Her Bir San’at Eseri, Bir İlahî İsim Tefsiridir

Her Bir San’at Eseri, Bir İlahî İsim Tefsiridir

Kâinat, satır satır yazılmış bir kitap gibidir. Her bir varlık, o kitabın bir kelimesi, bir harfi hükmündedir. Öyle bir kelime ki; sanki lafız değildir, maddî bir şekil almış mânâdır. İşte Bediüzzaman’ın ifadesiyle, “Masnuatta hiçbir eser yok ki, çok manalı bir lafz-ı mücessem olmasın.” Yani her varlık; anlam yüklü, derinlikli ve hikmet dolu bir söz gibi yaratılmıştır. Bu sözün sahibi de elbette Sâni-i Zülcelâl, yani sonsuz kudret ve sanat sahibi Allah’tır.

Bir balığın sarı renkli, cam gibi parlayan teni; hem Musavvir ismini, hem Latîf, hem Mün’im ismini gösterir.
Bir çiçeğin narin yaprağı; hem Cemîl, hem Rezzâk, hem Hakîm isimlerine işaret eder.
Bir kuşun rengârenk tüyleri, zarif ötüşü ve uçuş kabiliyeti; hem Halîk, hem Kuddûs, hem Hayy isimlerinin bir aynasıdır.

Bu bakışla kâinata bakan insan, ne taşta ne böcekte ne de bir yaprakta boşluk göremez. Her şey anlamlı, her şey yerli yerindedir. Çünkü her şey bir ism-i ilâhînin mücessem hâlidir.

Görmek Yetmez, Okumak Gerek

Ne var ki, bu sanatlı varlıklar sadece gözle görülmek için yaratılmamıştır. Asıl gayesi, “okunmak”tır. Yani bir balık sadece yüzsün, bir kuş sadece uçsun, bir çiçek sadece açılsın diye yaratılmamıştır. Onlar, “Oku!” emrine muhatap olan insanın gözüyle, kalbiyle, aklıyla bakıp Rabbinin isimlerini tanıması için yaratılmıştır.

Ancak o zaman bir yaprak, bir ağaçtan çok öteye geçer. O zaman bir çiçek sadece güzel kokmaz; insanı Allah’ın Cemîl ismine götüren bir delil olur. O zaman bir balık sadece yüzmez; su altı dünyasında da Rezzâk olan Allah’ın rızık dağıttığını isbat eder.

Kâinatta Tesadüfe Yer Yoktur

Bir varlığın anlam taşıması için kasıt gerekir. Lafız ancak kasıtla mânâ taşır. O hâlde her şeyin bir mânâ taşıdığı bu kâinatta tesadüfe yer yoktur. Çünkü tesadüf anlam oluşturamaz. Anlam varsa, kasıt vardır. Kasıt varsa, kâinatta hükmeden bir irade vardır.

İşte bu yüzden Bediüzzaman diyor ki:

> “Sâni-i Zülcelâl’in çok esmâsını okutturmasın.”

Bir balıkta sadece bir isim değil, birden fazla ilâhî ismin tecellisi vardır. Aynı varlık, birden fazla sıfata aynalık eder. Bu da gösteriyor ki Allah Teâlâ’nın isim ve sıfatları, yaratılışta toplu ve çok yönlü tecelli eder.

Özet:

Bu makalede, her bir varlığın Allah’ın bir isminin tezahürü olduğu, her sanat eserinin mânâ dolu bir lafız gibi yaratıldığı anlatılmıştır. Balık, kuş, çiçek gibi masnuatlar, sadece estetik birer varlık değil, aynı zamanda Allah’ın isimlerini okutan aynalardır. Bu varlıkların kasıtla ve hikmetle yaratıldığı, dolayısıyla tesadüfe yer olmadığı ifade edilmiştir. İnsan bu eserleri sadece görmekle kalmamalı; okuyarak, arkasındaki Sâni-i Zülcelâl’in isimlerini idrak etmelidir. Çünkü asıl gaye, mahlûkat üzerinden Hâlık’ı tanımaktır.

 

 

Loading

No ResponsesHaziran 15th, 2025