Temizliğin Son Durağı: Cehennem ve Sorgunun Hikmeti

Temizliğin Son Durağı: Cehennem ve Sorgunun Hikmeti

Hayat, akıp giden bir nehir gibi; kimi zaman berrak, kimi zaman bulanık… Ancak nehir sonunda ya denize ulaşır ya da bataklıkta kaybolur. İnsan hayatı da böyle. Kimi hayırla, iyilikle, adaletle yaşar; kimi zulümle, haksızlıkla, isyanla… Lakin her iki yolun da bir varış noktası vardır: Ya cennet ya cehennem.

Bu dünyada her şeyin bir hesabı var gibi görünür; ama aslında birçok şey de “karşılıksız” kalır. Mazlumun ahı, yetimin gözyaşı, yoksulun lokması, kirletilmiş bir doğa, yıkılmış ahlak… Bunca kötülüğün, yalanın, hıyanetin, israfın, zulmün hesabı eğer bu dünyada görülmüyorsa, görülmelidir bir başka âlemde. Çünkü aksi takdirde, adalet kavramı anlamsızlaşır, iyiliğin kıymeti silinir, kötülük teşvik edilmiş olur. İşte tam burada “İyiki ahiret var” demek bir umut değil, bir zarurettir. Adaletin tahakkuku için cehennem gereklidir.

Allah Teâlâ’nın “Rahman” ismi kadar “Adl” ismi de tecelli edecektir. Çünkü nimet yalnızca verilmek için değil, sorgulanmak içindir de:

> “Sonra O Gün kesinlikle nimetten sorulacaksınız.”
ثُمَّ لَتُسْـَٔلُنَّ يَوْمَئِذٍ عَنِ النَّع۪يمِ
(Tekâsür, 8)

Bir bardak su, bir lokma ekmek, bir anlık sağlık, bir gölgelik serinlik… Tüm bunlar bile ahirette hesaba konu olacakken, hayatı boyunca zalimce yaşayanlar, kul hakkı yiyenler, nimeti nankörce harcayanlar nasıl sorgusuz bırakılabilir?

Evet, iyiki cehennem var, çünkü bu dünya temizlenmeye yetmiyor. Ne mahkemeler adaleti tam sağlayabiliyor, ne yasalar vicdanları tatmin edebiliyor. Bunca pisliğin, günahın, zulmün altından kalkacak başka bir kudret yok. Bu yüzden, cehennem bir intikam değil; ilahi adaletin tecellisidir. Günahın kimyasını yakaraktan temizleyen manevi bir arınma yeridir. Herkes layığını bulur; ne bir eksik ne bir fazla…

Bütün bu düşünceler bize şunu fısıldar: Her nimet sorumluluk, her imkân bir imtihandır. Sadece zalimlerin değil, gafillerin de hesaba çekileceği bir gün vardır. Unutmayalım ki hesap sadece kötü olanlar için değil, kendini iyi zannedip nimetlerin şükrünü unutanlar içindir de.

Özet:
Bu makalede, kötülüklerin karşılıksız kalmaması adına ahiret ve cehennem kavramlarının bir zaruret olduğu vurgulanmıştır. Kur’an’ın Tekâsür Suresi 8. ayeti çerçevesinde, nimetlerin birer hesap vesilesi olduğu, bu dünyanın adaleti tamamlamaya yetmediği ve cehennemin ilahi adaletin tecelli ettiği yer olduğu ifade edilmiştir. Ahiret inancı, yalnızca bir teselli değil, ilahi adaletin zorunlu bir parçası olarak ele alınmıştır.

 

 

Loading

No ResponsesMayıs 26th, 2025