Uyananları Susturmak: Tarihin Sessiz Horozları
Uyananları Susturmak: Tarihin Sessiz Horozları
“Horozu değil sesi susturdular.”
Tarihin her döneminde, sabahın erken saatlerinde ötüp köyü uyandıran horozlar gibi, milletleri gafletten uyandırmak isteyenler olmuştur. Onlar hakikati haykırmış, yanlışlara itiraz etmiş, halkın aklını, kalbini ve vicdanını harekete geçirmeye çalışmıştır. Ancak bu uyanış, uykusunu seven, rahatını bozmaya yanaşmayanlar tarafından bir tehdit olarak görülmüştür.
Muhammed Hüseyin Şehriyar’a atfedilen sözlerde bu hakikat veciz şekilde ifade edilir:
> “Köyde bir horoz vardı. Her sabah bağırıp dururdu. Bir gün sesi kesildi. Sahibine ‘Horozun sesi neden gelmiyor?’ dedim. Dedi: ‘Cemaat şikayet etti, bizi uyandırıyor, bırakmıyor ki uyuyalım. Ben de kafasını kestim.’ O gün anladım ki halkı uyandırmak isteyenlerin başını kesiyorlar.”
Bu sadece bir köy hikâyesi değil; aynı zamanda Hz. İbrahim’den İmam Hüseyin’e, Hallâc-ı Mansur’dan Bediüzzaman’a, Malcolm X’ten modern çağın suskun şairlerine kadar birçok uyanık ruhun akıbetini anlatan bir hakikat tablosudur.
Uykuda Rahat Edenler ve Hakikate Alışamayanlar
Hakikatin sesi rahatsız edicidir. Çünkü o, düzen bozandır. Uyuyanı kaldırır, yanlışa alışanı sarsar, karanlığa gözünü alıştırmış olanı kör eder. Bu yüzden nice hakikat sesi, “cemaat”in huzuru bozulmasın diye susturulmuştur.
Ancak gerçek şu ki, bu susturmalar geçicidir. Zira horoz susturulsa bile sabah yine gelir. Hakikatler ertelense bile tecelli eder. Fakat bu süreçte en büyük kayıp, uyanma imkânını kaybeden halkın kendisidir.
Tarihin Uyanıkları: Sürgün, Zindan, İdam
Tarih, horozlarını susturan toplumların çöküşünü de yazmıştır. Çünkü horozun susturulması sadece bir sesi değil, aynı zamanda bir istikbali, bir ıslahı ve bir inkılâbı da öldürmektir. Peygamberleri taşlayan kavimler, filozoflarını zehirleyen şehirler, hakikat adamlarını zindanlara tıkan devirler… Hepsi aynı yanlışa düştüler: Rahatsız oldukları sesi susturmak.
Modern Dünyada Yeni Susturma Yöntemleri
Bugünün dünyasında artık horozların başı kesilmiyor belki. Ama sesleri bastırılıyor: Sansürle, algoritmalarla, itibarsızlaştırmayla… Hakkı söyleyenler ya marjinalleştiriliyor ya da görünmez kılınıyor. Bu çağda susturma daha sofistike, daha dijital, ama özünde aynı: Uyanış istenmiyor.
Gerçek Uyanış: Horoz Olmak Cesareti
Bugün asıl ihtiyaç, halkı uyandırmak uğruna horoz gibi ötmeyi göze alan yüreklerdir. Bu kolay değildir; çünkü sesinizi beğenmeyecekler, sizi susturmak isteyenler olacak. Ama tarih, sabahı müjdeleyen horozların hatırasını yaşatır, uyandırdığı insanları değil.
Özet:
> Horoz, hakikati haykıranları; köylü, gaflet uykusuna yatan halkı; katli, susturulmayı temsil eder.
Tarih boyunca hakikat adamları ya susturulmuş ya da itibarsızlaştırılmıştır.
Hakikat rahatsız edicidir; uykuda kalmak isteyenler uyanık sesi istemez.
Gerçek değişim, hakikati haykıran cesur insanların sesini korumakla mümkündür.
Son Söz:
Bugün her zamankinden daha fazla horozlara ihtiyacımız var. Uyandıran değil, susturan suçludur. Unutma: Sabah horozsuz da gelir; ama onun sesi olmadan birçok kişi hâlâ gece zanneder.