Kâinatın Sahibinden Gelen Akıl Dolu Düzen: Bilerek, Görerek, Hikmetle Tasarruf Eden Rabbimiz

Kâinatın Sahibinden Gelen Akıl Dolu Düzen: Bilerek, Görerek, Hikmetle Tasarruf Eden Rabbimiz
(Bediüzzaman Said Nursî’nin Mektubat’ta Çizdiği Kudret ve Hikmet Portresi)

“Şu kâinatın sahip ve mutasarrıfı elbette bilerek yapıyor ve hikmetle tasarruf ediyor ve her tarafı görerek tedvir ediyor ve her şeyi bilerek, görerek terbiye ediyor ve her şeyde görünen hikmetleri, gayeleri, faydaları irade ederek tedvir ediyor.”
Mektubat

GİRİŞ: Tesadüf mü, Tedbir mi?

Kâinata şöyle dikkatle bakıldığında bir çocuk dahi şunu fark eder:
Hiçbir şey başıboş değil.
Her şey belli bir ölçüde, düzende ve anlamda yaratılmış.

Güneş her gün doğuyor, şaşmıyor.

Kalpler atıyor, bir ritme bağlı.

Yağmurlar, zamanında yağıyor, toprağı diriltiyor.

İşte bu olağan düzen, aslında olağanüstü bir idarenin, tedbirin, ilmin ve hikmetin eseridir.
Bediüzzaman bu büyük gerçeği özlü bir cümlede şöyle ifade eder:

> “Şu kâinatın sahibi ve mutasarrıfı elbette bilerek yapıyor ve hikmetle tasarruf ediyor ve her tarafı görerek tedbir ediyor ve her şeyi bilerek, görerek terbiye ediyor ve her şeyde görünen hikmetleri, gayeleri, faydaları irade ederek tedbir ediyor.”

Bu cümle, hem ilahî kudretin sıfatlarını ortaya koyar hem de imanî bir idrak kapısı açar.

  1. Kâinatın Sahibi Vardır ve O Bilerek Yapıyor

Hiçbir eser ustasız olmaz.

Bir kitap yazarı olmadan yazılamaz.

Bir tablo ressam olmadan çizilemez.

Bir bina mimarsız olmaz.
O hâlde her gün gözümüzün önünde dönen bu mucizelerle dolu kâinat, elbette sahipsiz olamaz.
Ve daha da önemlisi:
Bu Sahip, bilerek, isteyerek, ilimle ve iradeyle yapıyor.

📌 Örnek:
Anne karnında bir çocuğun yaratılışı…

Önce kalp atar.

Sonra beyin gelişir.

Sonra göz oluşur.
Bütün bu aşamalar, tesadüf değil; ilimle tanzim edilen bir plandır.

  1. Hikmetle Tasarruf Ediyor: Her Şeyin Altında Bir Gaye Var

Kâinattaki her şeyde bir maksat, bir fayda, bir hikmet var.

Bal arısı sadece bal yapmaz; çiçekleri dölleyerek hayatın dönüşünü sürdürür.

Bulut sadece yağmur taşımaz; atmosferin dengesini de korur.

Mide sadece sindirmez; vücuda enerji dağıtımını da planlar.

Yani hiçbir şey boşuna değil. Ve bu düzen, “gözü olanın görebileceği” kadar açıktır.

📌 Kur’ânî Örnek:

> “Biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri boş yere yaratmadık.” (Sad, 27)

  1. Her Şeyi Görerek ve Bilerek Tedbir Ediyor

Rabbimiz sadece yaratmakla kalmaz; aynı zamanda görür, bilir, gözetir ve terbiye eder.

Her bir canlı, O’nun kontrolü altındadır.

Denizdeki balık,

Dağdaki kurt,

Topraktaki kurtçuk…

Hepsi doğru zamanda rızkına ulaşır. Bu ise ancak her şeyi aynı anda gören ve yöneten bir Kudret’in işidir.

📌 Hikmetli Temsil:
Düşünün ki milyarlarca sayfayı aynı anda okuyabilen, her satırını aynı anda anlayan ve yöneten bir güç var…
İşte Rabbimiz, kâinat kitabını böyle bir bakışla yönetmektedir.

  1. Her Şeyde Görünen Hikmetleri İrade Ederek Yönlendiriyor

Bediüzzaman’ın ifade  ettiği gibi:
Allah sadece yaratmakla kalmaz, her şeyi belli hikmetler doğrultusunda yönlendirir.

📌 Bir Çekirdeğin Hikmeti:

Toprağa atılan bir çekirdek, ne bir kaya olur ne de kurur gider.

Tam da yaratılış maksadına uygun olarak filizlenir, gövdeye dönüşür, dal verir, meyve verir.

Bu da gösteriyor ki kâinatta hedefsiz, maksatsız bir yönlendirme yoktur.

  1. Tesadüfe Yer Yok, Tefekküre Davet Var

Bediüzzaman’ın bu cümlesi, insanı tesadüf yalanından hakikat iklimine çıkarır.

Her şeyde hikmet varsa, o zaman hayat başıboş değil.

Eğer hayat başıboş değilse, biz de sorumluyuz.

Ve eğer sorumluysak, demek ki bir hesap günü de vardır.

Bu düşünce zinciri, insanı imanın temel taşlarına götürür.

SONUÇ: Kâinat Konuşuyor, Kulak Verene

Kâinatın her tarafı, bir Sanatkârın mühürleriyle dolu.

İlmiyle yaratıyor,

Hikmetiyle yönlendiriyor,

Görerek terbiye ediyor,

Maksatlı ve planlı bir şekilde her şeyi tanzim ediyor.

Ve bu kudretli sanat, sadece görmek isteyen gözlere değil, anlamak isteyen akıllara da hitap ediyor.

ÖZET:

Kâinatın Sahibi olan Allah, bilerek, görerek, hikmetle yaratmakta ve yönetmektedir.

Her şeyde bir gaye, hikmet ve fayda gözetilmiştir.

Bu düzende tesadüfe yer yoktur; her şey Allah’ın ilmi, iradesi ve kudretiyle hareket eder.

Bu hakikatleri gören insan, sadece hayran olmakla kalmaz; aynı zamanda iman, teslimiyet ve tefekkürle Rabbine yönelir.

 

Loading

No ResponsesHaziran 25th, 2025