Sessiz Alkışlar ve Kanlı Sahne: İdamlarla Kirlenen Vicdan
Sessiz Alkışlar ve Kanlı Sahne: İdamlarla Kirlenen Vicdan
Tarih, sadece yaşanmış olaylar silsilesi değil; insanlık onurunun sınandığı büyük bir vicdan terazisidir.
1960 darbesi sonrası yaşanan idamlar, bu terazinin ibresini kıracak kadar ağır bir lekedir.
Menderes’in son sözleri, bir devlet adamının değil, bir milletin vicdanı adına konuşan mazlumun haykırışıdır:
“Biliyorum bizi asacaksınız ama tarih bizi değil, bizi asanları yargılayacak!”
Ne hazindir ki, o gün bu infazları durdurabilecek makamlar, suskun kaldılar.
Kimi iki yüzlü siyaset adına, kimi korkudan, kimi de halkın alkışını bekleyen bir vicdansızlıkla…
Güce Tapmak mı, Hakka Dayanmak mı?
İnönü’ye atfedilen şu söz tarihin tokadını suratımıza vurur:
> “Halkımız güce, silaha tapar. Korkaktır, çabuk kabullenir.”
Bu söz, sadece bir siyasetçinin halkını küçümsemesi değil; bir milletin zaaflarını kullanarak onu kendi iradesine mahkûm etmektir.
Peki, ne oldu?
Silaha mahkûm bir toplum oluşturuldu.
Adalet yerine korku hâkim oldu.
Ve bir millet, yıllarca kendi iradesiyle seçtiği liderin idamına seyirci kaldı.
İdamlar Bir Hüküm Değildi, Bir Gösteriydi
Yassıada Mahkemeleri, adaletin değil, intikamın perdesi altında oynanan bir siyasi tiyatroydu.
Menderes’in, Zorlu’nun ve Polatkan’ın idamı, suçtan ötürü değil,
bir zihniyetin, bir halk iradesini cezalandırma arzusunun sonucuydu.
Ve bu süreçte en büyük darbeyi hukuk değil, vicdan aldı.
Mazlumun Ahı, Zalimden Alınır
Zulüm ile abat olunmaz.
Evet, o gün alkışlayanlar vardı.
Ama bugün o alkışlar unutuldu, o infazlar ise hâlâ bir milletin kalbinde açılmış yara olarak duruyor.
Tarih, zalimlere mühlet verir ama ebedî beraat vermez.
Bugün hâlâ Menderes denince bir hüzün, bir kırgınlık, bir pişmanlık hissediliyorsa,
bu, o infazların sadece bir cana değil, bir inanca, bir ümide, bir millete yapıldığını gösterir.
Bugün Ne Yapmalı?
Bugün görevimiz sadece geçmişe ağlamak değil, aynı yanlışlara düşmemektir.
Adaletin, hukukun ve vicdanın önünde eğilmeyen her siyaset, eninde sonunda tarihin çöplüğüne atılır.
Devlet aklı, halk iradesi ve hak duygusu birlikte işletilmezse, geçmişteki kanlı tiyatrolar farklı perdelerde yeniden sahnelenebilir.
Bugün, bir millet olarak yapmamız gereken, “Kimden gelirse gelsin zulme karşı, kime yapılırsa yapılsın adaletle yan yana durmaktır.”
Makale Özeti
Bu makale, 1960 darbesi sonrası idam edilen Adnan Menderes ve arkadaşlarının yaşadığı zulmü ve o dönemdeki siyasetçilerin iki yüzlü tavırlarını ele alır. Özellikle İnönü’nün halkı küçümseyen ve güce tapan bir toplum tasvirine karşı, hak ve adaletin esas alınması gerektiği anlatılır.
İdamlar bir adalet değil, bir sindirme operasyonuydu.
Makale, bu tür yanlışların tekrar etmemesi için toplumsal hafızanın diri tutulması, adaletin araç değil amaç olarak görülmesi gerektiğini savunur.
*********
Bak:
https://www.yenisafak.com/gundem/siz-idam-edin-halk-korkaktir-cabuk-kabullenir-4712684