’yi, ebedî saadeti, sevdiklerle buluşmayı görenler için ise, ölüm bir kavuşmadır, bir dönüş biletidir.

Hazırlık: Her Gün Bir Adım
Hazırlık; namazla, duayla, tevbe ile, iyilikle, sadaka ile, Kur’an’la olur. Hazırlık; kalbi dünya meşgalesinden temizleyip, Allah’a yöneltmekle olur. Her gün bir damla gözyaşı, bir tesbih, bir istiğfar; o büyük gidişe bir hazırlıktır. Hazırlıksız gitmek; yolunu bilmeden bir uçağa binmek gibidir. Ama hazırlıklı bir kul, nereye gittiğini bilir, kime döneceğini bilir ve o yüzden yüzü güler.

Son Nefes: Bir Niyetin Neticesi
Son nefeste kelime-i şehadet getirebilmek büyük bir nimettir ama bir anda olacak bir şey değildir. O an, bütün bir hayatın yansımasıdır. Kalbi dünya ile meşgul olan birinin o anda Rabbi’ni hatırlaması zordur. Ama her gün “La ilahe illallah” diyerek yaşayanın, o an da dili alıştığı hakikati tekrar eder. El sallayarak gitmek, razı olarak göçmek, bu dünya hayatını Allah için yaşamış bir kalbin ödülüdür.

Özet:
Bu dünya bir imtihan yeridir ve her imtihanın bir süresi vardır. Ölüm, bu imtihanın bittiği andır. Ölümden korkmak, genellikle hazırlıksız olmaktan kaynaklanır. Hayatını Allah’a yöneltmiş, tevbe ve salih amellerle donatmış bir mümin; ölüm anında pişmanlık yerine huzur yaşar. El sallayarak gidebilmek, bir müminin Rabbine olan güvenini ve teslimiyetini gösteren mübarek bir vedadır. Ne mutlu, bu dünyadan gönül rahatlığıyla gidenlere!

 

Loading

No ResponsesTemmuz 6th, 2025