Asrın Vebası: Fikrî Salgınlardan Ruhî Sefalete

Asrın Vebası: Fikrî Salgınlardan Ruhî Sefalete

Tarihin her çağında insanlığı tehdit eden salgınlar olmuştur. Kimileri bedenleri, kimileri ruhları çürütmüştür. Ne var ki, bedenî vebalardan kurtulmak kolaydır; tedavi, izolasyon ve sabırla geçer. Asıl tehlikeli olan, zihinlere ve kalplere bulaşan fikir virüsleridir. Çünkü bunlar, milletlerin istikametini bozar, nesilleri ifsat eder, toplumları çökertebilir.

  1. Yüzyıl: Komünizm ve Sosyalizmin Sahte Adaleti
  2. yüzyıl, insanlık tarihinin en kanlı ve en ideolojik çağıydı.
    Eşitlik, emek, adalet gibi cazip kavramlarla yola çıkan komünizm, aslında insan fıtratına aykırı bir toplumsal mühendislikti. İnancı dışlayan, mülkiyeti yok sayan, bireyi ezip devleti ilahlaştıran bir sistemdi. Neticede milyonlarca insanı açlıkla, korkuyla ve esaretle terbiye etmeye çalıştı. Sovyetler’den Çin’e, Kamboçya’dan Küba’ya kadar birçok ülke bu fikir vebasının kurbanı oldu.

Komünizm ve sosyalizm; Allah’ı devre dışı bırakan, dini afyon gören, ahlâkın yerine ideolojiyi koyan bir sapma hareketiydi. Adalet vadetti ama zulüm doğurdu. Hakkı savundu ama hakkı boğdu. Emeği kutsadı ama emeği köleleştirdi.

  1. Yüzyıl: Sefahet ve Sekülerizmin Sessiz Salgını

Komünizmin yıkılışının ardından, insanlık rahatlayacağını zannetti. Ama boş kalan fikrî alan, bu kez daha sessiz ve sinsi bir veba ile dolduruldu: Sekülerizm ve sefahet.
Dine mesafeli, maneviyata yabancı bir hayat anlayışı…
Helal-haram çizgisinin silindiği, insanın sadece bedeni ve arzuları merkezine alındığı bir dünya düzeni…

Bugün sekülerizmin en büyük açmazı şudur:
İnsana sonsuz bir özgürlük vaad eder ama onu hedefsiz, kimliksiz ve değersiz bir mahlûka dönüştürür. Sefahet ise, bu boşluğu sürekli tüketim, eğlence, zevkçilik ile doldurmaya çalışır.

Komünizm; “Dünyada cennet kuracağım” diyerek ateş çukuruna götürdü.
Sekülerizm; “Cennete gerek yok, dünya eğlencesi yeter” diyerek insanı hayvaniyetin en alt basamağına indirdi.

Mücadele Alanı: Artık Tanklarla Değil, Ekranlarla Saldırıyorlar

  1. yüzyılın fikir savaşları meydanlarda, fabrikalarda, kitaplarda yapılıyordu.
    Bugün ise savaş ekranlarda, sosyal medyada, dijital içeriklerde, reklam filmlerinde yürütülüyor.
    Eskiden ideolojiler adına öldürülürdü; şimdi maneviyat adına yaşanmaz hâle getiriliyor.

Zihinler sekülerleşiyor, kalpler dünya sevdasıyla doluyor, gençlik sefahetle zehirleniyor.
Bu çağın komünizmi; Allah’ı hedeflememekle beraber, Allah’ı unutturan bir hayat tarzıdır.
Bu çağın sosyalizmi; sınıf savaşı değil, insan fıtratına karşı açılmış bir iç savaştır.

Çözüm: Vahiyle Dirilen Kalpler, Tevhid Eksenli Medeniyet

Bu asrın vebasından kurtuluş ancak tevhid merkezli bir inanç ve ahlâki değişim ile mümkündür.
Kur’an merkezli bir hayat tarzı, vahyin aydınlığında şekillenmiş bir toplum, sahte kurtarıcıları değil hakikî hidayet rehberlerini izleyen bir gençlik…

Unutulmamalıdır ki, bu çağda en büyük cihad; zihinleri korumak, kalpleri diri tutmak ve ifsad projelerine karşı ilim, hikmet ve imanla mücadele etmektir.

Makale Özeti

Bu makalede, 20. yüzyılın komünizm ve sosyalizm ideolojileriyle; 21. yüzyılın sekülerizm ve sefahet akımları kıyaslanarak, her iki çağın da birer fikrî ve ahlâkî veba ürettiği ifade edilmiştir.
Komünizm, dini reddederek insanlığı zulme sürüklemiş; sekülerizm ise dini dışlayarak insanı sadece bedeniyle tanımlamış, hedefsiz bir varlık haline getirmiştir.
Bugünün savaşı artık ideolojik değil, kültürel, dijital ve manevîdir.
Çözüm, Kur’ân ve sünnet rehberliğinde, fıtrata uygun bir hayat tarzı kurmak ve gençliği bu bilinçle donatmaktır.

 

Loading

No ResponsesHaziran 2nd, 2025