Menfaatin Maskesi: Siyasetin Canavarlaşması

Menfaatin Maskesi: Siyasetin Canavarlaşması

“Menfaati esas tutan siyaset canavardır 

   Menfaat üzere çarkı kurulmuş olan siyaset-i hazıra; müfteristir, canavar.

   Aç olan canavara karşı tahabbüb etsen merhametini değil, iştihasını açar.

   Sonra döner, geliyor; tırnağının hem dişinin kirasını senden ister.”
Sözler.lemaat

Modern çağın siyasi düzenleri çoğunlukla bir temel üzerine kuruludur: menfaat. Bu menfaat kimi zaman şahsi, kimi zaman parti, kimi zaman devlet, kimi zaman da küresel güçler adına belirlenir. Fakat ne adına olursa olsun; eğer bir siyaset hak, adalet ve ahlak yerine çıkar, hile ve ihtiras üzerine kurulmuşsa, onun adı artık siyaset değil, bir canavarlık rejimidir.

Bediüzzaman bu hakikati çarpıcı bir şekilde dile getirir:

> “Menfaat üzere çarkı kurulmuş olan siyaset-i hazıra; müfteristir, canavar.”

Bu söz, yalnızca bir siyasi eleştiri değil; aynı zamanda bir hikmet feryadıdır. Çünkü menfaate dayalı siyaset, zamanla insanları, toplumları ve hatta milletleri birbirine düşüren, ahlakî değerleri unutturan, zulümle süslenmiş bir canavara dönüşür.

Menfaatin Gizli Pençesi

Menfaat, ilk bakışta tatlıdır. İnsanı cezbeder. Fakat bu tatlılık, zehirli bir bala benzer. Çünkü:

Menfaat nefsin hoşuna gider, fakat ruhu öldürür.

Menfaat geçici dostluklar kurar, fakat kalıcı düşmanlıklar doğurur.

Menfaat hakikati örter, yalana makyaj yapar.

Bediüzzaman der ki:

> “Aç olan canavara karşı tahabbüb etsen merhametini değil, iştihasını açar.”

Yani; menfaat üzerine kurulu bir siyaset, ne kadar tatlı görünse de aslında bir canavardır. Ona iyilikle yaklaşsan bile, o bunu zayıflık olarak yorumlar. Merhamet değil, iştah kabartır. Bugün seni kullanır, yarın dişinin ve tırnağının kirasını senden ister!

Menfaatin Tahrip Ettiği Alanlar

  1. Ahlâk: Menfaate dayalı siyaset, doğruluk ve sadakati değil; ikiyüzlülük ve dalkavukluğu teşvik eder.
  2. Adalet: Hak yerine çıkar ölçü alınır. Mazlum değil güçlü haklı sayılır.
  3. Millet: Siyaset, milletin menfaatini değil, kendi sınıfının menfaatini savunur. Bu da millet içinde ayrılık, kin ve ihtilaf doğurur.
  4. Uluslararası İlişkiler: Menfaat esaslı dış politika, ülkeleri dostluk değil çıkar pazarlığı ekseninde birleştirir. Bugünün dostu, yarının düşmanıdır.

Hak ve Ahlâk Esaslı Siyaset: Sünnet-i Nebevî Modeli

Oysa siyaset, insanlara hizmet için bir araç olmalıydı. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), siyaseti hiçbir zaman menfaat üzerine değil, hakikat, adalet ve merhamet üzerine kurmuştur.

O’nun örnekliğinde siyaset:

Adalet temellidir.

Zayıfı korur.

Doğruyu savunur.

Hizmeti esas alır.

Ahlâkı önceletir.

İşte bu siyaset, beşeri canavarlık uçurumuna düşmekten korur.

Sonuç: Maskeyi Düşürme Vakti

Bugün dünya siyaseti büyük ölçüde çıkarlar etrafında döner hale gelmiştir. Bediüzzaman’ın asırlık uyarısı hâlâ geçerliliğini korumaktadır:

> “Menfaat üzere çarkı kurulmuş siyaset, bir canavardır.”

Artık maskeleri düşürmenin vaktidir. Siyaset, yeniden hizmet, ahlâk ve adalet temellerine dönmelidir. Aksi takdirde, menfaatin yön verdiği bir sistem, milletleri ve insanlığı merhametsiz bir pençede tüketmeye devam edecektir.

Özet:

Bu makalede, Bediüzzaman Said Nursî’nin “Menfaat üzere kurulu siyaset canavardır” sözü çerçevesinde, menfaate dayalı siyasi anlayışın birey, toplum ve insanlık üzerindeki tahribatı ele alındı. Menfaat esaslı siyaset, geçici dostluklarla kalıcı düşmanlıklar doğurur. Ahlakı bozar, adaleti siler, toplumu çökertir. Kurtuluş ise, siyaset anlayışının hak, adalet ve ahlaka dayanmasıyla mümkündür.

 

Loading

No ResponsesHaziran 16th, 2025