Uygarlığın Maskesi: Batı Medeniyetinin Kanlı Yüzü ve Soykırımların Sessiz Tanığı Tarih

Uygarlığın Maskesi: Batı Medeniyetinin Kanlı Yüzü ve Soykırımların Sessiz Tanığı Tarih

Dünyaya “medeniyet”, “insan hakları” ve “özgürlük” dersleri vermeye çalışan Batı’nın tarihi, ne acıdır ki sayısız soykırım, sömürgecilik, zulüm ve vahşetle örülmüştür. Kâğıt üzerindeki hümanizm ile fiiliyattaki kanlı emeller arasında uçurumlar vardır. Batı, kendi içindeki kavramlarla değil, dünya halklarının yaşadığı acılarla değerlendirildiğinde; medeniyet değil, maskelenmiş barbarlık karşımıza çıkar.

  1. Kızılderililerin Sessiz Çığlığı (1492-1900)

Amerika kıtasına “medeniyet” götürdüklerini söyleyen Avrupalı istilacılar, yerli halk olan Kızılderilileri sistematik olarak katlettiler. Nüfusları 50 milyondan birkaç milyona düştü. Sadece öldürmekle kalmadılar; toprakları ellerinden alındı, kültürleri yok edildi, dilleri susturuldu. Bu, tarihin en büyük kültürel ve fiziki soykırımlarından biridir.

  1. Afrika’nın Kara Gözyaşları: Kölelik ve Belçika’nın Kongosu

Batı’nın zenginliği, Afrika’nın kanı, gözyaşı ve emeği üzerine inşa edilmiştir. Milyonlarca Afrikalı, köle olarak gemilere doldurulup Amerika kıtasına taşındı. On binlercesi daha yolda öldü. Belçika Kralı II. Leopold’un Kongo’daki yönetimi, tam anlamıyla bir cehennemdi: 10 milyona yakın insan öldürüldü; elleri kesildi, köyler yakıldı. Üstelik tüm bunlar, “medeniyet götürme” bahanesiyle yapıldı.

  1. Hindistan ve İngiltere: Açlıktan Kırılan Milyonlar

İngilizlerin Hindistan’daki sömürge yönetimi, sadece kaynakları değil, halkın geleceğini de çaldı. 19. yüzyılda İngiltere’nin uyguladığı vergi ve ticaret politikaları nedeniyle milyonlarca insan açlıktan öldü. 1943 Bengal kıtlığı bu vahşetin doruk noktasıdır: 3 milyondan fazla insan, İngilizlerce görmezden gelinerek ölüme terk edildi.

  1. Alman Nazizmi: Yahudi Soykırımı ve Diğerleri

Hitler’in Almanya’sı, yalnızca Yahudilere değil, çingenelere, engellilere, Polonyalılara, Ruslara ve Müslüman Boşnaklara da ölüm getirdi. Toplama kamplarında milyonlarca insan yok edildi. Bu dehşet, Avrupa’nın bağrından çıktı. Ancak dikkat çekicidir ki, o döneme kadar “medeniyetin merkezi” olarak gösterilen Almanya, bir anda en barbar rejimlerden biri hâline geldi. Bu da gösteriyor ki, vicdanı olmayan bir bilim ve teknoloji, felaket üretir.

  1. Vietnam, Irak, Afganistan: Modern Haçlı Seferleri

ABD’nin “özgürlük” adına yürüttüğü savaşlar, aslında kaynak, strateji ve güç hakimiyeti uğruna yapılan yıkımlardı. Vietnam’da milyonlarca sivil öldürüldü; Napalm bombaları, kimyasal silahlar kullanıldı. Irak işgali, kitle imha silahı bahanesiyle başlatıldı ama bir ülke yerle bir edildi, milyonlarca çocuk yetim kaldı. Afganistan’da 20 yıl süren işgalin ardından geriye sadece yıkılmış şehirler, yoksulluk ve öfke kaldı.

  1. Fransa’nın Cezayir’deki Kanlı Dosyası

Fransa, 1830’da işgal ettiği Cezayir’de bir buçuk milyon insanı katletti. Bağımsızlık mücadelesi sırasında köyler yakıldı, işkenceler uygulandı, halk topluca infaz edildi. Bugün hâlâ Fransa, bu soykırımı kabul etmekten kaçınmaktadır. Bu, Avrupa’nın “geçmişiyle yüzleşemeyen” çifte standardının bir göstergesidir.

  1. Bosna ve Batı’nın Suskunluğu

1990’lı yıllarda Avrupa’nın göbeğinde, Bosna’da Müslümanlar sistematik olarak katledildi. Srebrenitsa’da BM askerlerinin gözetiminde 8 binden fazla Müslüman erkek ve çocuk katledildi. Batı dünyası, bu vahşeti seyretti. Bu, Batı’nın “insan hakları” söyleminin sadece kendi çıkarlarına hizmet ettiğini açıkça gösterdi.

Hikmet ve İbret Penceresinden

Kur’ân’ın öğrettiği bir hakikat var: Zulüm ile abad olunmaz. Zalimler için hazırlanmış olan ilahî hesap günü mutlaktır. Kur’ân der ki:

> “Allah, zalimleri asla sevmez.”
(Âl-i İmrân, 3/57)

Tarih, batının kılıçla getirdiği sözde medeniyetin, gerçekte küresel bir kan gölüne dönüştüğünü göstermiştir. Zulümle yapılan saraylar, sonunda mazlumların duasıyla yıkılır.

Özet:

Bu makale, Batı dünyasının tarih boyunca gerçekleştirdiği soykırımlar, işgaller ve zulümleri örneklerle gözler önüne sermektedir. Kızılderililerden Afrikalılara, Hindistan’dan Cezayir’e, Bosna’dan Irak ve Afganistan’a kadar milyonlarca insanın kanı, Batı’nın “medeniyet” maskesinin ardındaki acı ve karanlık gerçeği göstermektedir. Kur’ân perspektifinden bakıldığında, bu zulümler hikmetle okunmalı, ibretle anlaşılmalı ve insanlık için bir uyarı olarak hatırlanmalıdır. Gerçek medeniyet, adalet ve rahmetle mümkündür; zulümle değil.

 

Loading

No ResponsesMayıs 24th, 2025