ATALET: HAYAT İÇİNDE GİZLİ BİR ÖLÜM

ATALET: HAYAT İÇİNDE GİZLİ BİR ÖLÜM

“Vücudda atalet yok. İşsiz adam, vücudda adem hesabına işler. 

   En bedbaht, sıkıntılı, muzdarip; işsiz olan adamdır. Zira ki atalet: Vücud içinde adem, hayat içinde mevttir.

   Sa’y ise: Vücudun hayatı hem hayatın yakazasıdır elbet! “
Sözler. Lemaat

> “Atalet: Vücud içinde adem, hayat içinde mevttir.”
(Bediüzzaman Said Nursî – Lemaat)

İnsanın yaratılışı hareket üzerinedir. Kalbin atışı, kanın dolaşımı, gözün kırpılışı, nefesin alınıp verilmesi bile bunu gösterir. Kâinatta hiçbir şey boş ve işsiz değildir. Arıdan atoma, yıldızdan hücreye kadar her şeyin bir işi, bir devri, bir hareketi vardır. Atalet ise bu büyük düzenin tersidir. Durgunluk, çürümeyi getirir. Hareketsizlik, yokluğun habercisidir.

Atalet Nedir, Ne Değildir?

Atalet, sadece fiziki tembellik değildir. Asıl tehlikeli olan, fikrî ve ruhî atalettir. İnsan, boş kaldıkça şeytanın oyuncağı olur. Meşgul olmayan bir kalp, karanlık duygularla dolar. Aklı iş yapmayanın vesvesesi artar. Hayatı anlamlandıramayan bir insan, içten içe çürür.

> “İşsiz adam, vücudda adem hesabına işler.”

Yani görünürde bir varlığı olsa da, işsiz insan yok hükmündedir. Çünkü üretmeyen, katkı sunmayan, fayda vermeyen bir varlık; yalnızca nefes alıp veren bir gölgeden ibarettir.

İşsizlik: Bedenin Hastalığı, Ruhun Yarası

Bediüzzaman Hazretleri bu hakikati şu çarpıcı ifadeyle özetler:

> “En bedbaht, sıkıntılı, muzdarip; işsiz olan adamdır.”

Bu tesbit, modern çağın depresyonlarını anlamada bir anahtardır. Bugün milyonlarca insanın “hayat boşluğu” yaşamasının, mutsuz ve huzursuz olmasının temelinde meşguliyetsizlik yatmaktadır. Çünkü insan, ancak ürettiğinde, katkı verdiğinde, bir işle meşgul olduğunda kendi varlığının kıymetini hisseder.

Çalışmak: Hayatın Yakazasıdır

> “Sa’y ise: Vücudun hayatı hem hayatın yakazasıdır.”

Yani çalışmak, sadece geçim kaynağı değil; hayatın şuurlu yaşanmasıdır. Çalışan insan, hem kendine hem çevresine faydalıdır. Hedefi vardır, gayesi vardır, duası vardır. Boşluğa düşmez, karanlığa gömülmez. Varlığı anlamlı olur. İşte bu sebepledir ki:

> “Vücudda atalet yoktur.”

Kâinattaki hiçbir şey işsiz değildir. İş yapmayan yalnızca insan nefsidir. O da çoğu zaman, ruhu hasta eden boşluklara sürükler sahibini.

İslâm’da Çalışma Ahlâkı ve Teşviki

Kur’ân, peygamberleri çalışan insanlar olarak tanıtır. Hz. Nuh gemi ustasıdır, Hz. Musa çobanlık yapmıştır, Hz. Davud demirci, Hz. Muhammed (sav) ise ticaret erbabıdır. Peygamberler bile boş kalmamışken, bir mümine tembellik yakışır mı?

Resûlullah (sav), çalışıp kazanan eli “Allah’ın sevdiği el” olarak tanımlar. Hattâ el emeğiyle kazanç elde etmeyi ibadet derecesinde görür.

Çare: Ataleti Kır, Hayata Katıl

Bugünün en büyük fitnesi atalettir. Gençler boşlukta, yaşlılar umutsuzlukta, toplum ise hantallık girdabında boğulmakta. Herkes bir işin ucundan tutmalı. Herkes, kendine göre bir meşguliyet bulmalı. Gerekirse ekmek yapmalı, kitap okumalı, çocuk yetiştirmeli, bahçe sulamalı, dua etmeli, tefekkür etmeli…

Hiçbir şey yapamıyorsan, bir çiçeğe su ver. Ama boş kalma.

ÖZET:

Bu makalede Bediüzzaman Said Nursî’nin “Atalet: Vücud içinde adem, hayat içinde mevttir” ifadesi temel alınarak, tembellik ve işsizliğin insan hayatına olan ruhî, ahlâkî ve toplumsal zararları işlenmiştir. Kâinattaki hiçbir şeyin işsiz olmadığı, insanın da yaratılışına uygun olarak üretmesi ve fayda sağlaması gerektiği anlatılmıştır. Çalışmanın, hayatın manasını açan bir hakikat olduğu, İslam’da da bunun ibadetle eş değer görüldüğü hatırlatılmıştır. Sonuç olarak, ataletin gizli bir ölüm olduğu, çarenin ise şuurla yapılan çalışma ve meşguliyet olduğu belirtilmiştir.

 

Loading

No ResponsesHaziran 16th, 2025