Taş Yağmuruna Tutulan Kavim: Lut Kavminden Zamanımızdaki Sapmalara Mesajlar

Taş Yağmuruna Tutulan Kavim: Lut Kavminden Zamanımızdaki Sapmalara Mesajlar

“Ve biz onların üstüne taş yağdırdık. Uyarılanların sonu ne kötü oldu!” (A’râf, 84)

Tarihin karanlık sayfalarında, helak ile damgalanmış bir kavim vardır: Lut Kavmi.
Onlar sadece bir ahlâksızlığı değil, yaratılış fıtratına meydan okumayı tercih ettiler. Kadını bırakıp, erkeğe yönelerek sadece şehveti değil, insanlığın en temel değerlerini de çiğnediler. Bu sapma sadece bireysel bir günah değil, toplumsal bir sapkınlık haline gelmişti. Ve Allah Teâlâ, bu ahlâkî yıkıma karşı bir uyarı ve ibret olarak onları helak etti.

Lut Kavmi: Fıtratın İsyanına Karşı İlâhî Cezalandırma

Hz. Lut (aleyhisselâm), onları defalarca uyardı:
“Bu yaptığınız işi, sizden önce hiçbir ümmet yapmamıştı.” (A’râf, 80)
Ama onlar ne akla kulak verdiler, ne de vahye. Nihayet, Allah’ın emriyle melekler geldi. Gecenin bir vakti, şehir altüst edildi. Üstlerine taşlar yağdı. Onların gülüp eğlendikleri sokaklar, lanetle mühürlendi.

Bu kıssa sadece geçmiş bir hadise değil; her çağda insanlığa bir uyarıdır. Çünkü sapma tekrar ettiğinde, sonuç da tekrar edebilir.

Zamanımızdaki Lutîlik: Etiket Değişti, Günah Aynı

Bugün ise bu sapkınlık “özgürlük”, “kimlik”, “onur” adı altında pazarlanıyor. Renkli bayraklar altında işlenen fıtrat cinayeti, “seçim” kılıfıyla normalleştiriliyor. Lut kavminin yaptığı neyse, bugün yapılan da odur. Tek fark, çağdaş etiketler ve dijital desteklerdir.

Toplumlar, bu sapmayı ahlaki bir seçenek olarak görmeye başladığında, aslında kendi sonlarının zeminini hazırlarlar. Bir milletin çöküşü, sadece ekonomik değil, fıtri ve ahlâki çöküşle başlar.

Peki Neden Bu Kadar Tehlikeli?

Çünkü bu sapkınlık:

Fıtratı bozar, insanı insan olmaktan uzaklaştırır.

Aile yapısını yıkar, nesli tehdit eder.

Toplumu iffetsizliğe, hayasızlığa alıştırır.

Allah’ın gazabını çeker.

Tarih boyunca nice kavimler zulümle, inkârla helak oldu; ama Lut kavmi özel bir azaba uğradı. Çünkü yaptıkları sapkınlık, insanlık onuruna da, ilahî düzene de meydan okumaktı.

Tebliğ, Merhametle Ama Netlikle Olmalı

Elbette bu günahı işleyen insanlar tamamen düşman değildir. İnsanlar bozulabilir, ama asıl tehlike günahın normalleşmesidir. Müminin görevi, bu sapmayı ifşa etmek, ama bunu öfke değil, rahmetle yapmaktır. Hz. Lut gibi uyarıcı olmak, ama zulmetmemek gerekir.

Günahı sevmeyiz, ama günahkârı kurtarmak isteriz. Çünkü her insan tövbeye muhtaçtır. Bugün bu yoldan dönecek bir kişi, yarın bir kavmin kurtuluşuna vesile olabilir.

Ey Nefsim, Ey İnsanlık!

Lut kavminin ibret dolu sonunu tekrar hatırla. Onların şehirleri hâlâ toprak altında, ama mesajları hâlâ gökyüzünden haykırıyor:

“Fıtrata savaş açarsan, yer sana dar gelir.”

Yaratılışın hikmetini unutma. Erkek erkekle, kadın kadınla değil; erkek kadınla, rahmetle, evlilikle huzur bulur. Bu sadece inanç meselesi değil; insanlık meselesidir.

Özet:

Bu makale, Kur’an’da helak edilen Lut Kavmi üzerinden, LGBT hareketlerinin ilahi düzen ve fıtrat açısından değerlendirmesini yapmaktadır. Lut Kavmi’nin sapkınlık nedeniyle yok edilmesi, sadece tarihi bir olay değil, her döneme hitap eden bir uyarı olarak ele alınır. Günümüz LGBT akımlarının benzer sapkınlıkları modern kılıflarla meşrulaştırmaya çalıştığına dikkat çekilir. Makale, müminin bu duruma karşı tebliğ görevini merhametle ama netlikle yapması gerektiğini vurgular. Son olarak, insanlığa ve nefse “fıtrata karşı gelmenin sonu hüsrandır” mesajı verilir.

 

Loading

No ResponsesMayıs 24th, 2025