Perde Açılmadan Görmek: Yakînin En Yüksek Mertebesi

Perde Açılmadan Görmek: Yakînin En Yüksek Mertebesi

“”Eğer perde-i gayb açılsa yakînim ziyadeleşmeyecek.” diyen İmam-ı Ali radıyallahu anh ve yerde iken arş-ı a’zamı ve İsrafil’in azamet-i heykelini temaşa eden Gavs-ı A’zam (ks) gibi keskin nazar ve gaybbîn gözleri bulunan binler aktab ve evliya-i azîme…”
Tarihçe-i Hayat.347.

Yakîn: Gözle Görmeden Gönülle İnanmak

İman, bir bilgilenme değildir sadece; bir yakîndir, yani sarsılmaz bir kesinlik hâlidir. Bu hâlin en yüce mertebesi ise, gayb perdesi açılsa dahi hiçbir şey değişmeyecek derecede bir kesinlikle Allah’a, ahirete ve hakikate bağlı kalmaktır. İmam-ı Ali’nin (r.a) veciz ifadesi, işte bu zirveyi işaret eder.

O söz, sadece bir bilgi veya iddia değil, bir ruh hâlinin özetidir. Çünkü insan için görünmeyeni bilmek, şüpheyi azaltır; ama bazı gönüller vardır ki, şüphe zaten yoktur. Onlar için görünmeyen, görünenden daha gerçektir.

Görmeden İnanmak mı, Görerek İnanan Kalp mi?

Zamanın her devrinde insanlar mucize aramış, gözleriyle bir şeyler görmek istemişlerdir. Oysa hakiki iman, görmekle değil, kalp ile bilmekle olur. Gavs-ı A’zam’ın yerde iken Arş-ı A’zam’ı temaşası, onun ruhunun safvetiyle mümkündür. O artık gözle değil, yakîn ile görmektedir.

Bazı ruhlar öyle bir derinliğe ulaşır ki, fizikî görmenin hiçbir hükmü kalmaz. Onlar için gözden çok kalp görür, akıldan çok sır duyar. İşte bu yüzden Gavs-ı A’zam gibi zatlar, henüz dünyadayken âhireti seyredebilir; çünkü onların kalpleri zaten o âleme ait olmuştur.

Gaybın Perdesi: İmtihanın Rahmetli Örtüsü

Cenab-ı Hak gaybı gizlemiştir. Çünkü gaybın gizliliği, imtihanın gereğidir. Eğer herkes Arş’ı görseydi, herkes İsrafil’i seyretseydi, iman değil mecburiyet olurdu. Lakin bazı zatlara bu perde açılmıştır. Neden? Çünkü onlar zaten perde yokmuş gibi yaşıyorlardı. Onların görmesi, imanı artırmak için değil, tasdikin bir neticesidir.

Bu zatlar, yakîn ile yaşadıkları için perdelerin aralanması, onların gözünü değil, bizim idrakimizi açmak içindir. Onların hayatı, bize şunu öğretir:
“Perde açılsa da açılmasa da, hakikat aynıdır. Esas olan, hakikate gönülden teslim olmaktır.”

Modern Gaflet: Göz Açık, Gönül Kapalı

Bugün insanlar her şeyi görmek, bilmek, ispatlamak istiyor. Ama ne hazindir ki, bilgisi artan kalplerin yakîni eksiliyor. Görsel çağda yaşıyoruz, fakat gönül gözü kapalı. Mucize ararken mucizenin içinden geçiyoruz da fark etmiyoruz.

Bediüzzaman’ın ifade ettiği gibi, “İman göze değil, kalbe hitap eder.” O hâlde yapılması gereken, perdeyi kaldırmak değil, perdenin arkasındakine güvenmeyi öğrenmektir. Çünkü iman, görünmeyene duyulan derin bir teslimiyettir.

Sonuç: Perde Açılmasa da İnanmak

Bu zamanın insanına düşen, Arş’ı görmek değil, Arş’ın sahibine gözünü kapatmadan inanabilmektir. Gayb perdesi açılmadan yakîni olanlar, bu çağın en yüksek ruhlarıdır. Onların hayatı, hakikatin gözle değil, gönülle görüldüğünü bize gösterir.

Makale Özeti

Bu makale, İmam-ı Ali’nin “Perde-i gayb açılsa yakînim artmaz” sözünü merkez alarak, yakînin hakiki anlamını ve evliyanın marifet mertebesini ele alır. Görmeden inanmak değil, görse dahi imanının artmayacağı kadar derin bir tasdikin imkânı anlatılır. Gavs-ı A’zam’ın manevî seyri örnek gösterilerek, hakiki görmenin gözle değil, kalp ile olduğu anlatılır. Sonuç olarak, asıl mesele perdelerin açılması değil, imanın yakîn derecesine ulaşmasıdır.

 

Loading

No ResponsesHaziran 5th, 2025