Kabrin Arkası İçin Çalışınız

Kabrin Arkası İçin Çalışınız

“Hakikî saadet ve lezzet ondadır.”

Bir gün herkesin ardında bir mezar taşı, önünde ise sonsuzluk olacaktır. Kabrin içi karanlık olabilir, ama “arkası” nurla da dolabilir, azapla da… Bu büyük yolculuk öncesi bizden istenen şey ise basittir ama ihmal edilir: Kabrin arkası için çalışmak.

Hayat Nereye Akıyor?

Dünya bizi meşgul eder, oyalar, bazen büyüler. Lezzetler sunar, hayalleri peşimize takar. Ama ne kadar sürer bu? Bir kahkaha anı, bir başarı duygusu, bir mülk sevinci… Hepsi geçici. Çünkü her yolun sonunda bir mezar taşı bekler. Ve o taşın altı değil, arkasıdır asıl mesele. Nereye gideceğiz? Kimlerle karşılaşacağız? Ne ile karşılanacağız?

İşte bu yüzden hakikî saadet, bu dünyada değil, onun arkasındadır. Dünya sadece bir bekleme salonudur. Asıl saray, asıl yurt ötededir.

Dünyanın Parıltısı Yetmez

Kimi insanlar vardır; dünya onlara her şeyini sunsa da, kalpleri doymak bilmez. En sürurlu hâllerde bile ruhlarında bir boşluk, gözlerinde bir arayış vardır. Çünkü ruh, bu dünyanın değil, ebediyetin malıdır. Geçici olanla tatmin olmaz.

Bu yüzdendir ki, en parlak zevklerin ortasında bile âhiret arayışı dinmez. Kimi vakit bir cenaze, kimi vakit bir hastalık, kimi vakit gece yarısı sessizliği hatırlatır insana:
“Asıl hayat bu değil.”

Kabrin Arkasını Düşünmek: Bir Kaçış Değil, Bir Bilinçtir

Bazıları ölümü anmayı karamsarlık zanneder. Hâlbuki kabir arkasını düşünmek, hayatı daha bilinçli yaşamanın adıdır. Harama el uzatmaktan sakınmanın, iyilikte yarışmanın, tevbenin ve affın kapısını açık tutmanın vesilesidir.

Çünkü:

Orada para değil, sevap geçer.

Orada makam değil, takva sorulur.

Orada şöhret değil, ihlas aranır.

Orada kime kul olduğun sorulur.

Ebedi Hayat İçin Eylem Zamanı

Kabrin arkası, ebediyet yurdudur. Sonsuz mutluluk da oradadır, pişmanlık da. Bugün ise çalışmanın, hazırlık yapmanın günüdür. Bir ömürlük ibadet, bir kalpleri ısıtan iyilik, bir tevazu dolu dua, kabirden sonrasını nurlandırabilir.

Bugün dünyada, yarın kabirde, sonra ebediyette…

Özet:

Bu makalede, “Kabrin arkası için çalışınız; hakikî saadet ve lezzet ondadır” düsturu çerçevesinde, dünya hayatının geçiciliği ve ahiret yurdunun kalıcılığı işlenmiştir. Dünya nimetlerinin ruhu tatmin edemeyeceği, hakiki huzurun kabir sonrasındaki hayatta olduğu vurgulanır. Dünyanın parıltılı halleri bile âhireti unutturamamakta; ruh, fıtraten sonsuzluğu aramaktadır. Kabir arkasını düşünmek, hayatı daha şuurlu yaşamak için bir uyarı ve yöneliş kaynağıdır. Sonsuz mutluluğun bu dünyadaki hazırlığa bağlı olduğu hatırlatılır.

 

 

Loading

No ResponsesMayıs 22nd, 2025