Zamanları Kuşatan Kelâm: Kur’ân’ın Sonsuz Bakışı
Zamanları Kuşatan Kelâm: Kur’ân’ın Sonsuz Bakışı
“Kur’an, öyle bir zatın kelâmıdır ki bütün zamanları ve içindeki bütün eşyayı bir anda görüyor.”
Sözler. 20. Söz. 2. Makam.
*********
Kur’ân-ı Kerîm sadece geçmişe ait bir hitap değil, sadece bugünü anlatan bir kitap da değildir. O, zamanlar üstü bir kelâmdır; çünkü sahibi ezel ve ebedin Rabbi olan Allah’tır. Ve Allah, bütün zamanları bir anda görür, bilir ve kuşatır. Kur’ân da O’nun kelâmı olduğu için her zamanın insanına hitap eder ve her asırda canlılığını korur.
Bu hakikat Bediüzzaman’ın şu veciz cümlesinde ifadesini bulur:
> “Kur’an, öyle bir Zât’ın kelâmıdır ki bütün zamanları ve içindeki bütün eşyayı bir anda görüyor.”
Kur’ân: Zamanın Üstünde Bir Nida
Bir insan ne kadar bilgili olursa olsun, sadece yaşadığı çağı bilir, geçmişe kısıtlı ulaşır, geleceği ise hiç bilemez. Ancak Kur’ân, her çağı konuşur. Kimi zaman Firavun’u anlatırken bugünün zalimlerini, Ebu Leheb’i anlatırken modern inkârcıları tarif eder. Çünkü Kur’ân’ın bakışı anlık değil, ezelîdir. O, geçmişi bilir, geleceği görür, bugünü ise delip geçer.
Bütün Asırların Dertlerine Derman
Kur’ân’ın mucizesi sadece lafzında değil, mesajının her çağın ihtiyaçlarına cevap vermesinde gizlidir. Asr-ı Saadet’te bedevî bir Arap’a hitap ettiği gibi, 21. yüzyılda dijital çağın insanına da hitap eder. Çünkü Kur’ân’ın sahibi olan Allah, zamanla sınırlı değildir; ve kelâmı da bu sınırsızlığın yansımasıdır.
İşte bu yüzden Kur’ân’ın hiçbir ayeti tarihin tozlu raflarına kaldırılmaz. Çünkü her ayet zamanın derinliklerinden süzülen ebedî bir hakikati taşır. Onu okuyan, sadece geçmişi değil, bugünü ve yarını da okur.
Zamanın Üzerinden Bize Bakan Bir Nur
İnsan, olaylara zaman içinde bakar. Kur’ân ise zamanın üstünden bakar. İnsan, geçmişin neticesini göremez, geleceğin hakikatini bilemez. Fakat Kur’ân bir peygamberin kıssasını anlatırken sadece tarih vermekle kalmaz; her asra düşen mesajı da taşır. İbrahim’in ateşi bugün de yanar, Musa’nın asâsı bugün de denizleri yarar, Yusuf’un kuyusu hâlâ derindir.
Kur’ân’ı Zamanla Sınırlamak: Onu Anlayamamak
Ne acıdır ki bazıları Kur’ân’ı sadece tarihsel bir metin gibi görmeye kalkar. Oysa Kur’ân, Allah’ın kelâmı olduğu için her an yeni, her meseleye hazır, her insana hitap eden bir rehberdir. Zamanla eskimeyen, eskidikçe yenilenen bir hakikatler hazinesidir. Çünkü onu gönderen Zât, zamandan münezzehtir.
Özet:
Bu makale, Kur’ân’ın bütün zamanları ve içindeki eşyayı bir anda gören Allah’ın kelâmı olduğunu vurgular. Kur’ân, her asra, her insana ve her meseleye hitap eden zaman üstü bir kitaptır. Olaylara sadece tarihten değil, ebediyet perspektifinden bakar. Bu yüzden her çağa diri, her gönle şifa ve her soruya cevap veren bir nurdur. Kur’ân’ın bu yönü, onu tarihsel değil ebedî kılar.