İMDADA KOŞAN RAHMET: HER ŞEYİN BİR DİLİ VAR

İMDADA KOŞAN RAHMET: HER ŞEYİN BİR DİLİ VAR

“Hem zerrat-ı taamiyeyi hüceyrat-ı bedeniyenin imdadına ve nebatatı hayvanatın imdadına ve hayvanatı insanların yardımına ve umum valideleri iktidarsız yavruların muavenetine hakîmane, rahîmane koşturmak, göndermek…”
Şualar

Kâinat, başıboş, gelişigüzel bir sahne değildir. Her şey yerli yerinde, her şey bir plan dahilinde işler. Öyle ki, en küçük bir zerreden en büyük bir gezegene kadar bir yardımlaşma, bir dayanışma, bir tür seferberlik göze çarpar. Bu yardımlaşma ve dayanışma, bize Rabbimizin hakîmâne (hikmetli) ve rahîmâne (şefkatli) idaresini gösterir.

> “Zerrat-ı taamiyeyi hüceyrat-ı bedeniyenin imdadına,
nebatatı hayvanatın imdadına,
hayvanatı insanların yardımına
ve umum valideleri iktidarsız yavruların muavenetine hakîmâne, rahîmâne koşturmak…”

Bu cümlede ifade edilen yardım zinciri, tesadüfün değil, bir Kudret’in ve Rahmet’in eseri olduğunu apaçık ilan etmektedir.

Zerreden İnsana Uzanan Yardım Eli

En küçük gıda molekülleri (zerrat-ı taamiye), hücrelerimizin ihtiyacına göre seçilir, işlenir, yönlendirilir. Sanki onları kimyager bir kudret organize eder; hangi hücre neye muhtaçsa, o ona ulaşır.

Bitkiler hayvanlara hizmet eder: Oksijen verirler, gıda sunarlar, toprağı temizlerler. Hayvanlar ise insanlara hizmet eder: Etinden, sütünden, yününden faydalanırız. İnsan, her şeyin faydasını görür ama her şeyin de üzerinde bir sorumluluk taşır.

Ve daha da dokunaklısı: Annelerin yavrularına karşı duyduğu şefkat. Bir kaplan yavrusu bile annesinin göğsünde huzur bulur. Yeni doğmuş bir ceylan, hayatı bilmeden önce annesinin sütüyle tanışır. Kim verdi bu merhameti? Kim koydu o fıtrî koruma hissini? Ne doğa, ne evrim, ne tesadüf buna cevap veremez.

Bu koşuş, bu muavenet, bu şefkatli düzen, bize Allah’ın isimlerinden “Er-Rahîm” ve “El-Hakîm”in kâinattaki cilvelerini gösterir.

Yardım Düzeni: İlâhî Bir Nizam

Bu ilâhî düzen bize şunu haykırır:

Hiçbir canlı başıboş bırakılmamıştır. Her canlının imdadına bir şey gönderilmiştir. Susayanın suyu, acıkanın rızkı, yalnızın dostu, güçsüzün yardımcısı vardır. Bu da gösteriyor ki, bu kâinatın arkasında sonsuz bir şefkat, nihayetsiz bir hikmet ve mutlak bir kudret vardır.

İnsan bu sistemi görünce kendi hayatını da bu çizgide şekillendirmelidir. Kendine değil, başkalarına da faydalı olmak, acize el uzatmak, muavenet etmek; kâinattaki ilâhî düzenin bir parçası olmaktır.

ÖZET:

Bu makalede, kâinattaki varlıkların birbiriyle olan hikmetli ve rahmetli yardımlaşmaları incelenmiştir. Gıda moleküllerinden annelere kadar uzanan bu “muavenet zinciri”, Allah’ın “Rahîm” ve “Hakîm” isimlerinin açık tecellisidir. Hiçbir varlık başıboş bırakılmamış, her ihtiyaç vaktinde karşılanacak şekilde bir sistem kurulmuştur. Bu sistem, insanın da hayatında şefkat, yardımseverlik ve sorumluluk duygularını canlı tutması gerektiğini öğütler.

 

 

Loading

No ResponsesHaziran 14th, 2025