İstikbalin Aynası: Kur’ân ve Gelecek Haberleri

İstikbalin Aynası: Kur’ân ve Gelecek Haberleri

Zaman, bizim için geçmiş, an ve gelecekten ibarettir. Biz geleceği sadece tahmin eder, geçmişi ise ancak yaşadıktan sonra anlarız. Fakat Kur’ân, zamanı bir bütün olarak kavrayan Allah’ın kelamıdır. O, yalnızca geçmişin hikâyelerini değil, aynı zamanda geleceğin hakikatlerini de dile getirir. Zira Kur’ân, bir tarih kitabı olmadığı gibi, sıradan bir nasihat kitabı da değildir. O, ezelî olanın kelamıdır ve ezelî olan, geleceği geçmiş gibi bilir.

  1. Rumlar Yenilecek… Sonra Galip Gelecekler!

Kur’ân, gelecekten haber vermeye dair en meşhur misallerden birini Rum Suresi’nin başında verir:

> “Rumlar (Bizanslılar) yenildiler. En yakın yerde. Ama onlar bu yenilgilerinden sonra galip gelecekler. Birkaç yıl içinde…”
(Rum, 30/2-4)

Bu ayet, Bizans’ın Sâsânîler’e karşı büyük bir hezimet yaşadığı bir dönemde nazil olmuştu. Müşrikler, “Hıristiyanlar da sizin gibi ehl-i kitaptı, putperest olanlar (Sâsânîler) galip geldi, demek ki biz de sizi yeneceğiz” diyerek sevinmişti. Ancak Kur’ân meydan okudu ve geleceği haber verdi. Aradan birkaç yıl geçti ve Bizans, mucizevî bir şekilde toparlanarak zafer kazandı. Hem de Kur’ân’ın belirttiği sürede!

  1. Fetih Vaadi: Mekke’nin Kapıları Açılacak

Bir başka istikbal haberi ise Hudeybiye Anlaşması sonrasında geldi. O yıl Müslümanlar umre için yola çıkmıştı, ancak Mekke’ye alınmadılar. Görünüşte bu olay bir mağlubiyet gibiydi. Ancak hemen ardından şu ayet nazil oldu:

> “Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik.”
(Fetih, 48/1)

Henüz Mekke fethedilmemişti ama Kur’ân bunu geçmiş zaman kipiyle (Mazi) bildirdi. Çünkü Allah katında bu, olmuş bitmiş bir işti. Ve nitekim iki yıl sonra Mekke, fethedildi. Böylece Kur’ân, geleceğe dair verdiği bir haberle daha hakikatin aynası oldu.

  1. İman Etmeyenler Ne Olursa Olsun İnanmayacak

Kur’ân’ın geleceğe dair verdiği haberlerden biri de inkârcıların son hali ile ilgilidir:

> “Onlar için ister uyar, ister uyarmayasın fark etmez; iman etmezler.”
(Bakara, 2/6)

Bu ayet, Mekke döneminde inen ilk ayetlerden biridir. Ve zaman içinde görüldü ki, o muhataplardan bazıları, gerçekten de son nefeslerine kadar iman etmedi.
( Tebbet suresindeki Ebu leheb gibi, 8 yıl)
Çünkü Kur’ân, kalplerin mühürlendiği bu insanları gelecekteki halleriyle tarif etmişti.

  1. Kur’ân Kıyamete Kadar Hakikat Söyleyecek

Kur’ân sadece kendi dönemiyle değil, kıyamete kadar gelecek bütün zamanlarla ilgilidir. Her çağda, her akıl seviyesine hitap eder. Herkes onda bir şey bulur. Onun şu ayeti, hem geçmişi hem geleceği kapsar:

> “Biz bu Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.”
(En’âm, 6/38)

Bugün bilimsel gelişmeler, teknolojik ilerlemeler, toplumsal dönüşümler, hepsi Kur’ân’ın işaret ettiği evrensel hakikatlerle birebir örtüşür hâle gelmektedir. Ve her yeni gelişme, Kur’ân’ın çağlar üstü bir kitap olduğunu bir kez daha teyit etmektedir.

  1. Geleceği Bildiren Bir Kitap Neden İnkar Edilir?

Kur’ân, gelecekten haber vererek bize ne anlatır?

Gelecek Allah’ın ilmindedir, insanın değil.

Hakikat değişmez; dün ne doğruysa, bugün de doğrudur, yarın da doğru olacaktır.

Zalimlerin saltanatı geçicidir; hak ve adalet sonunda galip gelecektir.

Mü’minler sabrederse zafer onlarındır; bu sadece bir teselli değil, ilahî vaattir.

Bu yüzden Kur’ân, yalnızca tarihî bir referans değil, gelecek rehberidir. O, kıyamete kadar sürecek bir ışığın adıdır.

Makale Özeti:

Kur’ân-ı Kerîm, sadece geçmişin değil, geleceğin de haberlerini vermiştir. Rumların yeniden zafer kazanacağını, Mekke’nin fethini, inkârcıların iman etmeyeceğini ve kıyamete kadar Kur’ân’ın doğrularını koruyacağını bildirmiştir. Bu ayetler, Kur’ân’ın ilahî kaynaktan geldiğini ve beşer sözü olamayacağını gösterir. Kur’ân, hem bugünü hem yarını kuşatan, hakikati zamansız bir şekilde anlatan yegâne kitaptır.

 

 

Loading

No ResponsesMayıs 29th, 2025