DÜNYA BİR MİSAFİRHANE, İNSAN BİR YOLCU
DÜNYA BİR MİSAFİRHANE, İNSAN BİR YOLCU
“Dünya bir misafirhanedir. İnsan ise onda az duracaktır ve vazifesi çok bir misafirdir ve kısa bir ömürde hayat-ı ebediyeye lâzım olan levazımatı tedarik etmekle mükelleftir. En ehemm ve en elzem işler, takdim edilecektir.”
Sözler. 20. Söz. 2. Makam.
*********
Dünya, görünüşte büyük bir yurt gibi dursa da, hakikatte geçici bir misafirhane hükmündedir. Her gelen, bir müddet konaklar; sonra yoluna devam eder. Bu yolun sonu ise ebediyet kapısına çıkar. İşte bu yüzden, insan bu dünyada kalıcı değil, geçici bir yolcudur. Bediüzzaman’ın ifadesiyle:
“Dünya bir misafirhanedir. İnsan ise onda az duracaktır ve vazifesi çok bir misafirdir.”
Misafir, bulunduğu yere sahip gibi davranmaz. Kalıcı olmadığını bilir. Vaktini israf etmez, vazifesini bitirmeye çalışır. Bu kısa ikamet süresi içinde, asıl gideceği yere hazırlık yapar. İşte insanın da dünyadaki varlık amacı budur: Ebedî hayata gereken azığı toplamak.
Her gün ömür sermayesinden bir sayfa eksilirken, insan çoğu zaman kendini sanki hiç ölmeyecekmiş gibi avutur. Oysa bu misafirhanenin kapısından her gün binlerce yolcu ebediyete uğurlanıyor. Genç yaşlı demeden, hasta sağlıklı ayırmadan bu kervan sürüp gidiyor. Akıllı olan ise, kısa dünya yolculuğunu ebedî saadetin vesilesi haline getirendir.
Bu dünyada insanın vazifesi çoktur; çünkü o sıradan bir misafir değildir. Akıl, kalp ve ruh gibi büyük sermayelerle donatılmıştır. Her nimet bir sorumluluk doğurur. Göz, kulağa; mal, vicdana; ömür, ahirete karşı mesuliyet yükler. O hâlde insan, asıl önemli işlerini ertelememeli; en ehemmiyetli, en elzem görevlerini öncelemelidir.
Ne yazıktır ki çoğu insan, geçici süsler peşinde hakikati unutur. Ebedî saadetin şartlarını ihmal eder. Bir ömrü, fanî heveslerin ardında tüketir. Oysa her akşam güneşin batışı, her sabah yeni bir günün doğuşu, bu misafirhanede kalanlara sessiz ama derin mesajlar verir: “Hazırlan, vakit daralıyor.”
İnsanın ebediyet yolculuğuna hazırlanması; iman, ibadet, ahlâk ve güzel amellerle olur. Bu dört direk üzerine kurulan bir hayat, sonsuz saadetin temelidir. Bu hazırlık yapılmadığında ise insan, büyük bir iflasa doğru yürür: Gözlerini sonsuzluk âleminin kapısında açtığında, elinde hiçbir sermaye bulunmayabilir.
ÖZET:
Bu makalede, “Dünya bir misafirhanedir. İnsan ise onda az duracaktır ve vazifesi çok bir misafirdir…” ifadesi etrafında şu hakikatler işlenmiştir: Dünya geçici, insan ise yolcudur. Bu kısa hayat, ebedi hayat için hazırlık mahiyetindedir. İnsan, vazifeleri çok olan bir misafirdir; bu nedenle en önemli işleri önceleyerek yaşamalı, ömrünü ahiret azığı ile değerlendirmelidir. Aksi halde, en kıymetli sermaye olan ömür, boşa harcanmış olur.