Duygu-Suzluk ve Dua Arasında Ümmetin Hali
Duygu-Suzluk ve Dua Arasında Ümmetin Hali
Ne bekleniyor?
Neyi bekliyoruz?
Gazze’lilerin bitmesini mi?
Yoksa ümmetin bitmesini mi?
Neden suskunuz?
Belki de duy-gu-susuz!
Bu durum İsraile güç veriyor.
Ve de pervasız.
Hadiste ki; Vehn mi?
Yoksa Zekeriya Peygamber gibi mi;
“Kâle rabbi innî vehene-l’azmu minnî veşte’ale-rra/su şeyben velem ekun bidu’â-ike rabbi şekiyyâ(n)”
“Yalvara yakara şöyle demişti: “Rabbim! Doğrusu ben öyle perişan bir haldeyim ki, kemiklerim zayıfladı, eridi; başımdaki saçlar ihtiyarlıktan dolayı beyaz alevler gibi tutuştu. Rabbim! Ben sana hangi konuda dua ettiysem hiçbir zaman bedbaht ve mahrum olmadım.” Meryem. 4.
*********
Neyi bekliyoruz?
Gazze yanarken, çocukların haykırışı göğe yükselirken, taş duvarlar altında ezilen sadece bedenler değil; ümmetin vicdanı, duyarlılığı, ümidi de eziliyor. Bir sessizlik hâkim sokaklara, ekranlara, sosyal mecralara… Bu sessizlik, masumların çığlıklarından daha çok yankı buluyor gökte.
Neyin sonunu bekliyoruz?
Gazze’nin mi? Ümmetin mi? Yoksa vicdanımızın tamamen tükenmesini mi?
Artık çoğumuz sadece ekran başında bekliyoruz. Haber bültenlerinde sayılar artıyor: “Ölenlerin sayısı 5000’i geçti… 10.000 oldu…” Sayılar… Rakamlar… Ama her biri birer can, birer bebek, bir anne, bir baba… Ve biz bu rakamları geçip giden birer istatistik gibi izliyoruz. Çünkü duygu-suzuz. Belki de gerçekten duy-gu-suzuz… Belki de sadece aklımız çalışıyor ama kalbimiz iflas etti.
Suskunluk bir tercih değil artık, bir alışkanlık. Alıştık çünkü. Mazlumlara ağlamaya, ama sonra da sofraya oturup günlük hayatımıza devam etmeye alıştık. İşte bu alışkanlık, bu uyuşma hali İsrail’e cesaret, zalimlere pervasızlık kazandırıyor.
********
Vehn Hadisi: Güç Çok, Gönül Zayıf
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), bir gün şöyle buyurmuştu:
> “Neredeyse ümmetler birbirlerini sofraya çağırır gibi üzerinize üşüşecekler.”
Ashab sordu: “Biz az mı olacağız o gün, ey Allah’ın Resûlü?”
Efendimiz şöyle buyurdu:
“Hayır, bilakis çok olacaksınız. Lakin siz bir selin sürüklediği çerçöp gibi olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın kalbinden sizin korkunuzu çıkaracak ve sizin kalbinize vehn yerleştirecek.”
Sahabe sordu: “Vehn nedir ey Allah’ın Resûlü?”
Efendimiz buyurdu:
“Dünya sevgisi ve ölüm korkusu.” (Ebû Dâvûd, Melâhim 5)
Vehn… Dünya sevgisi ve ölümden korkmak. Tam da çağımızın ruhunu anlatan kelime. Bugün ümmetin acizliği, zalimlere karşı suskunluğu sadece fiziki yetersizlikten değil; manevî tükenmişlikten kaynaklanıyor. Silahımız var ama irademiz yok. Bilgimiz var ama hikmetimiz yok. Sosyal medyada sesimiz var ama kalbimiz sessiz.
*********
Zekeriya’nın Sessizliği: Bir Çöküş Değil, Bir Diriliş
Ama bütün sessizlikler tükeniş değildir. Kur’ân, bize başka bir sessizliği de anlatır. Hz. Zekeriya’nın sessizliğini… Bir dua halinde yapılan sabırlı bekleyişi…
> “Kâle rabbi innî vehene-l’azmu minnî veşte’ale-rra’su şeyben velem ekun bidu’âike rabbi şekiyyâ(n)”
“Rabbim! Kemiklerim zayıfladı, saçlarım bembeyaz oldu. Ama ben Sana dua etmekten hiç ümidimi kesmedim.” (Meryem, 4)
Zekeriya Peygamber de çökmüştü, bedeni güçsüzdü. Ama onun çöküşü bir ümitsizlik değil, bir dua direnişiydi. Zira o, dua etmekten hiç vazgeçmemişti. İşte burada iki tür bekleyişin ayrımı beliriyor:
Biri duygu-suz bir bekleyiş: Teslim olmuş, vazgeçmiş, dünya sevgisiyle bağlanmış.
Diğeri dua ile bekleyiş: Sabırlı, sessiz ama kararlı. Ve sonunda Allah’ın inayetiyle yeşeren bir mucize: Yahya.
Ümmetin Dirilişi Duada Saklı
Bugün Gazze, bir vahşetin adı değil sadece. Aynı zamanda ümmetin aynası. Onlara bakan, aslında kendini görüyor. Ne kadar acizleştiğimizi, ne kadar sessizleştiğimizi, ne kadar vehn hastalığına yakalandığımızı…
Ama hâlâ umut var. Eğer Zekeriya gibi dua etmeye dönersek… Eğer sessizliğimiz yakarışa dönüşürse… Eğer bedenimiz değil, kalbimiz secdeye varırsa…
İşte o zaman ümmet yeniden ayağa kalkar. Çünkü bizim silahımız sadece top, tüfek değil; asıl silahımız duadır. Kalpten gelen, gözyaşıyla yıkanan, sarsılmaz bir yakarış…
Ve de fiiliyata geçilerek…
Sonuç ve Özet
Bugün suskunluk bir çöküş, bir duygu kuraklığıdır. Zalimler, ümmetin bu sessizliğinden cesaret alıyor. Hadiste bildirilen “vehn”, yani dünya sevgisi ve ölüm korkusu, bu hale gelmemizin en büyük sebebi. Oysa Hz. Zekeriya’nın duası, bizlere başka bir yol gösteriyor: Ümitsizliğe düşmeden, dua ederek Allah’a yönelmek.
Gazze’nin çığlıkları sadece yardım değil, uyanış çağrısıdır. Ve bu çağrıya verilecek en güçlü cevap; eylemle, bilinçle ve dua ile olur.
Makale Özeti:
Gazze’deki zulüm karşısında ümmetin suskunluğu “duygu-suzluk”la açıklanabilir.
Peygamberimiz (s.a.v.), ümmetin bu hale geleceğini “vehn” hadisiyle haber vermiştir: Dünya sevgisi ve ölüm korkusu.
Zekeriya Peygamber’in duası ise umutsuzluğa kapılmadan dua etmenin örneğidir.
Ümmetin tekrar dirilişi, içten yakarış, bilinçli gayret ve kalpten gelen dua ile mümkündür.