Hak ile Bâtılın Kavgası: Kur’ân’ın Temsilleriyle Hakikate Yolculuk

Hak ile Bâtılın Kavgası: Kur’ân’ın Temsilleriyle Hakikate Yolculuk

Tarih, bir kavganın ismidir: Hak ile bâtılın savaşı. Bu savaş, sadece kılıçlarla değil, kelimelerle; sadece ordularla değil, düşüncelerle, ideolojilerle ve kalplerle yapılır. Ve bu savaşın en berrak tarifini ve en derin izahını Kur’ân-ı Kerîm verir. Çünkü Kur’ân, hem Hak’kın temsilcisidir, hem de bâtılın maskesini düşüren bir nurdur.

Kur’ân’da hak ile bâtıl, sadece anlatılmaz; temsilî anlatımlarla göz önüne serilir. Bu temsiller, bir bakıma hakikatin resimleri gibidir. Basit ama derin, sade ama sarsıcıdır. Kur’ân, soyut kavramları somut misallerle ete kemiğe büründürerek anlatır; bu sayede her çağda, her seviyede insan tarafından anlaşılır hale gelir.

  1. Hak: Yeryüzünde Kökleşen Ağaç

Kur’ân, hakikati tarif ederken şöyle bir temsil getirir:

> “Allah’ın hoş bir söze benzetmesi, kökü yerde sabit, dalları göğe ulaşan güzel bir ağaç gibidir. Her zaman meyvesini Rabb’inin izniyle verir…”
(İbrahim Sûresi, 24-25)

Bu temsilde hak, sağlam köklü bir ağaca benzetilir. Toprağa tutunmuş, göğe uzanmış ve sürekli meyve verir. Hakikat, zamana yenik düşmez, rüzgârla savrulmaz. Sabit, kalıcı ve faydalıdır. İnsanlığa hem güven hem gıda verir. Zaman değişse de hak, meyve vermeye devam eder.

  1. Bâtıl: Köpük Gibi Yok Olan Şey

Bâtılın mahiyeti ise şöyle anlatılır:

> “Allah gökten bir su indirdi. Dereler kendi miktarınca sel olup aktı. Sel, üste çıkan köpüğü beraberinde taşıdı. Ateşte eritilen madenlerin üzerinde de benzer köpükler oluşur. İşte Allah, hak ile bâtıl için böyle misaller verir: Köpük yok olup gider; insanların faydasına olan ise yeryüzünde kalır.”
(Ra’d Sûresi, 17)

Bu temsil dehşetli bir hakikati ortaya koyar: Bâtıl, köpük gibidir. Parlak ve dikkat çekici görünse de, hafif, boş, dayanıksız ve kalıcı değildir. Hakikat karşısında eriyip yok olmaya mahkûmdur. Köpük ne kadar kabarsa kabarsın, suyun hakikati üzerinde tutunamaz.

  1. Şeytanın Vaadi ve Bâtılın Aldatıcı Güzelliği

Kur’ân, bâtılın nasıl kandırıcı olduğunu ve şeytanın bu kandırmacadaki rolünü de şöyle anlatır:

> “Şeytan onlara emellerini süslü gösterdi ve dedi ki: Bugün insanlardan size galip gelecek yoktur!”
(Enfâl Sûresi, 48)

Bâtıl çoğu zaman süslüdür. Propaganda, medya, moda, ideoloji ve sahte özgürlük sloganlarıyla cilalanır. Şeytanın yaptığı tam da budur: Bâtılı altın gibi gösterip, hakikati geri ve basit göstermek. Ama zaman geçtikçe aldananlar anlar: Bu, süslenmiş bir boşlukmuş.

  1. Hak ile Bâtılın Zıtlığı: Gece ile Gündüz Gibi

Kur’ân, hak ile bâtılı asla eşitlemez. İkisinin de aynı değerde, aynı geçerlilikte olduğunu iddia edenler, karanlıkla aydınlığı bir tutmak gibidir. Nitekim buyurur:

> “De ki: Kör ile gören bir olur mu? Yahut karanlıklar ile nur bir olur mu?”
(Ra’d Sûresi, 16)

Bu ayetle Kur’ân, hak ile bâtıl arasındaki keskin farkı ortaya koyar. Hak göz açar, bâtıl göz kapatır. Hak nurdur; yol gösterir, huzur verir. Bâtıl ise karanlıktır; şaşırtır, yorar, boğar.

  1. Hakkın Sahibi ve Koruyucusu Allah’tır

Kur’ân’ın en büyük hakikati şudur: Hak Allah’tandır ve onu koruyacak olan da Allah’tır.

> “Hayır, biz hakkı bâtılın üstüne atarız da, onun beynini parçalar; bir de bakarsın ki bâtıl yok olup gitmiştir.”
(Enbiyâ Sûresi, 18)

Bu ayet, hak ile bâtıl savaşının nihai sonucunu açıklar. Bâtılın ne kadar güçlü görünse de, hak ona bir darbe indirdiğinde, hakikat onun beynini parçalar ve onu tarihin çöplüğüne gönderir.

Sonuç: Kalpte ve Toplumda Hakkı İhya Etmek

Bugün dünyada birçok bâtıl sistem, ideoloji ve düzen hâlâ hüküm sürmekte. Ancak Kur’ân’ın temsilleri, bize bu düzenlerin köpükten ibaret olduğunu gösteriyor. Hakla hareket edenler, zayıf görünseler de gerçek galibiyetin sahibi onlardır. Çünkü hakkın sahibi Allah’tır. O, kendi nurunu tamamlayacak, bâtılı yok edecektir.

Bizlere düşen, hakikati tanımak, bâtıldan sakınmak ve hakka sahip çıkmaktır. Kur’ân’ın temsilleri bu uğurda bize birer ışık, birer yol haritasıdır.

Özet:

Bu makalede Kur’ân-ı Kerîm’in hak ile bâtılı nasıl anlattığı ve hangi temsillerle gözler önüne serdiği ele alındı:

  1. Hak, kökü sağlam, dalları göğe uzanan, sürekli meyve veren ağaç gibidir.
  2. Bâtıl, köpük gibidir; parlak görünse de geçici ve faydasızdır.
  3. Şeytan, bâtılı süsleyerek aldatır ama sonunda bâtıl yok olur.
  4. Hak ile bâtıl, karanlık ile aydınlık gibi birbirine zıt ve uzlaşmazdır.
  5. Hak, Allah’tandır ve Allah, hakkı bâtılın üzerine atıp onu yok eder.

Sonuç: Kur’ân, her çağda hak-bâtıl mücadelesine ışık tutar. Bu temsiller, hakikati tanımak ve bâtıldan sakınmak isteyen her fert için birer nur kaynağıdır.

 

Loading

No ResponsesHaziran 29th, 2025