İki Cepheli Savaş: Kalbin ve Nefsin Mücadelesi
İki Cepheli Savaş: Kalbin ve Nefsin Mücadelesi
Bu dünya, görünürde insanlar arasında geçen bir hayat sahnesidir. Fakat hakikatte bu hayat, çok daha derin bir savaşın, görünmeyen bir cephenin alanıdır. Bu savaş, tanklarla, silahlarla, ordularla değil; kalplerle, niyetlerle, tercihlerle yapılır. Bu savaş, ruhunu Allah’a teslim edenlerle, şeytana kölelik edenlerin savaşıdır.
İki büyük cephe vardır bu mücadelede:
Bir yanda kalbi Allah ve ebediyet için atanlar,
Diğer yanda hedefi sadece dünya, nefis ve midesi olanlar…
Ruhunu Allah’a Verenler
Bu cephede olanlar, dünyaya misafir gibi bakar. Onların gözünde dünya bir imtihan meydanıdır. Kalpleri sonsuzluğa yönelmiş, gayeleri Allah’ın rızası, hedefleri ebedi saadettir. Gözyaşları secdede akar, alınları rahmetle kararır. Onlar; “Ben nereden geldim, neden buradayım ve nereye gidiyorum?” sorusunun farkında olanlardır. Ruhlarını Allah’a adayanlar, nefsin değil, Hakk’ın çağrısına kulak verirler. Kazanmak için kaybetmeyi, yaşamak için ölmeyi göze alırlar.
Nefsine Tapanlar
Bu cephenin askerleri ise midesini ilah edinmiş, nefsini kıble yapmıştır. Onlar için hayat; tüketmek, haz almak, görünmek ve hükmetmektir. Kalplerine ebediyet sızmaz, gözleri sadece dünyayı görür. Nefsin alkışına o kadar alışmışlardır ki, ruhun feryadını duymaz olmuşlardır. Bir lokma ekmeği bile sonsuzluğa tercih ederler. Kendini dünyaya ait sanan bu ruhlar, ebedi bir hüsrana doğru koşarlar. Onlar, kalplerini satıp geçici bir saltanatın peşine düşenlerdir.
Bu Savaşın Ortasında Olmak
İnsan bu iki cepheden birindedir; ya Allah için yaşar ya da nefsi için. Tarafsız kalmak mümkün değildir. Çünkü hayat, her an bir tercih sahnesidir. Dilin söylediği değil, kalbin bağlı olduğu yer belirler insanın safını. Ya Allah’a kulluk ederek özgürleşir ya da şeytana kölelik ederek esirleşir.
Zira kalp ya secdede yücelir ya da heva bataklığında çürür. Ya hakikatin nuruyla parlar ya da dünyanın geçici cazibesinde sönüp gider. Gerçek özgürlük, Allah’a kul olmaktadır. En büyük esaret ise, nefsin kölesi olmaktır.
Son Söz: Kalbin Tarafını Seç
Bu hayat, bir yol ayrımıdır. Her adımda ya ebedi bir saadete ya da ebedi bir hüsrana doğru ilerleriz. Bugün tercih ettiğimiz yön, yarın sonsuz akıbetimizi belirleyecek. Ve unutma:
> Ruhunu Allah’a satanlar kazanır, şeytana köle olanlar kaybeder.
Çünkü dünya geçer, nefis biter, ama kalpte atılan Allah aşkı sonsuza yürür.
Makale Özeti:
Bu dünya, kalbini Allah’a yöneltenlerle, nefsine ve dünyaya tapanların mücadelesine sahne olmaktadır. Ruhunu Allah’a adayanlar ebedi hayatı kazanırken, nefsine köle olanlar geçici hazların peşinden hüsrana sürüklenir. Hayat her an bir tercihtir ve bu tercihler insanın sonsuz istikametini belirler. Gerçek özgürlük, Allah’a kul olmaktır; en büyük esaret ise nefse esir olmaktır.