BAŞLIKSIZ HESAPLAR: KADER VE LEVH-İ MAHFUZ’UN DERİN SIRRI
BAŞLIKSIZ HESAPLAR: KADER VE LEVH-İ MAHFUZ’UN DERİN SIRRI
Allah’ın her şeyi sevkinde bir değil,bir çok bildiği şey var.
İşte kader bildiği o bir çok şey ve ondaki bütünlüktür.
Ezel ve ebed boyutlu.
Her şeyi kuşatan ilmi ilahi.
Hesaplar üstü hesap.
Kitaplar üstü Kitap.
Levh-i Mahfuz.
*******
İnsan, hayatın içinde her gün bir plan yapar. Sabah kalkınca gününü organize eder, önüne bakar, ihtimalleri düşünür, tedbir alır. Ama ne kadar hesaplasa da çoğu zaman işler umduğu gibi gitmez. Çünkü insan, sınırlı bilgisiyle sadece zahire göre hükmeder. Oysa görünmeyen, hesaplanamayan, “başlıksız” bir hesap daha vardır: Kaderin hesabı. Ve o hesap, Kitaplar üstü bir Kitap’ta yazılıdır: Levh-i Mahfuz’da.
Allah’ın ilmi, zamanın dışındadır. Biz geçmiş, şimdi ve gelecek deriz; Allah içinse her an “bir”dir. O, ezelden ebede kadar her şeyi bir anda kuşatır. Yani Allah, sadece bir şeyi değil, bir şeyin bütün ihtimallerini bilir. Bir yolun değil, yolun kenarındaki dikenleri, gölgesindeki kuşu, toprak altındaki karıncayı ve hepsinin neticesini bilir. Ve işte kader, Allah’ın bu kuşatıcı ilminin yansımasıdır. Kader, sadece olmuşun değil, olsaydı ne olurdu’nun da ilmidir.
İnsan bazen sorar: “Benim başıma bu neden geldi?” Oysa o olay, sadece senin değil, senden sonra doğacak torununun bile duasına bağlı bir zincirin halkasıdır. Kader, sadece bir kişinin değil, milyarlarca kişinin dualarını, niyetlerini, sınavlarını, ahiret sonuçlarını bir arada hesaplayan bir sistemdir. Bu nedenle bizim “küçük” gördüğümüz bir olay, Allah katında çok daha büyük bir hakikatin düğüm noktası olabilir.
İşte bu noktada Levh-i Mahfuz devreye girer. Levh-i Mahfuz, Allah’ın her şeyi kuşatan ilmidir. Sadece geçmişi ve geleceği değil, bütün ihtimalleri içinde taşıyan ilahi bir kayıt defteridir. Bu defterde silinme, unutulma, karışıklık yoktur. Her şey, olması gereken yerde, olması gereken şekilde kayıtlıdır. Ve her sevk, her yönlendirme bu büyük planın bir parçasıdır.
Kimi zaman “kötü” dediğimiz şeyler, bizim dar bakış açımızla kötü görünür. Oysa kaderin sayfası tam açıldığında, o olayın ardında nice hayırlar saklı olduğu görülür. Karanlık görünen bir gecenin sabahı gibi… İşte bu yüzden teslimiyet, sadece tevekkül değil, aynı zamanda Allah’ın sonsuz ilmine güvenmektir.
Ve ne gariptir ki, insan ne kadar çabalasa da hiçbir zaman bu büyük planın tamamını göremez. Ama iman eder. Çünkü bilir ki, hesaplar üstü hesap vardır. Ve o hesap şaşmaz. O hesap, ilmi ezelîde yer bulmuş, Levh-i Mahfuz’a işlenmiş, rahmetle kuşatılmıştır.
Sonunda insan şunu anlar: “Benim kaderim, sadece benim değil; bütün kâinatın dengesiyle bağlantılıdır.” Ve işte bu yüzden, başımıza gelen hiçbir şey “boşuna” değildir. Her şey, hikmetin en ince terazisinde tartılarak yazılmıştır.
ÖZET:
Bu makale, Allah’ın kaderi yazma ve sevk etme tarzındaki sonsuz ilminin hikmet yönünü ele alır. Allah, sadece olmuş olanı değil, olabilecek bütün ihtimalleri bilir. Kader, bu kapsamlı bilginin ve adaletin yansımasıdır. Levh-i Mahfuz, bu ilmin yazıldığı ilahi bir kitaptır. İnsan kaderi bazen anlayamaz ama iman eder ki her şeyin ardında büyük bir hikmet ve rahmet vardır. Kader, hesaplar üstü bir hesaptır; çünkü her şey Allah’ın ilmiyle kuşatılmıştır.