Sessiz Zikir: Cansız Görünen Varlıkların Şuurlu Hizmeti

Sessiz Zikir: Cansız Görünen Varlıkların Şuurlu Hizmeti

İnsan bakar, ama çoğu zaman görmez. Gördüğü şeyleri de çoğu zaman anlamlandıramaz.
Zira maddeyi sadece şekil ve kütleden ibaret zanneden bir nazar, onun ardındaki hikmeti göremez.
Hâlbuki her şey konuşur, ama hak ehline… Her şey zikreder, ama anlayan kalbe…

Bediüzzaman Said Nursî bu hakikati şu kelimelerle ifade eder:

> “Mevcudat-ı hariciyenin her biri, sureten camid, şuursuz iken gayet hayatkârane ve şuurdarane vazifeleri ve tesbihatları vardır. Elbette nasıl melâikeler bunların âlem-i melekûtta mümessilidirler, tesbihatlarını ifade ederler; bunlar dahi âlem-i mülk ve âlem-i şehadette o melâikelerin timsalleri, haneleri, mescidleri hükmündedirler.”

Cansız Değil, Canlı Gibi Çalışan Varlıklar

Bir taş, bir bulut, bir yaprak… Dış görünüşte cansız, şuursuz; ama işleyişlerinde tam bir nizam, denge ve hikmet var.
Güneş doğarken vakitleri bildirir, hava rızık taşır, su şifa verir, toprak binlerce tür gıdayı bir arada büyütür.
Bu varlıklar şuursuzsa, bu şuurlu işler nasıl oluyor? İşte burada emir âleminden gelen ilahi bir düzenin ve ona hizmet eden bir sistemin varlığı tezahür ediyor.

Varlıkların Tesbihatı ve Vazifesi

Her bir varlık, kendi diliyle Allah’ı zikreder.
Kimi hareketiyle, kimi rengiyle, kimi şekliyle, kimi de fayda vermesiyle Cenâb-ı Hakk’ın isimlerini ilan eder.
Bu zikir, sessizdir ama derin; görünmez ama etkilidir.

Bir arı, “Rezzâk” ismini, bir yıldız “Nur” ismini, bir ağaç “Muhyî” ismini temsil eder.
Adeta her varlık bir harf, her kâinat bir kelime, her sistem bir cümle gibi ilahî bir kitabın parçalarıdır.

Melekler ve Timsaller: İki Âlemin Yansımaları

Nasıl ki devletlerin büyük elçileri vardır; göklerin de elçileri meleklerdir.
Her varlığın tesbihatını, âlem-i melekûtta bir melek temsil eder.
Dünyadaki bir dağ, görünüşte camiddir ama melekût cihetinde bir melek onun lisanıyla Allah’ı zikreder.

Bu dünyadaki her şey ise o melekî hakikatin bir timsali, bir yansımasıdır.
Toprak bir mescittir, ağaçlar kıyamda, yapraklar rükûda, kuşlar secdededir.
Kâinat, suskun bir cami değil; sonsuz bir zikrin yankılandığı ilahî bir mabeddir.

Maddeperestliğin Körlüğü

Modern insan, sadece görüneni hakikat sayar. Oysa madde bir kabuk, bir zarftır.
Asıl mektup, onun içindeki anlamdır.
Eğer göz zahire saplanırsa, öz kaybolur.
Taş sadece taş, deniz sadece su olur.
Ama hakikatin gözüyle bakılırsa, her taş bir tesbih tanesi, her dalga bir hamd sedasıdır.

İnsan: Bu Sessiz Zikre Şahit Olan Varlık

İnsana düşen, bu sessiz zikirleri dinlemek ve anlamaktır.
Çünkü insan, hem bu âlemde yaşar hem de melekût âlemiyle bağlantı kurabilecek kalbî cihazlarla donatılmıştır.
Bu sebeple varlıkların tesbihatını tefekkür etmek, insanın hem kulluğudur, hem kemalidir.

Makale Özeti

Bu makalede, kâinattaki görünen varlıkların zahirde şuursuz görünmesine rağmen, şuur ve hayat sahibi gibi vazifeler gördüğü, her birinin Allah’ı kendi lisanıyla tesbih ettiği anlatılmıştır. Meleklerin, bu varlıkların melekût âlemindeki temsilcileri olduğu, dünyadaki varlıkların ise onların timsalleri ve mescidleri hükmünde olduğu ifade edilmiştir. Modern anlayışın maddeye takılıp kaldığı; oysa hakikatin, maddenin ötesindeki mana ve vazifelerde yattığı vurgulanmıştır.

 

 

Loading

No ResponsesMayıs 30th, 2025