Gerçek Zevk, Gerçek Hayat: İmanla Canlanan Bir Ömür
Gerçek Zevk, Gerçek Hayat: İmanla Canlanan Bir Ömür
“Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve feraizle ziynetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz.”
Sözler. 13. Söz.
*********
İnsan hayatı dıştan bakıldığında nefes almak, yemek içmek, çalışmak ve dinlenmekten ibaret gibi görünse de gerçek hayat, bu görünenin ötesinde bir ruh, bir mana ve bir gayeye sahip olmaktır. Sadece yaşayan değil, niçin yaşadığını bilen insan, gerçek mânâda hayat sahibidir. Bediüzzaman Said Nursî bu noktaya ne kadar da veciz bir cümleyle işaret eder:
“Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatınızı iman ile hayatlandırınız, feraizle ziynetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz.”
Zira iman, hayatın kalbidir. İmansız bir hayat; susuz bir toprak, ışık almayan bir çiçek, ruhsuz bir beden gibidir. Dünya lezzetlerinin hiçbiri bu boşluğu dolduramaz. Kalpteki huzur, akıldaki istikamet ve vicdandaki sükûn, ancak imanın hayat vermesiyle mümkün olur. Çünkü iman insana kim olduğunu, nereden gelip nereye gittiğini, hayatın ne için olduğunu bildirir. Bu bilinç, hayatı keyfî bir oyundan, anlamlı bir yolculuğa çevirir.
Fakat yalnızca imanla da kalmamak gerekir. Bediüzzaman’ın ifadesiyle, hayatı yalnız “canlandırmak” değil, aynı zamanda “ziynetlendirmek” de lazımdır. Bu ziynet, feraizle yani Allah’ın farz kıldığı ibadetlerle olur. Namaz, oruç, zekât ve hac gibi ibadetler, hayatı süsler, ruhu arındırır, insanı yüce bir maksada bağlar.
Bununla da kalmaz; hayatı günahlardan korumak, o ziyneti muhafaza etmek kadar önemlidir. Zira günah, kalbi karartan, ruhu sarsan ve huzuru kaçıran bir zehirdir. Günahlardan sakınmak, insanı hem dünyada hem ahirette azaptan koruyan bir kalkandır.
İman, ibadet ve takva… İşte hayatın üç temel direği. Bunlar olmadan hayat; süresi dolmuş, anlamını yitirmiş bir vakit gibi boş ve kederlidir. Ama bu üçüyle yaşayan bir hayat, hem dünyada huzur verir hem ebedî saadetin kapısını aralar.
Makale Özeti:
Bu makalede, gerçek hayatın ancak imanla canlandığı, ibadetlerle süslendiği ve günahlardan sakınmakla korunduğu anlatılmaktadır. Bediüzzaman’ın “Hayatın lezzetini isterseniz…” cümlesinden hareketle, huzurlu ve anlamlı bir yaşamın temelinin iman, farz ibadetler ve günah hassasiyeti olduğu ifade edilmiştir. Kalıcı zevkin ve gerçek mutluluğun ancak bu üçlü ile elde edilebileceği anlatılmıştır.