Her Gün Bir Âlem: Geçiciliğin İçinde Ebedîyi Aramak
Her Gün Bir Âlem: Geçiciliğin İçinde Ebedîyi Aramak
“Evet, her gün her zaman, herkes için bir âlem gider, taze bir âlemin kapısı kendine açılmasından, o geçici her bir âlemini nurlandırmak için ihtiyaç ve iştiyakla لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ cümlesini binler defa tekrar ile o değişen perdelere ve âlemlere her birisine bir لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ ı lamba yaptığı gibi öyle de o kesretli, geçici perdeleri ve tazelenen seyyar kâinatları karanlıklandırmamak ve âyine-i hayatında in’ikas eden suretlerini çirkinleştirmemek ve lehinde şahit olabilen o misafir vaziyetleri aleyhine çevirmemek için o cinayetlerin cezalarını ve Padişah-ı Ezelî’nin şiddetli ve inatları kıran tehditlerini, her vakit Kur’an’ı okumakla tahattur edip nefsin tuğyanından kurtulmaya çalışmak hikmetiyle Kur’an, gayet mu’cizane tekrar eder ve bu derece kuvvet ve şiddet ve tekrarla tehdidat-ı Kur’aniyeyi hakikatsiz tevehhüm etmekten şeytan bile kaçar. Ve onları dinlemeyen münkirlere cehennem azabı ayn-ı adalettir, diye gösterir.” Onuncu Mesele
İnsan, her gün değişen bir âlemde yaşar. Her an bir perde kapanır, yeni bir sahne açılır. Sabah başka bir ruh hâli, akşam bambaşka bir idrak… Her ân, başka bir hâl… Herkes için, her vakit, bir âlem kapanır ve bir yenisi açılır. Farkında olsak da olmasak da, bu seyyar kâinat sürekli yer değiştirir.
İşte bu hızlı değişimin içinde, insanın gönlü karanlığa mahkûm olmamak için bir ışık arar. O ışık, “Lâ ilâhe illâllah” kelimesidir. Her bir fani âleme, her bir geçici perdeye, o kelime bir lamba gibi asılır. Çünkü her yeni ân, Allah’ı tekrar hatırlamakla anlam kazanır. Aksi hâlde, hızla akan bu değişim; insanın iç âlemini karanlıklaştırır, geçmişini lehine şahit değil, aleyhine bir delil hâline getirir.
Geçiciliğin İçinde Kalıcılığı Bulmak
Hayat bir aynadır. O aynada geçen her sahne, ahirette karşımıza çıkacak bir şahit olur. Eğer o sahneleri Allah’ın adıyla, “Lâ ilâhe illâllah” ile nurlandırmazsak, o zaman o ânlar bizim aleyhimize döner. Nimetler şikâyet, fırsatlar günah, ömür bir pişmanlık olur.
İşte Kur’ân bu yüzden tekrar eder. Aynı hakikatleri defalarca söyler. Çünkü insanın nefsi her an başkalaşır. Nefsin azgınlığı, gafleti yeniler. Bu yüzden Kur’ân, o değişen hâllere sürekli hitap eder. Tehdid eder, korkutur, uyarır. Ve bu tehditler, ilâhî bir adaletin sesi olarak yankılanır.
Zira insan, gafletle dost olurken, şeytanın oyununa gelir. Bu yüzden Kur’ân’ın tehditleri, şeytanı bile kaçırır. Çünkü bu tehdidler, yalandan değil, hakikatin tokadıdır. Cehennem, böyle inat eden, körleşmiş kalplere ilâhî adaletin kaçınılmaz karşılığıdır.
Lâ İlâhe İllâllah: Kalbe Asılan Ezelî Lamba
İnsan, ömrü boyunca misafir gibidir. Durmaz, bir hâlden diğerine geçer. Tıpkı bir trenin vagonları gibi, her gün bir durak, her gün bir manzara… Ve her bir durakta, tevhid lambasını yakmak gerekir ki, o durak karanlıkta kalmasın.
Lâ ilâhe illâllah; bir zikir değil sadece, bir şuur, bir farkındalık, bir uyanıştır. O kelime ile insan; kendisini fanilikten ebediyete bağlar. O kelime ile karanlık perdeler bir anda nurla parlar.
Sonuç: Karanlığı Aydınlatan Kelime
Dünya bir imtihan meydanı, hayat bir misafirhane, her an bir sahnedir. Her gün bir âlem gider ve yenisi gelir. Bu kesintisiz değişim içinde, Allah’ı unutan; aslında kendi varlığını unutur. İşte bu yüzden Kur’ân, sürekli hatırlatır, tehdit eder, uyarır. Bu tekrarlar, bir merhametin çığlığı, bir adaletin beyanıdır.
“Lâ ilâhe illâllah” ise bu devr-i daim içinde insanın elindeki ebedî sabitedir. Onu terk eden, karanlığa düşer; sarılan ise her ânı nurla geçirir. Her geçici âlemde kalıcılığı bulanlar, işte onlardır ebedî saadete erenler.
Özet:
Bu makale, Risale-i Nur’daki “Onuncu Mesele”de geçen pasajdan hareketle; her an değişen dünya manzaraları içinde insanın “Lâ ilâhe illâllah” kelimesiyle varlığını nasıl anlamlandırdığını ve Kur’ân’ın sürekli tekrar ettiği tehditlerin aslında ilâhî bir şefkat ve adalet olduğunu vurgular. Hayatın geçiciliği içinde kalıcı olan tek hakikat tevhid kelimesidir; bu kelime, insanın iç dünyasını ve kader sahnesini aydınlatan ezelî bir lambadır.