Ebedî Hayatın Anahtarı: İman

Ebedî Hayatın Anahtarı: İman

> “Hayat-ı ebediyeyi kazanmakta en birinci vasıta ve saadet-i ebediyenin anahtarı imandır, ona çalışmak lâzım geliyor.”
(Bediüzzaman Said Nursî – Mektubat)

İnsan, ebed için yaratılmıştır. Kalbindeki sonsuzluk arzusu, ruhundaki bitmeyen mutluluk ihtiyacı ve aklındaki hakikat arayışı; onun fani değil, bâki bir saadet için yaratıldığını gösterir. Bu saadetin adı hayat-ı ebediye, yani ebedî hayattır. Peki bu sonsuz mutluluğun kapısını ne açar? İşte Bediüzzaman bu sorunun cevabını verir:

> İman.

  1. Hayatın Gerçek Gayesi: Ebediyet İsteği

İnsanın dünyadaki hayatı geçicidir:

Çocukluk geçer.

Gençlik solar.

Güç zayıflar.

Ömür tükenir.

Ancak insan, hiçbir zaman ölmek istemez. Sevdiğinden ayrılmak istemez. Hep devam etmek, yaşamak, görmek, sevmek ister. Bu arzular, yaratılışın içinde saklı olan ebediyet kodlarıdır. Bu ise gösterir ki:

> İnsanın asıl vatanı dünya değil, ebediyettir.

  1. İman: Sonsuz Hayatın Kapısını Açan Anahtar

İman, sadece bir bilgi değil; bir bağ, bir sözleşme, bir yolculuk vizesidir.

İman ile insan, hayatın anlamını bulur.

İman ile ölüm, yokluk değil; bir geçiş olur.

İman ile dünya bir imtihan sahası hâline gelir.

İman ile insan Allah’a dayanır ve O’na yönelir.

İman olmadan insan, ebedî saadetin muhatabı olamaz. Çünkü sonsuz bir saadet, ancak sonsuz bir Kudretin vaadiyle mümkündür. O da Allah’ın vaadi, Peygamber’in haberi, Kur’an’ın müjdesidir. Bunlar da imanla kabul edilir.

  1. En Mühim Çalışma: İmana Hizmet Etmek

Dünyada her insan bir şey için çalışır:

Kimi servet kazanmak için,

Kimi makam sahibi olmak için,

Kimi geçici zevkler için çırpınır.

Oysa Bediüzzaman bu çırpınışlar içinde en doğru hedefi gösterir:

> “Ona çalışmak lâzım geliyor.”
Yani imana, imanı kurtarmaya, imanı güçlendirmeye…

Bu, sadece bireysel bir görev değil; toplumsal ve ümmet çapında bir sorumluluktur. Çünkü iman kurtulursa, ahiret kazanılır. İman sarsılırsa, her şey yıkılır. O yüzden her Müslümanın birinci vazifesi; imanını tahkim etmek, sonra da başkalarının imanına hizmet etmektir.

  1. Hikmetli Bir Gerçek: Cennet, İmansız Kazanılmaz

Cennet, ucuz değil; çünkü sonsuz. Sonsuz olan bir saadet, sonsuz bir Rahmetin ve kudretin eseri olabilir. Ama bu kudreti kabul etmeyen, bu rahmete güvenmeyen bir insan, o saadete nasıl ulaşabilir?

> İman olmadan ahireti beklemek, bir yalandan ibarettir.
İman olmadan cenneti istemek, temelsiz bir hayaldir.

Bu yüzden “Ben kalben inanıyorum ama amel etmiyorum” veya “Ben iyi bir insanım ama inanmıyorum” gibi ifadeler, ebedî saadet için yeterli değildir. Çünkü Cennet, Allah’ın evidir; O’na inanmayanın o eve girmesi mümkün değildir.

  1. Mantıklı ve Düşündürücü Bir Değerlendirme: Ebediyeti Hedefle, Faniye Takılma

Bir insan düşünelim:

Elinde yüz yıllık bir altın var.

Ama o, onu bir saatlik oyuncakla değiştiriyor.

Akıl buna “israf” der, “ahmaklık” der.

Aynen öyle de:
İman, insana ebedî hayatı kazandıracak bir sermayedir. Ama insanlar bunu bazen dünyanın üç günlük eğlencesi için harcar. Oysa asıl kazanç, fani olana değil, bâki olana yönelmektir.

> “Bir saatlik lezzet için ebedî saadeti feda eden, aklını kaybetmiş olur.”

Sonuç ve Özet

Bediüzzaman’ın ifadesiyle, iman ebedî hayatın en temel anahtarıdır. İman varsa her şey vardır; iman yoksa her şey boşlukta kalır. Bu sebeple, hayatın en büyük gayesi ve en birinci işi, imanı kazanmak, korumak ve kuvvetlendirmektir. Çünkü hayat geçer ama imanla kazanılan ebediyet kalır.

ÖZET

Ebedî hayat, insanın gerçek hedefidir.

İman, bu hayatın en birinci vasıtası ve anahtarıdır.

İmanla saadet, imansızlıkla şekavet vardır.

Hayattaki en önemli çalışma, imana hizmettir.

Cennet, imanla mümkündür; iyi niyetle değil.

En büyük kazanç: İmanla ebedî saadeti kazanmak.

 

Loading

No ResponsesHaziran 27th, 2025