Darbeci Zihniyetin Alnındaki Silinmeyen Leke ve Boynundaki Zillet Boyunduruğu
Darbeci Zihniyetin Alnındaki Silinmeyen Leke ve Boynundaki Zillet Boyunduruğu
Tarih, hak ile batılın, millet ile vesayetin, imanla inkârın bitmeyen mücadelesidir. Bu mücadelede kimi zaman ordular cephede savaşır, kimi zaman kalemler sahada yarışır, ama en sinsi olanı milletin öz evlâdı kılığına bürünüp, onun iradesine hançer vuran darbeci zihniyettir.
Darbecilik, sadece bir anayasa ihlali değildir; o, milletin iradesine karşı işlenmiş ağır bir cürümdür. Çünkü darbe, milletten değil, küresel vesayet odaklarından emir alır. Tankın paletleri halkın üzerine sürülürken aslında bağımsızlık çiğnenmekte, ümmetin geleceği zincire vurulmaktadır.
Her darbenin arkasında bir perde vardır. O perdede görünmeyen eller, içerideki işbirlikçileriyle birlikte sahne kurar. Gerekçeler değişir: Bazen “laiklik elden gidiyor”, bazen “irtica yükseliyor”, bazen “ülke bölünüyor”… Ama sonuç hiç değişmez: Millete pranga, İslam’a susturucu, adalete zincir.
Darbeci zihniyetin alnında “millet düşmanı” damgası vardır. Ne kadar süslenirse süslensin, hangi üniformayı giyerse giysin, hangi mahkemeyi kurarsa kursun, o damga silinmez. Zira bu leke, şehitlerin kanıyla kazınmış, mazlumların duasıyla mühürlenmiştir.
Ve boynunda bir boyunduruk taşır darbeci: Zilletin, korkaklığın ve güdümlülüğün boyunduruğu. O ne kendi başına karar alabilir, ne de özgürdür. Dış güçlerin talimatıyla milletin başına çöker, sonra kendi efendilerinden medet umar. Zulmünü “istikrar” diye pazarlarken, aslında sadece kuklalık eder.
Ama unuttukları bir hakikat var: Zilletle gelen iktidar, asla izzetle hükmedemez. Tankla gelenin sonu ya mahkemedir, ya mezar. Çünkü halk, sabreder ama unutmaz. Mazlum, ağlar ama lanet eder. Ve tarih, yazarken yanılmaz.
Bu milletin iradesi defalarca çiğnendi ama her seferinde yeniden ayağa kalktı. Çünkü bu topraklarda darbeciler geçici, ama milletin duası ve direnci ebedîdir.
Makale Özeti:
Bu makale, darbeci zihniyetin özünü ve karakterini deşifre etmektedir. Her darbenin aslında milletin iradesine ve İslamî değerlerine vurulmuş bir darbe olduğu ifade edilmekte; darbeci zihniyetin alnındaki silinmeyen “millet düşmanı” lekesi ve boynundaki “zillet boyunduruğu” anlatılmaktadır. Darbecilerin dış odaklara bağlı ve kendi halkına karşı zalim oldukları ifade edilmekte; tarih boyunca milletin sabırla direndiği, sonunda ise izzetin galip geldiği hatırlatılmaktadır. Makale, ibret alma, hafızayı diri tutma ve iradeye sahip çıkma çağrısıyla son bulmaktadır.