Çiçeklerin Sessiz Daveti: Kudret Sofrasının Güzellikleri

Çiçeklerin Sessiz Daveti: Kudret Sofrasının Güzellikleri

“Şimdi çiçeklere, meyvelere bak! Bunların gülümsemeleri ve tatları ve güzellikleri ve nakışları ve koku vermeleri; bir Sâni’-i Kerîm’in, bir Mün’im-i Rahîm’in sofrasında birer tarife, birer davetname hükmünde olarak muhtelif renk ve koku ve tatlarla her nev’e ayrı ayrı tarife ve davetname olarak verilmiştir.”
Sözler.738

Gül açar… Sessizdir. Ama gönle bir şey söyler. Lale dalgalanır… Kelimesizdir ama bakışlara bir çağrı yapar. Portakal olgunlaşır… Tatlılığıyla dile gelmez ama damağa bir hatırlatma sunar. Çünkü bu âlem, kelimelerle değil hikmetle yazılmış bir davetnamedir.

Bediüzzaman, çiçeklere ve meyvelere bakmamızı ister. Der ki:

> “Bunların gülümsemeleri ve tatları ve güzellikleri ve nakışları ve koku vermeleri; bir Sâni’-i Kerîm’in, bir Mün’im-i Rahîm’in sofrasında birer tarife, birer davetname hükmündedir.”

Bu ifade, varlığı sanki bir sofra gibi tarif eder. Ama bu sofra, yalnız mideye değil, kalbe, ruha, akla ve göze de hizmet eder. Güzellik, sadece süs değildir; birer delildir.

Tatların ve Kokuların Dili

Neden gül güzel kokar? Neden kavun tatlıdır? Neden limon ekşidir? Neden her çiçek başka renk, her meyve başka şekildedir?

Bütün bu farklılıklar, hikmetsiz bir rastgeleliğin değil, rahmetli bir sanatkârlığın ürünüdür. Çünkü:

Koku gözle görünmez, ama kalpte bir etki bırakır.

Tat elle tutulmaz, ama zihinde bir iz bırakır.

Renk konuşmaz, ama ruhu teskin eder.

Bu üç unsur, yani koku, tat ve renk; sözsüz davetiyelerdir. Her biri kendi diliyle der ki:

> “Gel, tat. Gör, hisset. Ve düşün: Kim gönderdi beni sana böyle güzel, böyle faydalı, böyle tam yerinde?”

Sofranın Sahibi: Sâni’-i Kerîm ve Mün’im-i Rahîm

Sofralar, davet edilenlerin şerefi içindir. Fakat o sofranın düzeni, ikramı ve zevki, ancak sahibinin cömertliğini gösterir. Kâinat sofrası da öyledir.

Her bir çiçek, estetik bir mühür gibidir.

Her meyve, nimetin ta kendisi olduğu kadar nimet vereni tanıtan bir levha gibidir.

Her tat, sadece bedene değil, kalbe de şükrü fısıldar.

Bu yüzden çiçeklerin açması sadece baharı göstermez. Baharı açtıranı da gösterir. Renklerin çoğalması, sadece görsel bir zenginlik değildir. Renkleri karıştırmadan, ayırarak, dengeli şekilde yaratabilen bir Sanatkâr’ın imzasıdır.

Her Tür İçin Ayrı Tarife ve Davetname

İlginçtir ki çiçeklerin kokuları da tatları da tür türdür. İnsana göre ayrı, arıya göre ayrı, kuşa göre ayrı… Her tür canlıya hitap eden bir özelleştirme vardır.

Bu ne demek? Şu demek:

Çiçek sadece insan için değildir.

Güzellik yalnız göz zevki için değildir.

Koku sadece burna değil, çevre düzenine de hitap eder.

Bu da gösteriyor ki her şey bir hedefle, bir amaçla yaratılmıştır. Ve her şey kendi hâl diliyle bir mesaj taşır.

Bahçeler, Sükût İçinde Kur’an Okur

Bir bahçeye girildiğinde yalnızca manzara değil, mana da görülmelidir. Çünkü orada:

Her yaprak bir ayet gibidir.

Her çiçek bir şehadet getirir.

Her meyve şükrü öğretir.

Bediüzzaman’ın ifadesiyle: Bu güzellikler, “tarife”dir, yani nimeti tarif eder. Aynı zamanda “davetname”dir, yani nimet verene davet eder.

Sonuç: Koku, Tat ve Renk – Üç Davetli Elçi

Güllerin kokusu, meyvelerin tadı, çiçeklerin rengi; hepsi ayrı ayrı ama aynı gayeye hizmet eder: Seni bir Mün’im-i Hakiki’ye ulaştırmak.

Her çiçek bir nazlı tebessümle,
Her meyve tatlı bir kelimeyle,
Her renk sessiz bir nida ile der ki:

> “Ben sana değilim. Ben, beni gönderene işaretim.”

İşte böylece, çiçekler yalnız güzel değildir; hikmetlidir. Meyveler yalnız tatlı değildir; şahidtir. Bu şahitlik, her gönlü marifete ve şükre davet eder.

Özet:

Bu makalede, çiçeklerin güzelliği, meyvelerin tadı ve kokuların çeşitliliği üzerinden Allah’ın kudreti, rahmeti ve sanatı işlenmiştir. Her bir çiçek ve meyve; sadece biyolojik bir yapı değil, aynı zamanda bir tarife ve bir davetname olarak görülmektedir. Bu davetname, insanı düşünmeye, anlamaya ve şükretmeye çağırır. Her tat, her renk, her koku; bir Sâni’-i Kerîm’in ve Mün’im-i Rahîm’in sanatını ilan eder. Çiçekler konuşmaz ama dilleriyle değil halleriyle tevhidi anlatırlar.

 

 

Loading

No ResponsesHaziran 5th, 2025