Utansın Toprak, Utansın Kısrak: Sorumluluğun Şiirle Hesabı
Utansın Toprak, Utansın Kısrak: Sorumluluğun Şiirle Hesabı
> “Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!
Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!”
— Necip Fazıl Kısakürek
Bu dört mısra, yalnızca bir şairin kaleminden çıkmış dizeler değildir; adeta ruhu silkelercesine insanın alnına vurulan bir hakkaniyet tokadı, bir varlık sorgusu, bir diriliş çağrısıdır.
Tohum Saçmak: Sorumluluğun Adıdır
“Tohum saç” derken şair, üretmeyi, gayret göstermeyi, mücadele etmeyi emreder. Ancak hemen ardından gelen “bitmezse toprak utansın!” ifadesi, sonucu insanın omzundan alır ve ilahi adalete ve kaderin takdirine bırakır. İnsan çabalamakla mükelleftir, sonuçlar ise Allah’a aittir.
Burada tevekkül ve sorumluluk arasındaki denge mükemmel şekilde kurulur: Sen tohumu saç, neticesini düşünme. Eğer sonuç gelmezse, suç sende değil, toprağındadır. Bu, insanı ataletten kurtaran, ümidi canlı tutan bir ilahi bakış açısıdır.
Hedefe Varmayan Mızrak: Azmin Hesabı
“Mızrağın hedefe varmaması” zafiyetin, gayesizliğin ve kararsızlığın sembolüdür. Bir işte sebat gösterilmeyip, hedefe ulaşılmadığında, mesele başarısızlık değil, gayretsizliktir. Ve gayretsizliğin utancı, mızrağa değil, onu savurana aittir. Şair burada dolaylı olarak “Niçin gayret etmedin, neden bırakıp gittin?” diye sorar.
Küheylan: Medeniyetin, Davanın Atıdır
“Küheylan”, hem asil bir savaş atı hem de ideallerin taşıyıcısıdır. Bu mısra, ideallere, manevî davaya, imana ve medeniyete yüklenmiş bir ruhun sembolüdür. Koşmak, yani mücadele etmek; onun doğasında vardır. “Koşmana bak sen!” emriyle şair, “yol uzun, düşman çok, çamur derin” bahanesini kabul etmez.
Yolda çatlayan, yorulan, düşen bir davaya değil; o davayı doğuran zihniyete, sistemin temeline, ana fikre dikkat çekilir. “Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!” cümlesi, çöküşün sorumlusunun sadece fert değil, o ferdi yetiştiren sistem, aile, toplum ve eğitim olduğunu haykırır.
Derin Mana: Hesap Günü Yakındır
Necip Fazıl’ın bu şiiri, çağlar boyunca süregelen bir hakikat krizine verilen cevaptır. İnsanlığın yorgun, idealsiz ve kimliksiz hale geldiği dönemlerde bu şiir, bir imanî direniş çağrısıdır. Bireyin ve toplumun, yaptıkları ve yapmadıklarıyla hesap vereceği o büyük sahneye bir gönderme vardır: “Sen gayret et, neticesi kaderin işidir; ama gayret etmezsen, suç yalnızca sendedir.”
Bu dizelerle şair, ümmeti ve milleti silkeler. İnsanı ve insanlığı “bahane”den çekip, sorumluluk” makamına çıkarır.
Özet:
Bu makale, Necip Fazıl Kısakürek’in “Tohum saç, bitmezse toprak utansın…” mısralarını merkeze alarak, sorumluluk, azim, tevekkül ve diriliş kavramlarını işler. Şairin diliyle insan; sonucu düşünmeden çabalamaya, idealleri uğruna mücadeleye ve gerektiğinde sistemi sorgulamaya davet edilir. Şiirde, başarıdan çok gayretin ve niyetin önemi vurgulanır. Suç, başarısızlıkta değil; çaba göstermemektedir.