Taşeronluk Tuzakları: Hegemonya Oyununun Kürtler Üzerindeki Karanlık Gölgesi
Taşeronluk Tuzakları: Hegemonya Oyununun Kürtler Üzerindeki Karanlık Gölgesi
- Giriş: Hakkı Terk Eden, Batılın Oyuncağı Olur
Tarih boyunca hak dava taşımayan her hareket, bir süre sonra güçlülerin elinde taşeron bir araca, yönsüz bir fırtınaya dönüşmüştür. Din, akıl ve vicdan gibi asli referanslarını yitiren her oluşum; ya emperyal güçlerin oyununda bir piyon olur ya da kendi halkına zulmeden bir despotizme dönüşür.
Bugün, PKK’nın üst düzey yöneticilerinden Besê Hozat’ın itiraf niteliğindeki açıklamaları bu gerçeği bir kez daha gözler önüne sermektedir. Hozat’ın sözleri, sadece bir strateji değişikliği değil; aynı zamanda ideolojik bir iflâsın, ahlâkî bir savruluşun da ilanıdır.
- İsrail’in Hegemonya Planı ve Ortadoğu’nun Yeniden Dizaynı
Ortadoğu, yüzyıllardır jeopolitik oyunların, mezhep ve etnik kışkırtmaların, böl-parçala-yönet stratejilerinin sahnesi olmuştur. Bu sahnede en çok kullanılan aktörlerden biri de, Kürt halkı olmuştur. Ne acıdır ki, Kürtler defalarca bu planların bir parçası yapılmış, özgürlük ve kendi kaderini tayin hakkı gibi yüce kavramlar, emperyalizmin maskesi hâline getirilmiştir.
Besê Hozat, “Bölgenin dizaynı İsrail’in güvenliği ve çıkarları temeline oturtuluyor” diyerek bu oyun planını itiraf etmiştir. İsrail’in hedefi:
İran, Türkiye ve Arap dünyasını dengeleyecek bir tampon güç oluşturmak,
Sınırları parçalayarak istikrarsız mikro yapılar tesis etmek,
Kürt unsurları kullanarak İsrail’in etki alanını genişletmek.
Bu, ne Kürt halkının menfaatinedir ne de bölgenin selameti için hayırlıdır.
- PKK’nın Dönüşümü: Sözde Devrimden Fiilî Taşeronluğa
Kuruluş yıllarında marksist-leninist çizgide sözde “devrimci” bir yapılanma olarak ortaya çıkan PKK, yıllar içerisinde:
İslâmî değerleri yok sayan,
Aile yapısını ve gelenekleri parçalayan,
Kadını savaş makinesine dönüştüren,
Gençleri silahlandırarak ölüme süren, bir anarşi odağına dönüşmüştür.
Son aşamada ise, Batı’nın güvenlik aparatlarına entegre olmuş, İsrail ve ABD’nin çıkarları doğrultusunda hareket eden bir paralı vekil güç hâlini almıştır.
Hozat’ın açıklamaları, bu dönüşümün artık gizlenemeyecek noktaya ulaştığını göstermektedir. PKK, bugün ideolojik değil; kiralanabilir, kullanılabilir, vazgeçilebilir bir yapı hâlindedir.
- Kürt Halkı: Araçsallaştırılan Bir Milletin Sessiz Çığlığı
Kürt halkı, İslam ümmetinin aziz ve kahraman bir parçasıdır. Selahaddin Eyyubi gibi bir mücahid-i ekberin torunları, bugün emperyal güçlerin taşeronu olan yapılarda istismar edilmekte, kandırılmakta ve kurban edilmektedir.
Bu halkın gerçek kurtuluşu:
Batılı projelerde değil,
Seküler ütopyalarda değil,
İsrail’in güvenlik mimarisinde hiç değil, Ancak İslam kardeşliğinde, adaletli bir İslâmî idarede ve ümmet şuuru içinde mümkündür.
- Sonuç: Kime Hizmet Ediyorsan, Ona Dönüşürsün
Bugün PKK’nın içine düştüğü durum; “Yalnız Allah’a kul olmayan, her şeye kul olur” hakikatini bir kez daha teyit etmektedir.
Kudüs işgal altındayken İsrail’le aynı masaya oturan, mazlum Kürt halkını Batı’nın çıkarları için feda eden hiçbir yapı ne “özgürlükçü” olabilir ne de “temsilci”.
Bu toprakların çocukları, İslam’ın adalet güneşi altında bir araya gelmedikçe ne Kürt ne Türk ne Arap kurtulur. Kurtuluş, ancak Kur’ân’ın rehberliğinde, vahdet şuuruyla mümkündür.
Özet:
Bu makalede, PKK yöneticisi Besê Hozat’ın açıklamaları üzerinden İsrail’in Ortadoğu’daki hegemonik planları ve Kürt halkının bu planda nasıl araçsallaştırıldığı ele alındı.
PKK, sözde devrimci çizgisinden saparak Batılı güçlerin taşeronu hâline gelmiştir.
İsrail’in güvenliği için bölgede Kürtleri “tampon güç” olarak kullanma niyeti açıkça itiraf edilmiştir.
Kürt halkının gerçek kurtuluşu Batı’da değil; İslam kardeşliği ve ümmet şuuru içindedir.
PKK’nın bu savruluşu, ideolojik iflasın ve misyon kaybının göstergesidir.
Son söz: Hak’tan sapanın sonu, Batıl’a kulluk ve halkına zulümdür.